ALEVİ-BEKTAŞİ EDEBİYATINDAN SEÇMELER
Teslim Abdal’dan deyişler:
Mürşide varmağa talib olursan
İbtida insandan rehber isterler
Verdiğin ikrara doğru gelirsen
Aht ile peymandan rehber isterler
Mürşidin nazarı müşkülü seçer
Kâmil olan rehber Sıratı geçer
Can kuşu kafesten akıbet uçar
Tenden uçan candan rehber isterler
Mürşidin var ise olursun insan
Mürşidin yok ise kalırsın hayvan
Arasat gününde kurulur mizan
Açılan mizandan rehber isterler
Muhammed Ali’nin nurun görmeğe
On iki İmamların yolun sormağa
Erenlerin divanında durmağa
On iki erkândan rehber isterler
Şah-ı Merdan bir yol kurmuş kuluna
Yola giden rehberinden biline
Gitmek ister isen mü’min yoluna
Din ile imandan rehber isterler
Marifet babına girmek dilersen
Hakikat güllerin dermek dilersen
Erenler sırrına ermek dilersen
Ahd ile peymandan rehber isterler
Teslim Abdal söyler bu hikâyeti
Nefsini bilmektir gücün gayreti
Yirmi dokuz huruf yedi ayeti
Bilmeye insandan rehber isterler
-----------------------------------------
Canım kurban olsun senin yoluna.
Adı güzel, kendi güzel Muhammed.
Söylenirsin cümle âlem dilinde.
Adı güzel, kendi güzel Muhammed.
Terâzinin bir ucunda Haydar oturur.
Yanı sıra cümle ümmet yetirir.
Elinde de yeşil sancak getirir.
Adı güzel, kendi güzel Muhammed.
Mümin olanların çoktur cefâsı,
Âhirette olur zevki sefâsı.
Onsekizbin âlemin mustafâsı,
Adı güzel kendi güzel Muhammed.
Sen bir Peygambersin şeksiz, gümansız.
Sana inanmayan dinsiz, îmansız.
Teslim Abdal neyler dünyayı sensiz.
Adı güzel, kendi güzel Muhammed.
-----------------------------------------
Genc Abdal’dan deyişler:
Dergahına geldim niyaz eyledim.
Medet Allâh, Yâ Muhammed, Yâ Ali.
Aşkın kitabından avaz eyledim.
Medet Allâh, Yâ Muhammed, Yâ Ali.
Nideyim sefâyı, zevki dünyada,
Budur murâdımız ind-i Hudâ'da.
Yarın mahşer günü koyma cezâda,
Medet Allâh, Yâ Muhammed, Yâ Ali.
Niyazım var üstâdıma, pirime.
Salavât eylerim destigirime.
Katarından, dîdârından ayırma.
Medet Allâh, Yâ Muhammed, Yâ Ali.
Genc Abdal'ım özüm Hakk'a bağlarım.
Coşkun sular gibi akar çağlarım.
Eşiğine yüzüm sürer ağlarım.
Medet Allâh, Yâ Muhammed, Yâ Ali.
-----------------------------------------
Dostum Muhammed'dir hak habîbullâh,
Söylersen Muhammed, Ali'den söyle.
Cihâna geldiler sırr-ı sırrullâh,
Söylersen Muhammed, Ali'den söyle.
Hasan Muhammed'dir, Hüseyin Ali.
Şah İmam Zeynel'e demişiz belî.
Muhammed Bâkır'ı sevdik ezelî.
Söylersen Muhammed, Ali'den söyle.
Enbiyâ, evliyâ onlara âşık.
Verdiler ikrârı oldular tanık.
Hak mezhebi İmâm-ı Cafer-i Sâdık.
Söylersen Muhammed, Ali'den söyle.
Mûsâ-i Kâzım'dan kuruldu erkân.
Şah İmam Rızâ'dır pîr-i Horasan.
