ALEVİ CANLAR FORUMU

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
ALEVİ CANLAR FORUMU

ALEVİ CANLAR FORUMU-TASAVVUF ARAŞTIRMA ,PAYLAŞIM

Mayıs 2024

PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
  12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  

Takvim Takvim


    Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 143

    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 143 Empty Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 143

    Mesaj tarafından Admin Paz Haz. 14 2009, 18:21

    وَكَذَٰلِكَ
    جَعَلْنَاكُمْ أُمَّةً وَسَطًا لِتَكُونُوا شُهَدَاءَ عَلَى النَّاسِ
    وَيَكُونَ الرَّسُولُ عَلَيْكُمْ شَهِيدًا ۗ وَمَا جَعَلْنَا الْقِبْلَةَ
    الَّتِي كُنْتَ عَلَيْهَا إِلَّا لِنَعْلَمَ مَنْ يَتَّبِعُ الرَّسُولَ
    مِمَّنْ يَنْقَلِبُ عَلَىٰ عَقِبَيْهِ ۚ وَإِنْ كَانَتْ لَكَبِيرَةً
    إِلَّا عَلَى الَّذِينَ هَدَى اللَّهُ ۗ وَمَا كَانَ اللَّهُ لِيُضِيعَ
    إِيمَانَكُمْ ۚ إِنَّ اللَّهَ بِالنَّاسِ لَرَءُوفٌ رَحِيمٌ

    Ve
    kezâlike cealnâkum ummeten vasatan li tekûnû şuhedâe alen nâsi ve
    yekûner resûlu aleykum şehîdâ(şehîden), ve mâ cealnâl kıbletelletî
    kunte aleyhâ illâ li na’leme men yettebiur resûle mimmen yenkalibu alâ
    akibeyh(akibeyhi), ve in kânet le kebîreten illâ alellezîne
    hedallâh(hedallâhu) ve mâ kânallâhu li yudîa îmânekum innallâhe bin
    nâsi le raûfun rahîm(rahîmun).
    1.ve kezâlike: ve bunun gibi, böylece
    2.cealnâ-kum: biz sizi kıldık, yaptık
    3.ummeten: bir ümmet, bir topluluk
    4.vasatan: vasat, ortada, ifrat ve tefritten uzak
    5.li tekûnû: olmanız için, olun diye
    6.şuhedâe: şahitler
    7.alâ en nâsi: insanlara
    8.ve yekûne: ve olsun
    9.er resûlu: resûl
    10.aleykum: size, sizin üzerinize
    11.şehîden: şahit
    12.ve mâ ceal-nâ: ve biz yapmadık, kılmadık
    13.el kıblete: kıble
    14.elletî: o ki, ki o
    15.kunte: sen oldun
    16.aleyhâ: onun üzerinde
    17.illâ: ancak, sadece, hariç
    18.li na'leme: bilmemiz için
    19.men: kim
    20.yettebiu: tâbî olur
    21.er resûle: resûl
    22.mimmen (min men): o kimse(ler)den, ondan (onlardan)
    23.yenkalibu: geri döner
    24.alâ: üzerine, üzerinde
    25.akibeyhi: topukları (iki topuğu)
    26.ve in kânet: ve eğer olursa, olsa bile
    27.le: elbette, gerçekten
    28.kebîreten: zor, güç
    29.illâ: ancak, hariç
    30.alâ: üzerine, ... e
    31.ellezîne: o kimseler, onlar
    32.hedâ: hidayete erdirdi
    33.allâhu: Allah'ın
    34.ve mâ kâne: ve olmadı, değildir
    35.allâhu: Allah
    36.li yudîa: zayi edecek, boşa çıkaracak, yok edecek
    37.îmâne-kum: sizin îmânınız
    38.inne: hiç şüphesiz, muhakkak
    39.allâhe: Allah
    40.bi en nâsi: insanlara
    41.le: mutlaka, elbette
    42.raûfun: çok şefkatli
    43.rahîmun: çok merhametli, rahmet gönderen
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 143 Empty Geri: Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 143

