ALEVİ CANLAR FORUMU

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
ALEVİ CANLAR FORUMU

ALEVİ CANLAR FORUMU-TASAVVUF ARAŞTIRMA ,PAYLAŞIM

Mayıs 2024

PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
  12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  

Takvim Takvim


    KURAN'I Yeniden Okumak

    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    KURAN'I Yeniden Okumak Empty KURAN''I Yeniden Okumak

    Mesaj tarafından Admin Paz Mayıs 24 2009, 18:45


    KURAN`I YENİDEN OKUMAK




    Kuran-ı Kerim’i ilk defa 1968-69 yıllarında okudum.O yıllarda gençlik
    arasındakien önemli tartışmalardan birisi din idi.Materyalizm,
    İdealizm, Sosyalizm, Marksizm, Ataizm tartışmalarının en yoğun
    tartışıldığı yılları yaşıyorduk.






    Aleviler, ibadetlerini camide namaz kılarak yapmadıkları için,
    otuz gün Ramazan’da oruç tutmadıkları için ağızları ile kuş tutsalarda
    İslamiyete inanmaları eksik sayılıyor.Halbuki Aleviler ibadet olarak
    cem yapıyorlar.Akşamdan sabaha kadar adeta transa geçip Allah,
    Muhammed, Ali, 12 İmamlar için kendinden geçiyorlar. Orucu otuz gün
    değil on iki gün tutuyorlar. Oruç sırasında su içmiyorlar, abartılı bir
    sofra kurmuyorlar, sahura kalkmıyorlar.Orucu çok mütevazı şartlarda
    tutuyorlar.





    Alevilerin Sünnilerce kabul görmeyen ibadetleri nedeniyle İslam’ın
    temel kaynağı Kuran-ı okuma gereğini o yıllarda çok yakıcı
    hissetmiştim.Kuran-ı ikinci okumam ise, Alevilik konsunu doktora tezi
    olarak İstanbul Üniversitesi – Siyaset Bilimi programında 1980li
    yılarda almam sırasında gerçekleştirdim.Yani araştırma/inceleme
    amacıyla ilk okumamdan yaklaşık 15 yıl sonra oldu.Tabii Kur’an herhangi
    bir nedenle gündeme geldiğinde başvurmak okumak, alıntılar yapmayı
    bunun dışında sayıyorum.





    Yazının başlığında; ‘’Kuran-ı Yeniden Okumak’’ olarak ifade
    ettiğim okumak ise, son altı günümün tamamını vererek incelemek,
    araştırmak, anlamak için yaptığım bu üçüncü okumamdır.









    Bu yazımın amacı, Kuran-ı Kerim’i eleştirmek
    değildir.Eleştirenlerde olabilir.Ama bu yazının amacı kutsal metni
    anlamaya, öğrenmeye yöneliktir.Alevi dünyasının konu ile ilgili
    hissiyatlarını anlamaya çalışmaktır.Alevilerin özellikle ibadet
    konusunda neden Sünni İslam dünyasından farklı bir davranış içinde
    oldukları ve bu davranışlarını ısrarla tarih boyunca canları pahasına
    savunmalarıdır.Örneğin; Kuran’da ibadet yeri kesinlikle cami denilen
    mekanlar mıdır? Kuran’da ibadet biçimi tartışmasız bir şekilde namaz
    denilen ibadet biçimi midir?Bunların günde beş vakit yapılması Kuran’ın
    tartışmasız gereği midir?





    Şu anda Türkçe olarak Kuran-ı Kerim’in 20 civarında
    meali(çevirisi) bulunuyor.Çeviriler arasında bir dizi farklılıklar
    var.Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk Kuran çevirileri ile ilgili olarak;
    ‘’Bazı yerlerde Kur’an değil; örf, mezhep hatta hurafe
    konuşturulmuştur.’’Bu mealler, yüzlercve parantez içi cümle ile bizi
    yönlendirmekte, meal yazarının(çevirmenin) kişisel kanaatlerine
    çekmekte, Tanrısal kelamla bizim aramıza girmektedir.’’Dedikten sonra
    mealde sık parantez kullanmayı şöyle izah ediyor.’’Sürekli parantez
    açmaya gidilmesinin bir sebebi de Kur’an’ın ifadelerindeki birden fazla
    anlam boyutundan sadece birinin esas alınıp diğerlerinin parantez içine
    sokulmasıdır.





    Bu yöntem, yazımızın konusunu teşkil eden İslam’daki ibadet biçimi
    olan; salat, namaz, dua, ibadet kavramları içinde geçerlidir.İlahiyatçı
    Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk bu hatalı algılamayı engellemek için
    kendileri mealde(çeviride); ‘’3. Mealimizde, tek parantez dahi
    kullanılmamıştır.4. Birden fazla anlamı olan kelime ve terimlerin,
    anlamlarının sadece biri değil, tümü verilmiştir.Bu durumda ikinci,
    üçüncü… anlamlar arasına bölü çizgisi (/) konmuştur ‘’ diye açıklama
    yapma gereği duymuştur.