Takî ile Nakî mümine îmân.
Söylersen Muhammed, Ali'den söyle.
Hasanül Askerî server-i âlem,
Muhammed Mehdî'dir sâhibul kerem.
Genc Abdâl zikret dilinde her dem.
Söylersen Muhammed, Ali'den söyle.
-----------------------------------------
Ezel-i ezelden öteden beri
Sevdikçe sevesim geldi pîrimi
Çekerim cevrini andan ötürü
Sevdikçe severim geldi pîrimi
Sevdikçe severim ben anı çoktan
Sevdiğini Allah var eder yoktan
Geçerim varımdan ayrılmam Haktan
Sevdikçe sevesim geldi pîrimi
El ele el Hakka buyurdu Allah
İnandım Pîrime Allah eyvallah
Pirim Allah dostum Allah, hüvallah
Sevdikçe sevesim geldi pîrimi
Genc Abdal Sultan Şuca’ kuludur
Cennet bahçesinin gonca gülüdür
Pîrim nazar kıldı, sanma delidir
Sevdikçe sevesim geldi pîrimi
-----------------------------------------
Ey benim mürşidim nûr-i cemâlim
Pîrim cemâlini göresim geldi
Kaldır nikabını lütf eyle şâhım
Pîrim cemâlini göresim geldi
Bir ismin Ali’dir Hayder-i Kerrar
Hasen Hulk-i Rizâ ey zât-ı envar
Hüseyin şâhımdır mü’mine didar
Pîrim cemâlini göresim geldi
İmam Zeynel’abâ Muhammed Bâkır
Keremler kânıdır ol İmam Câ’fer
Nola bir kez hüsnün kâ’be’sin göster
Pîrim cemâlini göresim geldi
Kâzım Musâ, Takî, Nakî, Askerî
Muhammed Mehdî cümlenin bihteri
Murâdım isterem bilmezem gayrı
Pîrim cemâlim göresim geldi
Genc Abdal da güzel söyledi hâlin
Erenlerden almış feyz u kemâlin
Ey imamlar şâhı göster cemâlin
Pîrim cemâlini göresim geldi
-----------------------------------------
Pir Mehmed’den bir deyiş:
Eğer benim âh-u zarım sorarsan,
Allâh bir, Muhammed, Ali sevdiğim.
Bu cihanda külli varım sorarsan,
Allâh bir, Muhammed, Ali sevdiğim.
A sevdiğim sensiz bir an olamam.
Şâd olup da sensiz bir dem gülemem.
Senden özge bir yardımcı bilemem.
Allâh bir, Muhammed, Ali sevdiğim.
Derdin bana yeter, derman istemem.
Hükmün yeter, aslâ ferman istemem.
Göster dîdârını gılman istemem.
Allâh bir, Muhammed, Ali sevdiğim.
Sensin âşıkların dîni, îmânı,
Müminlerin can içinde hem cânı.
Duvazda okurum Oniki İmâm'ı.
Allâh bir, Muhammed, Ali sevdiğim.
Pir Mehmed'im eder hazar isterim.
Mürşidimden himmet, nazar isterim.
Malım dökmekliğe pazar isterim.
Allâh bir, Muhammed, Ali sevdiğim.
-----------------------------------------
Aşık Fedayi’den deyişler:
Neyleyim dünyayı, şanı, şöhreti.
Âh Hüseyin deyü ağlar gezerim.
Aldı beni İmamların firkati.
Ah Hüseyin deyü ağlar gezerim.
Matem aylarında artar firakım.
Âh-u nâlan etmek benim merakım.
Nâr-ı iştiyaktan yanar yüreğim.
Ah Hüseyin deyü ağlar gezerim.
Zârım işitenler kaldılar ta'na,
Dediler teselli gerektir sana.
Yüz bin öğüt versen kâr etmez bana.
Ah Hüseyin deyü ağlar gezerim.