    Mesaj tarafından Admin Paz Haz. 14 2009, 18:24

    Diyanet İşleri:Böylece,
    sizler insanlara birer şahit (ve örnek) olasınız ve Peygamber de size
    bir şahit (ve örnek) olsun diye sizi orta bir ümmet yaptık. Her ne
    kadar Allah’ın doğru yolu gösterdiği kimselerden başkasına ağır gelse
    de biz, yönelmekte olduğun ciheti ancak; Resûl’e tabi olanlarla,
    gerisingeriye dönecekleri ayırd edelim diye kıble yaptık. Allah,
    imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz Allah, insanlara çok
    şefkatli ve çok merhametlidir.
    Abdulbaki Gölpınarlı:İşte böylece
    bütün insanlara tanıklık etmeniz, Peygamberin de size tanık olması için
    sizi, doğru yolun tam ortasında giden bir ümmet yapmışızdır. Zâten
    evvelce yöneldiğin Kâ'be'yi kıble yapışımızdan maksat da ancak
    Peygambere uyacak olanları, iki topuğu üstünde gerisin geriye
    döneceklerden ayırt etmektir. Bu, elbette Allah'ın doğru yolu
    gösterdiği kimselerden başkalarına ağır gelecek. Allah, imanınızı zayi
    etmez. Şüphe yok ki Allah, insanları esirgeyicidir, rahîmdir.
    Adem Uğur:İşte böylece sizin
    insanlığa şahitler olmanız, Resûl'ün de size şahit olması için sizi
    mutedil bir millet kıldık. Senin (arzulayıp da şu anda) yönelmediğin
    kıbleyi (Kâbe'yi) biz ancak Peygamber'e uyanı, ökçeleri üzerinde geri
    dönenden ayırdetmemiz için kıble yaptık. Bu, Allah'ın hidayet verdiği
    kimselerden başkasına elbette ağır gelir. Allah sizin imanınızı asla
    zayi edecek değildir. Zira Allah insanlara karşı şefkatli ve
    merhametlidir.
    Ali Bulaç:Böylece biz sizi,
    insanlara şahid (ve örnek) olmanız için orta bir ümmet kıldık;
    Peygamber de üzerinizde bir şahid olsun. Senin üzerinde bulunduğun
    (yönü, Ka'be'yi) kıble yapmamız, elçiye uyanları, topukları üzerinde
    gerisin geri dönenlerden ayırdetmek içindir. Doğrusu (bu,) Allah'ın
    hidayete ilettiklerinin dışında kalanlar için büyük (bir yük)tür.
    Allah, imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz, Allah, insanlara
    şefkat edendir, esirgeyendir.
    Ali Fikri Yavuz:Ey Müslümanlar,
    böylece sizi seçkin ve şerefli bir ümmet kıldık ki, bütün insanlar
    üzerine adâlet örneği ve hak şâhidleri olasınız. Peygamber de sizin
    üzerinize şâhit olsun; ve (ey Rasûlüm) hâlen yönelmekte olduğun
    Kâbe’yi, ancak Rasûle uyanlarla geri dönenler arasını ayırt etmek için
    kıble kıldık. Gerçi bu kıbleyi çeviriş büyük ve ağır ise de yalnız, o
    Allah’ın hidâyet ettiği kimselere ağır gelmez ve Allah imanınızı
    zâyietmez. Muhakkak Allah Tealâ İnsanlara çok merhametlidir,
    günahlarını bağışlayıcıdır.
    Bekir Sadak:Boylece sizi
    insanlara sahid ve ornek olmaniz icin tam ortada bulunan bir ummet
    kildik. Peygamber de size sahid ve ornektir. Senin yoneldigin yonu,
    Peygambere uyanlari, cayacaklardan ayirdetmek icin kible yaptik.
    Dogrusu Allah'in yola koydugu kimselerden baskasina bu agir bir seydir.
    Allah ibadetlerinizi bosa cikaracak degildir. Dogrusu Allah insanlara
    sefkat gosterir, merhamet eder.
    Celal Yıldırım:Ve işte böylece
    sizi (ifratla tefrit arasında) vasat bir ümmet kıldık ki, bütün
    insanlara karşı âdâlet örnekleri, hak şahitleri olasınız. Peygamber de
    size hakkıyla şâhid olsun. Üstünde durduğun (arzu edip istediğin
    Beytullah'ı) kıble yapışımız da sırf Peygamber'e uyanları, gerisi
    gerisine döneceklerden bilip ayırd etmemiz içindir. Her ne kadar bu,
    Allah'ın doğru yola ilettiklerinden başkasına ağır gelirse de
    (böyledir). Allah imânınızı zayedip boşa çıkaracak değildir. Herhalde
    Allah, insanlara şefkatla yaklaşıp çokça rahmet edendir ; aynı zamanda
    O çok merhametlidir.
