ALEVİ CANLAR FORUMU

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
ALEVİ CANLAR FORUMU

ALEVİ CANLAR FORUMU-TASAVVUF ARAŞTIRMA ,PAYLAŞIM

Mayıs 2024

PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
  12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  

Takvim Takvim


    Jose Marti

    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    Jose Marti Empty Jose Marti

    Mesaj tarafından Admin Salı Nis. 21 2009, 14:32

    Jose Marti28 Ocak 1853'te Havana'da doğan Jose Marti'nin babası İspanyol, annesi ise Kanarya Adaları'ndandı;16 yaşında "Özgür Vatan" adlı bir gazete çıkardı. İspanya'ya karşı bağımsızlık savaşımı verenlerden olduğu için 17 yaşında tutuklandı ve 6 aylık kürek cezasından sonra İspanya'da Madrid'e sürüldü. Madrid'te Zaragosa üniversitelerinde hukuk, felsefe ve filoloji eğitimi gördü. 1874'te Latin Amerika ülkelerini dolaştı.Yaşamının büyük bölümünü sürgünde geçirdi.1878'de Kübalı toprak sahiplerinin İspanyollarla anlaşması nedeniyle sona eren savaş ve çıkan af ile ülkesine geri döndü. 1878'de evlendi, bir oğlu ve bir kızı oldu. 1880'de Kuzey Amerika'ya geçti, göçmen olarak yaşadı.Yıllarca şiirler, kitaplar ve gazete makaleleri yazdı. Aynı zamanda siyasi eylemlerini de sürdürdü. Gizli siyasal faaliyetinden dolayı iki kez yine tutuklandı. Daha sonra New York'a yerleşti. Buradan Buenos Aires' de çıkan La Nicion adlı gazetede ona ayrılan köşedeki yazılarından dolayı ünü bütün Latin Amerika'ya yayıldı. 1892'de Partido Revolucionario Cubano (Küba Devrimci Partisi) kuruldu ve Marti, PRC' nin temsilciliğine seçildi; aynı zamanda Patria (Vatan) adlı gazeteyi çıkarmaya başladı. 1895'de Küba halkını bağımsızlık savaşına çağıran ve Partinin manifestosu niteliğinde olan Monte Kristo Bildirisi'ni kaleme aldı.
    Kısa süren ömrü boyunca, birkaç siyasal kitapçıkla incecik şiir kitapları Abdala (manzum dram) 1869'da, İsmaelillo (Mahvolan Dostluk, otobiyografik roman) 1882'de, Versos sencillos (Basit Şiirler) 1891'de ve Versos libres (Özgür Şiirler) 1913'te ölümünden sonra basıldı.

    Dürüst bir insanım ben,
    Palmiyeler ülkesinden.
    Ölmeden önce, paylaşmak isterim
    Ruhumdan akıp gelen bu şiirleri.

    Guantanamera! Guajira!
    Guantanamera!
    Guantanamera! Guajira!
    Guantanamera!

    Şiirlerim parlak yeşildir,
    Ama yine de kızıl alevler gibidir.
    Şiirlerim yaralı bir ceylana benzer,
    Dağda kurtarılmayı bekler.

    Guantanamera! Guajira!
    Guantanamera!
    Guantanamera! Guajira!
    Guantanamera!

    Dikiyorum bir ak gül fidanı
    Haziranda ve Temmuzda
    Çünkü samimi dost
    Elini vermiştin bana.

    Guantanamera! Guajira!
    Guantanamera!
    Guantanamera! Guajira!
    Guantanamera!

    Ve zalimin biri parçaladığı için
    Beni yaşatan yüreğimi.
    Dikmem ne bir ayrıkotu ne de çakır dikeni
    Dikerim bir ak gül fidanı.

    Guantanamera! Guajira!
    Guantanamera!
    Guantanamera! Guajira!
    Guantanamera!

    Şarap, arkadaş
    Sunma bana:
    Yok dünyada
    Hiçbir mahzende
    Öyle bir şarap
    Dindirebilecek
    Susuzluğumu benim.
    Ve yok
    Kadehler arasında
    O kadeh
    Dudaklarıma
    İçine düşeyim.
    Sakim benim
    Unutur muyum seni?
    Başka bir şarap
    İçmeyeceğim.

    O, omuzumda oturuyor benim,
    Kimseye görünmeden:
    Yabancı göze görünmez
    Onu yalnız ben görebilirim.
    Şakaklarımı okşuyor tatlılıkla
    Ve sıcaklığıyla ellerinin
    Hafifletiyor ağırlığını
    Dayanılmaz acıların:
    Istırapla mıhlandığımda,
    Kederle çarmıhlandığımda,
    Ve hayatın boyunduruğunda
    Donduğunda kanım;
    Ve bir ölüm öpücüğü gibi
    Acı, deldiğinde kafatasımı,
    Odur silen alnımdaki teri
    Sevecen eliyle.
    Ayaklarımı çelip de
    Beni yolun ortasında
    Deviren yorgunluk
    Ansızın siliniverir!
    Ve hazırım yeniden
    En uzak yollara gitmeye;
    İçimde bir sevinç
    Dudaklarımda bir gülüşle;
    Bu demektir ki
    Oğlum öptü beni;
    Omuzumda oturan,
    Kimsenin görmediği.



    Dünyanın yoksul insanlarıyla,
    Neyim varsa paylaşmak isterim.
    Dağların cılız dereleri
    Denizlerden daha mutlu eder beni.

    Bilirim zarif elleri
    Ve güzel kokularını onların;
    Bilirim nasıl
    Sarılırlar boyna
    Ve beden onlara doğru
    Açılarak bir gül gibi
    Bitkin düşer
    O güzel kokuları solumaktan.
    Ve kan çarpar şakaklarda,
    Sanki al damarlarda
    Bilinmez kuşlar
    Kızıl kanatlarını çırpmaktadır;
    O hafif ellerin dokunuşu
    Alazlanmış tende
    Yaşamın rüzgarlarıyla
    Uçuşur kelebek gibi,
    Ve cansız bedeni
    Yeniden diriltirler.
    Fakat zarifliğini bu ellerin
    Onların güzelliğini
    Ben değişirim duraksamadan
    Başka ellerle,
    O minik ellerle,
    Boynunda bir babanın
    Büyülü bir gerdanlık gibi
    Sımsıkı birleşen.
    Eksik olsun zarif ellerin güzelliği
    Ve güzel kokuları onların!

      Forum Saati Cuma Mayıs 17 2024, 02:40