Cihan benim olsa şâd olup gülmem,
Dest uzatıp çeşm-i giryânım silmem.
Çilekeş dervişim sefâyı bilmem.
Ah Hüseyin deyü ağlar gezerim.
Firdevs bahçesinin kırmızı gülü,
Ben âşığım, oldum O'nun bülbülü,
Görünür gözüme Kerbelâ çölü,
Ah Hüseyin deyü ağlar gezerim.
Gönül murgu seyrangâha çıktıkça,
Kerbelâ'dan şehitlere baktıkça,
Ilgıt, ılgıt al kanları aktıkça,
Ah Hüseyin deyü ağlar gezerim.
Arş-ı semâvâtta gördüm nûrunu,
Aşkına düşenler verir varını.
Ali oğlu, Muhammed'in torunu,
Âh Hüseyin deyü ağlar gezerim.
Fedâyi dervişim derdi veremdir.
Cihanda kâm ehli olanlar kimdir?
Geceyle, gündüzüm derd ile gamdır.
Ah Hüseyin deyü ağlar gezerim.
-----------------------------------------
Mâh-ı Muharrem'de mümin olanlar,
Âh Hüseyin deyu zâr eder ağlar.
Yasın çekip bahr-ı ummâna dalanlar,
Ah Hüseyin deyu zâr eder ağlar.
Âşığ-ı şeydâlar figana başlar.
Zâr eder iniler dağlarla taşlar.
Deryada balıklar, havada kuşlar,
Ah Hüseyin deyu zâr eder ağlar.
Yedi iklim, kevn-i mekan dört köşe,
Cümle âlem taaccuptur bu işe.
Deryalar mevc vurup gelir hurûşa,
Âh Hüseyin deyu zâr eder ağlar.
Fedâyî'nin başı Hünkâra bağlı,
Kerbelâ nârından ciğeri dağlı.
Muhammed'in torunu, Ali'nin oğlu.
Âh Hüseyin deyu zâr eder ağlar.
-----------------------------------------
Şah Hatayi’den deyişler:
Gönül ne gezersin seyran yerinde
Âlemde her şeyin var olmayınca
Olura olmaza dost deyip gezme
Bir ahdine bütün yâr olmayınca
Yürü sôfi yürü, yolundan azma
Elin gıybetine kuyular kazma
Varıp her dükkânda metaın çözme
Yanında mürşidin var olmayınca
Kalktı havalandı gönlümün kuşu
Kavga, gıybet etmek kötünün işi
Üstadın tanımaz bunda her kişi
Anın kim mürşidi er olmayınca
Varıp bir kötüye sen olma nöker
Çarhına değer de dolunu döker
Ne Hüdâ’dan korkar, ne hicap çeker
Bir kötüde namus; âr olmayınca
Şah Hatayi ’m edem bu sırrı beyan
Kâmil midir cahil sözüne uyan
Bir baştan ağlamak ömredir ziyan
İki baştan muhip yâr olmayınca
-----------------------------------------
Gel tâlip Pîr’den rızâsız yürüme
Sakın seni üstadın kabul eylemez
Farkla dur, otur, mîzanla yürü
Sakın Sultân kapıda kul eylemez.
Bu yol tâ ezelden Kaalû Belî’dir
Benliğinden geçen Hakk’ın kuludur
ŞAH HATÂYÎ cümlemizin halidir
Vefâsından cefâsın bol eylemez.
