6. 1970'li Yıllar
1970-1980 yılları arasında roman yazarları sayısında büyük bir artış görülüyor. Ya-
zan sayısındaki artışla birlikte, romanlarda ele alınan konularda çeşitlenme, yazan-
ların toplum sorunlarına eğilişteki artış göze çarpıyor. Bir yandan köy ve köylü so-
runları.sürerken, bir yandan da yazarların sıkıntısınıçektikleri 27 Mayıs ve 12 Mart
olayları ele alınıyor. Belgelere dayanarak yazılan tarihsel romanlarla birlikte Al-
manya'ya göçün değişik bir yanıyla girdiği romanlar görülüyor. Türkiye'den Al-
manya'ya getirilen çocukların dil sorunları, anne babalarının işyaşamlarında karşı-
laştıkları sorunları, sıla özlemi, Alman topluluğuna uyum sağlamada çekilen sıkın-
tılar yazarların üzerinde durdukları konular oluyor.
Bu yılların dikkat çeken yazarları olarak Abbas Sayar (1923-1986), Erol Toy (1936),
Bekir Yıldız (1933-1998), Muzaffer İzgü (1933), Oğuz Atay (1934-1977), Ümit Kaftan-
cıoğlu (1935-1980), Selim İleri (1949), Melih Cevdet Anday (1915), Erdal Öz (1935),
Demir Özlü (1935), Çetin Altan (1926), Oktay Rıfat (1914-1988), Vedat Türkali (1919),
Ferit Edgü (1936), Necati Tosuner (1944) ve kadın yazarlarımızdan Adalet Ağaoğlu
(1929), Sevgi Soysal (1936-1976), Güney Dal (1944), Pınar Kür (1943)'ü sayabiliriz.
Abbas Sayar,1970-1980 yıllarıyazarlarının sanatıtoplumdan soyutlamayanlar ara-
sında yer alır. İlk romanıYılkıAtı'nda, yılkılığa bırakılmışbir atın öyküsünü anlatan
Abbas Sayar, Çelo ve Can Şenliği'nde değişik açılardan köy yaşayışını, Dik Bayır'da
da köy yaşayışıyla birlikte, köyden kente ve Almanya'ya göçü ele alır. Yine toplum-
sal konulu bir başka romanı da Tarlabaşı Salkım Saçak'tır.
Erol Toy bu yılların belgelere dayalıolarak tarihe yönelen yazarıözelliğini taşır. İlk
romanı iki ciltlik Toprak Acıkınca, Kurtuluş Savaşı'nı Batı Anadolu'da verilen müca-
deleyle yansıtırken, topraksız köylünün geçim sıkıntılarına değinir. İkinci romanı,
yine iki ciltlik Azap Ortakları, Timur-Yıldırım çatışmasından sonra beyliklerin içine
düştüğü bunalımı yansıtır. Belgesel konulu romanlarına Kuzgunlar Ve Leşler, Zoro-
yunu ile Yitik Ülkü'yü ekleyebiliriz. Kuzgunlar ve Leşler, beylikleri, Türkmenlerin
yaşayışlarını, törelerini, beyliklerin sarayla olan ilişkilerini; Zoroyunu 1938'de Ata-
türk'ün ölümünden başlayarak 1977 seçimlerine değin geçirilen evreyi, Yitik Ül-
kü'de Mustafa Reşit Paşa'nın Paris'e gidişinden, Mustafa Kemal Paşa'nın Anado-
lu'ya geçişine kadar ki dönemi yansıtır.
Tarihsel konulu romanlarının dışında kalanlardan Gözbağı 1928'den başlayarak
1970'e değin Türkiye'deki işçi hareketlerini, İmparator, Türkiye'de egemen sınıfın
gelişimini; Kördüğün, 1960'tan sonra yaşanan toplumsal, siyasal bunalımı, Acı Para,
Ege Bölgesinde bir kasaba yaşantısını verir. Son Seçim ve Doruktaki Öfke ise Toprak
Acıkınca'dan sonra köylünün değişik sosyal yapısını ele aldığı romanlarıdır.
Tutunamayanlar adlı romanıyla roman yazarlığında bir atılım yapan Oğuz Atay,
bu romanıyla değişik bir psikolojik roman örneği vermiştir. Genelde küçük burju-
vanın düşünce biçimi ve davranışlarının eleştirildiği roman yer yer ironik bir anla-
tımla sürdürülür. Romanda, başkişinin niçin tutunamayanlardan biri olduğunu ve
kendini öldürdüğünü öğreniyoruz. Aynı çizgide olan ikinci romanı Tehlikeli Oyun-
lar'dan sonra yayınladığı Bir Bilim Adamının Romanı ise Prof.Mustafa İnan'ın ya-
şam öyküsünü anlatan başarılı bir yaşam öyküsü romanı örneğidir.