    Diyanet İşleri (eski):Böylece
    sizi insanlara şahid ve örnek olmanız için tam ortada bulunan bir ümmet
    kıldık. Peygamber de size şahid ve örnektir. Senin yöneldiğin yönü,
    Peygambere uyanları, cayacaklardan ayırdetmek için kıble yaptık.
    Doğrusu Allah'ın yola koyduğu kimselerden başkasına bu ağır bir şeydir.
    Allah ibadetlerinizi boşa çıkaracak değildir. Doğrusu Allah insanlara
    şefkat gösterir, merhamet eder.
    Diyanet Vakfi:İşte böylece sizin
    insanlığa şahitler olmanız, Resûl'ün de size şahit olması için sizi
    mutedil bir millet kıldık. Senin yöneldiğin yeri (Kâbe'yi) biz ancak
    Peygamber'e uyanı, ökçeleri üzerinde geri dönenden ayırdetmemiz için
    kıble yaptık. Bu, Allah'ın hidayet verdiği kimselerden başkasına
    elbette ağır gelir. Allah sizin imanınızı asla zayi edecek değildir.
    Zira Allah insanlara karşı şefkatli ve merhametlidir.
    Edip Yüksel:Böylece sizi açık
    fikirli bir toplum kıldık ki halkın arasında tanıklar olabilesiniz ve
    elçi de aranızda tanık olabilsin. Elçiye uyanlarla topukları üzerinde
    geriye dönenleri birbirinden ayırmak için eskiden yöneldiğin kıbleyi
    değiştirdik. ALLAH'ın yol gösterdiği kimseden başkasına elbette bu ağır
    gelir. ALLAH imanınızı boşa çıkarmaz. ALLAH insanlara Şefkatlidir,
    Rahimdir.
    Elmalılı Hamdi Yazır:ve işte
    böyle sizi doğru bir caddeye çıkarıp ortada yürüyen bir ümmet kıldık ki
    siz bütün insanlar üzerine adalet nümunesi, hak şahidleri olasınız,
    Peygamber de sizin üzerinize şahid olsun. Kıbleyi mukaddema durduğun
    Kâ'be yapışımız da sırf şunun içindir: Peygamberin izince gidecekleri;
    iki ökçesi üzerinde geri döneceklerden ayıralım, o elbette Allahın
    hidayet eylediği kimselerden maadasına mutlak ağır gelecekdi, Allah
    imanınızı zayi edecek değil, Her halde Allah insanlara re'fetli çok
    re'fetlidir, rahîmdir
    Elmalılı (sadeleştirilmiş):İşte
    böyle sizi, bütün insanlar üzerine adalet örneği, hak şahitleri
    olasınız, Peygamber de sizin üzerinize şahit olsun diye, doğru bir
    caddeye çıkarıp ortada yürüyen bir toplum yaptık. Sana önceden durduğun
    Ka'be'yi kıble yapmamız da yalnız peygamberlerin izinde gidecekleri iki
    ökçesi üzerinde geri döneceklerden ayırt etmemiz içindir. Elbette o,
    Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerden başkasına mutlaka ağır
    gelecekti. Allah imanınızı zayi edecek değildir. Allah insanlara karşı
    çok şefkatli ve merhametlidir.
    Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2):Ve
    işte böyle, sizi ortada yürüyen bir ümmet kıldık ki, siz bütün insanlar
    üzerine adalet örneği ve hakkın şahitleri olasınız, Peygamber de sizin
    üzerinize şahit olsun. Daha önce içinde durduğun Kâ'be'yi kıble
    yapmamız da şunun içindir: Peygamber'in izince gidecekleri, iki ökçesi
    üzerinde geri döneceklerden ayıralım. Bu iş elbette Allah'ın hidayet
    ettiği kimselerin dışındakilere çok ağır gelecekti. Allah imanınızı
    kaybedecek değildir. Hiç şüphesiz Allah, bütün insanlara çok
    şefkatlidir, çok merhametlidir.
    Fizilal-il Kuran:Böylece sizi
    orta yolu benimseyen bir ümmet yaptık ki, siz insanlara örnek olasınız
    ve peygamber de size örnek olsun. Biz sırf Peygambere uyanları, bağlı
    kalanları O'na uymaktan vazgeçenlerden ayırdedelim diye daha önce
    yöneldiğin kıbleyi tekrar kıble yaptık. Bu değişiklik, Allah'ın doğru
    yolu gösterdiği kimselerden başkasına elbette ağır gelir. Allah sizin
    imanınızı boşa çıkaracak değildir. Hiç şüphesiz, Allah insanlara karşı
    şefkatli ve merhametlidir.
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 143 Empty Geri: Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 143