-----------------------------------------
Dün-ü gün isteğim budur Hüdâ’dan
Mürşidimden gayrı nem var benim de
Dâima ayırma beni izinden
Mürşidimden gayrı nem var benim de
Mürşide hile olmaz doğru gelinür
Yalanın bünyadı yoktur, delinür
Her ne ister isen anda bulunur
Mürşidimden gayrı nem var benim de
Yedi yerde İmam Câfer makamı
Verdiler elime çün ezkârımı
Nakd elinde Şeyh Safî’nin makamı
Mürşidimden gayrı nem var benim de
Muhammed Ali’in doğru erkânı
Mürşidine var ki göresin seni
Mürşidin gemidir, tâlip yelkeni
Mürşidimden gayrı nem var benim de
Bu sözü söyleyen Sultan Hatayi
Hatayi ‘den gayrı kim var gedâyî
Salarım üstüne bin bir kazayı
Mürşidimden gayrı nem var benim de
-----------------------------------------
Gönül ne durursun sen varsana
Mürşid-i kâmile varmayınca olmaz
Varıp eşiğine yüzün sürsene
Mürşid-i kâmile varmayınca olmaz
Mürşidin arayan gitti arayı
Arayanlar buldu derde çareyi
Yüzbin okur ise akda karayı
Mürşid-i kâmile varmayınca olmaz
Bu dünyada durdukça eğer dursan da
On dünya dolusu kitap görsen de
Her harfine binbir mana versen de
Mürşid-i kâmile varmayınca olmaz
Halil yaptı Kâbe’yi oldu delil
Farz oldu varmayanlar oldu melil
Muhammed’e rehber oldu Cebrail
Mürşid-i kâmile varmayınca olmaz
Hatayi sözün manisin ver dedi
Yar ile ettiğin ahde dur dedi
Cebrail, Musa’ya Hızır’a var dedi
Mürşid-i kâmile varmayınca olmaz
-----------------------------------------
Aşık Veysel'in Son Şiiri
Selam saygı hepinize
Gelmez yola gidiyorum
Ne şehire ne de köye
Gelmez yola gidiyorum
Gemi bekliyor limanda
Gideceğim bir ummanda
Gözüm kalmadı cihanda
Gelmez yola gidiyorum
Esim dostum yavrularım
İşte benim sonbaharım
Veysel karanlık yollarım
Gelmez yola gidiyorum
Ölümünden kısa bir süre önce oğlu Ahmet Şatıroğlu'na yazdırmıştır.
Teslim Abdal’dan deyişler:
Mürşide varmağa talib olursan
İbtida insandan rehber isterler
Verdiğin ikrara doğru gelirsen
Aht ile peymandan rehber isterler
Mürşidin nazarı müşkülü seçer
Kâmil olan rehber Sıratı geçer
Can kuşu kafesten akıbet uçar
Tenden uçan candan rehber isterler
Mürşidin var ise olursun insan
Mürşidin yok ise kalırsın hayvan
Arasat gününde kurulur mizan
Açılan mizandan rehber isterler
Muhammed Ali’nin nurun görmeğe
On iki İmamların yolun sormağa
Erenlerin divanında durmağa
On iki erkândan rehber isterler
Şah-ı Merdan bir yol kurmuş kuluna
Yola giden rehberinden biline
Gitmek ister isen mü’min yoluna
Din ile imandan rehber isterler
Marifet babına girmek dilersen
Hakikat güllerin dermek dilersen
Erenler sırrına ermek dilersen
Ahd ile peymandan rehber isterler
Teslim Abdal söyler bu hikâyeti
Nefsini bilmektir gücün gayreti
Yirmi dokuz huruf yedi ayeti
Bilmeye insandan rehber isterler
-----------------------------------------
Canım kurban olsun senin yoluna.
Adı güzel, kendi güzel Muhammed.
Söylenirsin cümle âlem dilinde.
Adı güzel, kendi güzel Muhammed.
Terâzinin bir ucunda Haydar oturur.
Yanı sıra cümle ümmet yetirir.
Elinde de yeşil sancak getirir.
Adı güzel, kendi güzel Muhammed.
Mümin olanların çoktur cefâsı,
Âhirette olur zevki sefâsı.
Onsekizbin âlemin mustafâsı,
Adı güzel kendi güzel Muhammed.
Sen bir Peygambersin şeksiz, gümansız.