Ümit Kaftancıoğlu'nun toplumsal konulu iki romanı vardır. Yelatan ve Tüfekliler.
Yelatan'da değişik sorunlarıyla köylünün yaşamını dile getirirken, Tüfekliler'de
devletin eğitim ve öğretime, öğretmenlere karşı ilgisizliğine değinmiştir.
Türkler Almanya'da ve HalkalıKöle romanlarıyla bu yılların yazarlarıarasına katılan
Bekir Yıldız, ilk romanında Almanya'da geçirdiği dört yıldaki gözlemlerine da-
yanarak, orada çalışan işçilerin sorunlarını, Alman'lardaki yabancı düşmanlığını
gözler önüne serer. HalkalıKöle'de ise evlilik kurumunun eleştirilecek yanlarınıorta-
ya koyar, Bu romanlarına seksenli yıllarda Aile Savaşları, Kerbela ve Darbe eklenmiş-
tir.
Her Gece Bodrum romanıyla kendini tanıtan Selim İleri, bu romanıyla bir anlık ro-
man örneği vermişve bilinç akışınıkullanmıştır. Kişisel güncelerine dayanarak yaz-
dığı bu romanını izleyerek Ölüm İlişkileri ve Cehennen Kraliçesi yayınlanır. Kişilerin
ön planda olduğu bu romanlardan sonra yayınladığı Bir Akşamın Alacası'nın "siyasi
bir söylev" olduğunu belirleyen yazar, Mavi Kanatlarınla Benim Olsaydın ve Cemil
Şevket Bey, Aynalı Dolaba, İki El Rovelver adlı romanlarıyla günümüze gelmiştir.
Melih Cevdet, Erdal Öz, Çetin Altan, Oktay Rifat 12 Mart öncesi ve sonrasıolaylara
değinen yazarlar olarak dikkati çekerler.
Melih Cevdet, II.Abdülhamit döneminden kalma bir ailedeki maddi ve manevi
çöküşü veren ilk romanı Aylaklar'dan sonra yazdığı Gizli Emir'de 12 Mart öncesi
yaşanan tedirginliği, yazarları, şairler, sanatçılar, ressamlar çevresinde geliştirmiş-
tir. İlgi uyandıran bu romanlarına İsa'nın Güncesi ve Raziye eklenmiştir.
Çetin Altan,Büyük Gözaltıve Bir Avuç Gökyüzü romanlarında 12 Mart sonrasındaki
tutuklamalar üzerinde durur. Toplumsal eleştirilere yöneldiği öteki romanları, Kü-
çük Bahçe ve Viski'dir.
Oktay Rifat, Bir Kadının Penceresi romanında kadın açısından cinsellik sorununu
ele alırken, dolaylı olarak 12 Mart'a değinmiştir. Bu romanı izleyen Danaburnu ile
Boğaziçinde Bir Kral Lear'de de cinsellik sorunlarına değinen bir yazar olarak görü-
nür.
Erdal Öz, özellikle Yaralısın'da yaşadığı olayların bir yansımasını verir. Roman-
da yalnızca okuduğu kitaplar yüzünden tutuklanan bir gencin tutukluluk günleri
ve cezaevinin durumu sergilenir. İki önemli romanı da Gülünün Solduğu Akşam ve
Odalarda'dır.
Vedat Türkali ise Bir Gün Tek Başına adlıromanında 27 Mayıs 1960'tan önce devrimi
hazırlayan olaylar ve toplumdaki çalkantıları vermiştir. Mavi Karanlık, Yeşilçam De-
dikleri, Türkiye romanlarıyla da değişik toplumsal konulara değinen bir yazarımız-
dır.
Ferit Edgü, sonradan Hakkari'de Bir Mevsim adıyla birleştirilen Kimse ve O romanla-
rında bu yıllarda yeniden köy konusuna dönen bir yazar olarak görünür. Romanlar-
da, Hakkari'nin bir dağ köyü olan Pinkemis'te tek başına köylülerle bir arada kalan
öğretmenden hareket ederek; köy gerçeklerini sergilediği gibi, aydın-köylü ilişki-
sinde iletişim sağlanabileceğini ortaya koymuştur.
Bu yıllarda Almanya'ya göçü değişik yönleriyle konu edinen yazarlar arasında yer
alan Güney Dal, İş Sürgünleri, E 5 romanlarıyla adını duyurmuş, daha sonra Me-
meleri Büyüyen İşçi, Buzul Döneminden Haberler adlı romanlarını yayınlamıştır. Al-
manya'ya göçe Fethi Savaşçı, Almanlar Bizi Sevmedi; Necati Tosuner, Sancı Sancı;
Özdemir Başargan, Gurbet Sonra romanlarıyla katıldılar.