    Mesaj tarafından Admin Paz Haz. 14 2009, 18:25

    Gültekin Onan:Böylece
    biz sizi, insanlara şahid olmanız için orta bir ümmet kıldık; Peygamber
    de üzerinize şahid olsun. Senin üzerinde bulunduğun yönü [Kabe'yi]
    kıble yapmamız, elçiye uyanları, topukları üzerinde gerisin geri
    dönenlerden (yenkalibu) ayırdetmek içindir. Doğrusu (bu) Tanrı'nın
    hidayete ilettiklerinin dışında kalanlar için büyük (bir yük)tür. Tanrı
    inancınızı boşa çıkaracak değildir. Kuşkusuz Tanrı insanlara şefkat
    edendir, esirgeyendir.
    Hasan Basri Çantay:Böylece sizi
    (Ey Muhammed ümmeti) vasat (orta) bir ümmet yapmışızdır, insanlara
    karşı (hakıykatın) şâhidler (i) olasınız, bu peygamber de sizin
    üzerinize tam bir şahidi olsun diye. (Habîbim) senin haalâ üstünde
    durageldiğin (Kâ'beyi tekrar) kıble yapmamız; o peygambere (sana)
    uyanları (senin izince gidenleri) ayağının iki ökçesi üzerinde geri
    döneceklerden (irtidâd edeceklerden ve münafıklardan) ayırd etmemiz
    içindir. Gerçi (Kıblenin bu suretle çevrilmesi) elbette büyük bîr
    (mesele) dir. Ancak bu, Allanın, doğru yola iletdiği kimseler hakkında
    (asla vârid) değil. Allah îmanınızı zaayi edecek değildir. Çünkü Allah
    insanları çok esirgeyendir, (onlara) rahmet (ve inayet) ini râyigân
    edendir.
    İbni Kesir:Böylece sizi vasat bir
    ümmet kıldık ki, insanların üzerine şahidler olasınız. Peygamber de
    sizin üzerinize şahid olsun. Ve senin üzerinde bulunduğun kıbleyi,
    peygambere uyanları, ayağının iki ökçesi üzerinde geri döneceklerden
    ayırdetmek için kıble yaptık. Gerçi bu, büyük bir şeydir. Ama Allah'ın
    doğru yola ilettiği kimseler için değil. Allah, elbette imanınızı zayi
    edecek değildir. Şüphesiz ki Allah, insanlara Rauf ve Rahim'dir.
    Muhammed Esed:Ve böylece sizin
    dengeli ve ölçülü bir toplum olmanızı istedik ki (hayatınızla) tüm
    insanlığın huzurunda hakikatin şahitleri olmanız ve Elçi de sizin
    huzurunuzda ona şahitlik yapsın. Ve Elçi'ye uyanlar ile ökçeleri
    üzerinde gerisin geri dönenler arasında açık bir ayrım yapabilmek
    amacıyla senin, (ey Peygamber) daha önce yöneldiğin hedefi (bu topluluk
    için) kıble olarak tayin ettik: Şüphesiz bu, Allah'ın doğru yola
    ulaştırdığı kişilerden başka herkes için zor bir sınavdı. Allah sizin
    inancınızı kesinlikle göz ardı etmeyecektir; zira, unutmayın ki, Allah
    insana karşı en şefkatli olandır, rahmet kaynağıdır.
    Ömer Nasuhi Bilmen:Ve işte
    böylece sizleri de bir ümmet-i vasat kıldık ki nâs üzerine şahitler
    olasınız. Ve bu Peygamber de sizlerin üzerinize tam bir şahit olsun. Ve
    senin, evvelce tarafına müteveccih bulunduğun Kâbe'yi yine kıble
    yapmadık, ancak Resûle kimlerin tâbi olacaklarını, gerisi gerisine
    döneceklerden temyiz etmek için yaptık. Gerçi bu büyük bir hadisedir.
    Ancak Allah'ın hidâyet ettiği zâtlar hakkında değil. Ve Allah sizin
    imânınızı elbette zâyi edecek değildir. Şüphe yok ki Allah Teâlâ nâsa