Sana inanmayan dinsiz, îmansız.
Teslim Abdal neyler dünyayı sensiz.
Adı güzel, kendi güzel Muhammed.
-----------------------------------------
Genc Abdal’dan deyişler:
Dergahına geldim niyaz eyledim.
Medet Allâh, Yâ Muhammed, Yâ Ali.
Aşkın kitabından avaz eyledim.
Medet Allâh, Yâ Muhammed, Yâ Ali.
Nideyim sefâyı, zevki dünyada,
Budur murâdımız ind-i Hudâ'da.
Yarın mahşer günü koyma cezâda,
Medet Allâh, Yâ Muhammed, Yâ Ali.
Niyazım var üstâdıma, pirime.
Salavât eylerim destigirime.
Katarından, dîdârından ayırma.
Medet Allâh, Yâ Muhammed, Yâ Ali.
Genc Abdal'ım özüm Hakk'a bağlarım.
Coşkun sular gibi akar çağlarım.
Eşiğine yüzüm sürer ağlarım.
Medet Allâh, Yâ Muhammed, Yâ Ali.
-----------------------------------------
Dostum Muhammed'dir hak habîbullâh,
Söylersen Muhammed, Ali'den söyle.
Cihâna geldiler sırr-ı sırrullâh,
Söylersen Muhammed, Ali'den söyle.
Hasan Muhammed'dir, Hüseyin Ali.
Şah İmam Zeynel'e demişiz belî.
Muhammed Bâkır'ı sevdik ezelî.
Söylersen Muhammed, Ali'den söyle.
Enbiyâ, evliyâ onlara âşık.
Verdiler ikrârı oldular tanık.
Hak mezhebi İmâm-ı Cafer-i Sâdık.
Söylersen Muhammed, Ali'den söyle.
Mûsâ-i Kâzım'dan kuruldu erkân.
Şah İmam Rızâ'dır pîr-i Horasan.
Takî ile Nakî mümine îmân.
Söylersen Muhammed, Ali'den söyle.
Hasanül Askerî server-i âlem,
Muhammed Mehdî'dir sâhibul kerem.
Genc Abdâl zikret dilinde her dem.
Söylersen Muhammed, Ali'den söyle.
-----------------------------------------
Ezel-i ezelden öteden beri
Sevdikçe sevesim geldi pîrimi
Çekerim cevrini andan ötürü
Sevdikçe severim geldi pîrimi
Sevdikçe severim ben anı çoktan
Sevdiğini Allah var eder yoktan
Geçerim varımdan ayrılmam Haktan
Sevdikçe sevesim geldi pîrimi
El ele el Hakka buyurdu Allah
İnandım Pîrime Allah eyvallah
Pirim Allah dostum Allah, hüvallah
Sevdikçe sevesim geldi pîrimi
Genc Abdal Sultan Şuca’ kuludur
Cennet bahçesinin gonca gülüdür
Pîrim nazar kıldı, sanma delidir
Sevdikçe sevesim geldi pîrimi
-----------------------------------------
Ey benim mürşidim nûr-i cemâlim
Pîrim cemâlini göresim geldi
Kaldır nikabını lütf eyle şâhım
Pîrim cemâlini göresim geldi
Bir ismin Ali’dir Hayder-i Kerrar
Hasen Hulk-i Rizâ ey zât-ı envar
Hüseyin şâhımdır mü’mine didar
Pîrim cemâlini göresim geldi
İmam Zeynel’abâ Muhammed Bâkır
Keremler kânıdır ol İmam Câ’fer
Nola bir kez hüsnün kâ’be’sin göster
Pîrim cemâlini göresim geldi
Kâzım Musâ, Takî, Nakî, Askerî
Muhammed Mehdî cümlenin bihteri
Murâdım isterem bilmezem gayrı
Pîrim cemâlim göresim geldi
Genc Abdal da güzel söyledi hâlin
Erenlerden almış feyz u kemâlin
Ey imamlar şâhı göster cemâlin
Pîrim cemâlini göresim geldi
-----------------------------------------
Pir Mehmed’den bir deyiş:
Eğer benim âh-u zarım sorarsan,
Allâh bir, Muhammed, Ali sevdiğim.