Bu yılların gülmece yazarı ise Muzaffer İzgü'dür. Daha çok öyküye yönelen yaza-
rın, gözlemlerine dayanarak yazdığı üç romanı vardır. Gecekondu, İlyas Efendi ve
Halo Dayı. İlk romanı olan Gecekondu'da, Güney Anadolu kentlerinden birinde ge-
cekondu halkının yoksul yaşantısınıverir. İlyas Efendi, bir nüfus memurunun para-
sızlık yüzünden çektiği sıkıntıyıyansıtır. Halo Dayıda köyden kente göçü konu alan
bir romanıdır. Gülmecenin işlevinin güldürmek değil, olaya parmak basmak oldu-
ğu görüşünü romanlarına yansıtmıştır.
Kadın yazarlarımız olarak da Sevgi Soysal, Adalet Ağaoğlu ve Pınar Kür dikkati çe-
kerler.
Sevgi Soysal, Yürümek, Yenişehir'de Bir Öğle Vakti, Şafak adlı üç romanıyla anılmak-
tadır. Yürümek, bir kadınla bir erkekten hareket edilerek kadınlık sorunlarının ele
alındığı bir romandır. Yenişehir'de Bir Öğle Vakti'nde 27 Mayıs 1960'a yakın bir ta-
rihte Yenişehir'de öğle vakti bir kavağın devrilişini anlatılırken bir dönem Türki-
ye'sinin panaroması çizilir. Şafak ise 12 Mart olayını ve 12 Mart'a götüren olayları
süzgeçten geçiren bir romandır. Tamamlayamadığı son roması Hoş Geldin
Ölüm'dür.
Romanlarında bir şeyden hareket ederek tarihsel ve toplumsal koşullar içinde gene-
le geçen Adalet Ağaoğlu, bilinç akışı yönteminin olgun örneklerini vermiştir. Öl-
meye Yatmak, Bir Düğün Gecesi, Yaz Sonu ve Hayır adlıromanları1930'lu yıllardan gü-
nümüze gelerek, aydın kişilerin sorunlarını ve bunalımlarını veren romanlardır.
Fikrimin İnce Gülü ise, işçilerin sorunlarını, Almanya'ya göçü ele aldığı romanıdır.
Son romanı, kendisinin "oda romanı" olarak adlandırdığı Ruh Üşümesi. Bu roman
kendisinin de belirttiği gibi, erotizmin Türkçe'yle estetik bir biçimde anla tılmasıde-
nemesidir.
Ağırlığıkadın sorunlarına veren Pınar Kür,Küçük Oyuncu, Asılacak Kadın, Yarın Ya-
rın, Bir Cinayet Romanı, Bitmeyen Aşk romanlarıyla yankı uyandırmıştır. Romanla-
rında değişik yönden kadınların karşılaştıklarısorunlarıele alırken, aşkıda değişik
biçimde verişiyle dikkati çeker.
1970-80 yılları arasındaki yazarlara, romanlarında köy konusunu sürdüren Ömer
Polat, Sara Göl, Mahmudo İle Hazel, Dilan; Yusuf Ziya Bahadırlı, Güllüceli Kazım,
Güllüce'yi Sel Aldı, Gemileri Yakmak, Gecenin Karanlığında, Açılan Kapılar, Titanikte
Dans romanlarıyla katılırlar.
Değişik toplumsal konulara değinen yazarlar arasında; İdamlıklar, Ter Adamları,
Linç, Patrona, Dimitrof Geçiyor romanlarıyla Kerim Korcan'ı; Asya, Yağmur Sıcağı, Ca-
dı Fırtınası romanlarıyla Demirtaş Ceyhun'u; Bir Uzun Sonbahar, Bir Küçük Burjuva-
nın Gençlik Yılları, Bir Yaz Mevsimi Romansı, Tatlı Bir Eylül romanlarıyla Demir Öz-
lü'yü; Gurbet Yavrum, Alnında Mavi Kuşlar, Genç Kız ve Ölüm, Mavi Maske roman-
larıyla Aysel Özakın'ı; 47 liler, Berlin'in Nar Çiçeği romanlarıyla Füruzan'ı; Anka-
ra'da Ölüm, Aziz Sofi, Fetva Yokuşu, Savaş Günlüğü, Siyah Perdeli Evler romanlarıy-
la Durali Yılmaz'ı; Eşiktekiler, Aşamalar, Sendika, Garip Bir Dava, Bir Feministin Doğu-
ya Yakın Portresi, Ad Semud Medyen, Yol romanlarıyla Afet Ilgaz'ı; Öfke, Umut Zama-
nı, Acının Askerleri, Kalanlar ve Gidenler, Ve O Güzel Kadının Çocukları, Baraka, AteşUy-
kusu romanlarıyla Burhan Gürel'i sayabiliriz.