    elbette raûftur, rahîmdir.
    Şaban Piriş:Nitekim, insanlara
    şahit olmanız, Peygamber’in de size şahit olması için sizi vasat /adil
    bir ümmet kıldık. Senin üzerinde bulunduğun kıbleyi ise sırf peygambere
    uyanları, ökçesi üzerinde dönenlerden ayırt edelim diye kıble yaptık.
    Allah’ın doğru yolu gösterdiklerinden başkası için bu çok ağır bir
    şeydir. Allah sizin imanınızı zayi edecek değildir. Allah insanlara çok
    şefkatli ve merhametlidir.
    Suat Yıldırım:Ve işte böylece Biz
    sizi örnek bir ümmet kıldık ki insanlar nezdinde Hakk’ın şahitleri
    olasınız ve Peygamber de sizin hakkınızda şahit olsun. Senin arzulayıp
    da şu anda yöneldiğin Kâbeyi kıble yapmamızın sebebi, sırf Peygamberin
    izinden gidenlerle ondan ayrılıp gerisin geriye dönecekleri meydana
    çıkarmaktır. Gerçi bu oldukça ağır bir iştir. Ancak Allah’ın doğru yola
    erdirdiği kimseler için mesele teşkil etmez. Allah imanınızı zayi
    edecek değildir. Çünkü Allah insanlara karşı pek şefkatlidir, çok
    merhametlidir.
    Süleyman Ateş:Böylece sizi orta
    bir ümmet yaptık ki, insanlara şâhid olasınız. Elçi de size şâhid
    olsun. Biz, Elçi'ye uyanı, ökçesi üzerinde geriye dönenden ayıralım
    diye, eskiden yöneldiğin Ka'be'yi kıble yaptık. Bu, Allâh'ın yol
    gösterdiği kimselerden başkasına elbette ağır gelir. Allâh sizin
    imanınızı zayi edecek değildir. Şüphesiz Allâh, insanlara şefkatli,
    merhametlidir.
    Tefhim-ul Kuran:Böylece biz sizi,
    insanlara şahid (ve örnek) olmanız için vasat bir ümmet kıldık;
    peygamber de üzerinizde bir şahid olsun. Senin üzerinde bulunduğun
    (yönü, Kâ'be'yi) kıble yapmamız, peygambere uyanları, iki topuğu
    üzerinde gerisin geri dönenlerden ayırdetmek içindir. Doğrusu (bu,)
    Allah'ın hidayete ulaştırdıklarının dışında kalanlar için büyük (bir
    yük) tür. Allah, imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz, Allah,
    insanlara şefkat edendir, esirgeyendir.
    Ümit Şimşek:Biz sizi böylece
    vasat bir ümmet yaptık-tâ ki siz insanlara şahitler olun, Peygamber de
    size bir şahit olsun. Senin vaktiyle yöneldiğin Kâbe'yi ise, kim
    Peygambere uyuyor, kim de topuğu üzerinde gerisin geri dönüyor, görelim
    diye kıble yaptık. Bu, Allah'ın hidayet verdiği kimselerden başkasına
    pek güç gelir. Yoksa Allah sizin imanınızı zayi edecek değildir.
    Gerçekten, Allah insanlara çok şefkatli, çok merhametlidir.
    Yaşar Nuri Öztürk:İşte böyle! Biz
    sizi, insanlar üstüne tanık olasınız, resul de sizin üstünüze tanık
    olsun diye, orta yolu izleyen bir ümmet yaptık. Biz, eskiden üzerinde
    olduğunu kıble haline getirdik ki resule uyanı, ökçesi üstüne gerisin
    geri dönenden ayıralım. Bu, Allah'ın kılavuzluk ettikleri dışındakilere
    gerçekten zor gelecektir. Ama Allah imanınızı işe yaramaz hale
    getirmeyecektir. Şu da bir gerçek ki, Allah öncelikle insanlara karşı
    çok acıyıcı, çok merhametlidir.

      Forum Saati Perş. Mayıs 02 2024, 00:43