Bu cihanda külli varım sorarsan,
Allâh bir, Muhammed, Ali sevdiğim.
A sevdiğim sensiz bir an olamam.
Şâd olup da sensiz bir dem gülemem.
Senden özge bir yardımcı bilemem.
Allâh bir, Muhammed, Ali sevdiğim.
Derdin bana yeter, derman istemem.
Hükmün yeter, aslâ ferman istemem.
Göster dîdârını gılman istemem.
Allâh bir, Muhammed, Ali sevdiğim.
Sensin âşıkların dîni, îmânı,
Müminlerin can içinde hem cânı.
Duvazda okurum Oniki İmâm'ı.
Allâh bir, Muhammed, Ali sevdiğim.
Pir Mehmed'im eder hazar isterim.
Mürşidimden himmet, nazar isterim.
Malım dökmekliğe pazar isterim.
Allâh bir, Muhammed, Ali sevdiğim.
-----------------------------------------
Aşık Fedayi’den deyişler:
Neyleyim dünyayı, şanı, şöhreti.
Âh Hüseyin deyü ağlar gezerim.
Aldı beni İmamların firkati.
Ah Hüseyin deyü ağlar gezerim.
Matem aylarında artar firakım.
Âh-u nâlan etmek benim merakım.
Nâr-ı iştiyaktan yanar yüreğim.
Ah Hüseyin deyü ağlar gezerim.
Zârım işitenler kaldılar ta'na,
Dediler teselli gerektir sana.
Yüz bin öğüt versen kâr etmez bana.
Ah Hüseyin deyü ağlar gezerim.
Cihan benim olsa şâd olup gülmem,
Dest uzatıp çeşm-i giryânım silmem.
Çilekeş dervişim sefâyı bilmem.
Ah Hüseyin deyü ağlar gezerim.
Firdevs bahçesinin kırmızı gülü,
Ben âşığım, oldum O'nun bülbülü,
Görünür gözüme Kerbelâ çölü,
Ah Hüseyin deyü ağlar gezerim.
Gönül murgu seyrangâha çıktıkça,
Kerbelâ'dan şehitlere baktıkça,
Ilgıt, ılgıt al kanları aktıkça,
Ah Hüseyin deyü ağlar gezerim.
Arş-ı semâvâtta gördüm nûrunu,
Aşkına düşenler verir varını.
Ali oğlu, Muhammed'in torunu,
Âh Hüseyin deyü ağlar gezerim.
Fedâyi dervişim derdi veremdir.
Cihanda kâm ehli olanlar kimdir?
Geceyle, gündüzüm derd ile gamdır.
Ah Hüseyin deyü ağlar gezerim.
-----------------------------------------
Mâh-ı Muharrem'de mümin olanlar,
Âh Hüseyin deyu zâr eder ağlar.
Yasın çekip bahr-ı ummâna dalanlar,
Ah Hüseyin deyu zâr eder ağlar.
Âşığ-ı şeydâlar figana başlar.
Zâr eder iniler dağlarla taşlar.
Deryada balıklar, havada kuşlar,
Ah Hüseyin deyu zâr eder ağlar.
Yedi iklim, kevn-i mekan dört köşe,
Cümle âlem taaccuptur bu işe.
Deryalar mevc vurup gelir hurûşa,
Âh Hüseyin deyu zâr eder ağlar.
Fedâyî'nin başı Hünkâra bağlı,
Kerbelâ nârından ciğeri dağlı.
Muhammed'in torunu, Ali'nin oğlu.
Âh Hüseyin deyu zâr eder ağlar.
-----------------------------------------
Şah Hatayi’den deyişler:
Gönül ne gezersin seyran yerinde
Âlemde her şeyin var olmayınca
Olura olmaza dost deyip gezme
Bir ahdine bütün yâr olmayınca
Yürü sôfi yürü, yolundan azma
Elin gıybetine kuyular kazma
Varıp her dükkânda metaın çözme
Yanında mürşidin var olmayınca
Kalktı havalandı gönlümün kuşu
Kavga, gıybet etmek kötünün işi
Üstadın tanımaz bunda her kişi
Anın kim mürşidi er olmayınca
Varıp bir kötüye sen olma nöker
Çarhına değer de dolunu döker
Ne Hüdâ’dan korkar, ne hicap çeker
Bir kötüde namus; âr olmayınca
Şah Hatayi ’m edem bu sırrı beyan
Kâmil midir cahil sözüne uyan
Bir baştan ağlamak ömredir ziyan
İki baştan muhip yâr olmayınca
-----------------------------------------
Gel tâlip Pîr’den rızâsız yürüme
Sakın seni üstadın kabul eylemez
Farkla dur, otur, mîzanla yürü
Sakın Sultân kapıda kul eylemez.
Bu yol tâ ezelden Kaalû Belî’dir
Benliğinden geçen Hakk’ın kuludur
ŞAH HATÂYÎ cümlemizin halidir
Vefâsından cefâsın bol eylemez.
-----------------------------------------
Dün-ü gün isteğim budur Hüdâ’dan
Mürşidimden gayrı nem var benim de
Dâima ayırma beni izinden
Mürşidimden gayrı nem var benim de
Mürşide hile olmaz doğru gelinür
Yalanın bünyadı yoktur, delinür
Her ne ister isen anda bulunur
Mürşidimden gayrı nem var benim de
Yedi yerde İmam Câfer makamı
Verdiler elime çün ezkârımı
Nakd elinde Şeyh Safî’nin makamı
Mürşidimden gayrı nem var benim de
Muhammed Ali’in doğru erkânı
Mürşidine var ki göresin seni
Mürşidin gemidir, tâlip yelkeni
Mürşidimden gayrı nem var benim de
Bu sözü söyleyen Sultan Hatayi
Hatayi ‘den gayrı kim var gedâyî
Salarım üstüne bin bir kazayı
Mürşidimden gayrı nem var benim de
-----------------------------------------
Gönül ne durursun sen varsana
Mürşid-i kâmile varmayınca olmaz
Varıp eşiğine yüzün sürsene
Mürşid-i kâmile varmayınca olmaz
Mürşidin arayan gitti arayı
Arayanlar buldu derde çareyi
Yüzbin okur ise akda karayı
Mürşid-i kâmile varmayınca olmaz
Bu dünyada durdukça eğer dursan da
On dünya dolusu kitap görsen de
Her harfine binbir mana versen de
Mürşid-i kâmile varmayınca olmaz
Halil yaptı Kâbe’yi oldu delil
Farz oldu varmayanlar oldu melil
Muhammed’e rehber oldu Cebrail
Mürşid-i kâmile varmayınca olmaz
Hatayi sözün manisin ver dedi
Yar ile ettiğin ahde dur dedi
Cebrail, Musa’ya Hızır’a var dedi
Mürşid-i kâmile varmayınca olmaz
-----------------------------------------
Aşık Veysel'in Son Şiiri
Selam saygı hepinize
Gelmez yola gidiyorum
Ne şehire ne de köye
Gelmez yola gidiyorum
Gemi bekliyor limanda
Gideceğim bir ummanda
Gözüm kalmadı cihanda
Gelmez yola gidiyorum
Esim dostum yavrularım
İşte benim sonbaharım
Veysel karanlık yollarım
Gelmez yola gidiyorum
Ölümünden kısa bir süre önce oğlu Ahmet Şatıroğlu'na yazdırmıştır.