    Bu durum; ibadet biçimi olan; salat, namaz, dua, ibadet etmek
    kavramları içinde geçerlidir.Prof. Öztürk; Kuran’da Arapça salat
    kelimesinin çevirisini(mealini) verirken sadece Farsça karşılığı olan
    namaz kelimesini değil, Türkçe karşılığı olan; dua etmek, ibadet etmek
    kavramlarını da kullanmıştır.Ayrıca; çeşitli fıkıh ekollerinin kendi
    anlayışlarına göre çeşitli kelimelere yükledikleri mezhepsel
    anlayışlara da yer vermediğini mealinin önsözünde şöyle açıklanmıştır.





    ‘’7. Fıkıh ve tasavvuf ekollerinin kendi anlayışlarına uygun
    olarak, kelime, edat, bağlaçlara yükledikleri mezhepsel anlamlara
    itibar edilmemiştir.’’Demekki bu yöntem az yada çok Kuran-ı Kerim’in
    çevirisinde(mealinde) kullanılmaktadır.





    Kuran’ı, okurken sadece Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün mealini
    okumadım.Karşılaştırmalı olarak, Elmalılı Hamdi Yazır’ın, Abdulbaki
    Gölpınarlı’nın, Ali Bulaç’ın, Edip Yükselin Prof. Dr. Süleyman Ateş’in,
    Ayıntaplı Mehmet Efendi’nin, İsmail Hakkı Baltacıoğlu’nun, Diyanet
    İşleri Başkanlığı’nın hazırladığı mealleri birlikte, okudum.Kuran-ı
    Kerim’in surelerinin geliş, iniş sırasına göre verdiği için Prof.
    Öztürk’ü esas aldım.






    Prof. Öztürk’ün mealinin 1. baskısı; 1994’te yapılmış.Elimdeki son
    baskısı, 74. baskısı Yeni Boyut Yayınları’nda 2008’de yapılmış.Metin’de
    ilk sure; Alak Suresi olarak başlıyor.Anlamı; embriyo, pıhtı, ilgi
    anlamına geliyor.Cenabı Hak’tan geldiğine inanılan son sure ise Nasr
    Suresi yani 114. Sure yazıyor.Bunun anlamı ise; ‘’Yardım’’ anlamına
    geliyor. Kuran metninin tümü 575 sayfadır. Buna; küçük bir sözlük
    kısmını, Esma ül Hünsa listesini ve indeks kısmı ilave edilince; 637
    sayfa olmuş.Meal, surelerin iniş sırasına göre düzenlenmiş. Bu durum,
    konunun sistematiğini kavramak açısından daha uygun olduğu konusundan
    hareketle düzenlenmiştir.
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    KURAN'I Yeniden Okumak Empty Geri: KURAN'I Yeniden Okumak

    Mesaj tarafından Admin Paz Mayıs 24 2009, 18:48


    KURAN’DA; NAMAZ / CAMİ / CEM /CEMEVİ






    İslam dünyasında yaşanan en önemli farklılıklardan birisi ibadet yeri, ibadet şekli ve ibadetin sayısı ile ilgilidir.İslam dünyasını monoblok saymak olanaklı değil. Bu eşyanın tabiatına da aykırıdır. Bu durum sadece İslam dünyası için değil, ondan önceki tek Tanrılı dinler olarak kabul edilen; Musevilik ve Hristiyanlık içinde geçerlidir.Bugün Musevilik içinde de Hristiyanlık içinde de yüzlerce farklı yorum var.Farklı mezhep ve tarikatlar var.Farklı mezhep ve tarikatlar kendilerine farklı fıkıh oluşturmuştur. İbadetlerinde de, ibadet mekanlarında da farklılıklar var. Bu durum İslam dünyasında da oluşmuştur. Kur’an bir sure sonra farklı yorumcular tarafından değişik yorumlara tabi olmuş.Yeni akımlar yada mezhep ve tarikatlar oluşmuştur.Farklı oluşan yorumlar kendilerine bir dinsel hukuk sistemi oluşturmuştur. Farklı fıkıhlar böyle oluşmuştur.





    Teologlar, Sünni İslam içindeki ibadet konusu ile ilgili olarak oluşmuş farklı ibadet yerlerinin ve farklı ibadet biçimlerinin oluşmasını da böyle yorumlamaktadırlar. Örneğin; İslam dünyasında Şiiler, Sünnilerin camilerinde ibadet yapmazlar. Sünnilerde Şiilerin camilerinde ibadet yapmazlar. İbadet biçimlerinde de farklılıklar var. Şiiler üç vakit namaz yada ibadet yaparlar. Ama Sünniler beş vakit namaz kılarlar.Beş vakit namazı İslam’ın beş şartından biri olarak görürler ve bu şartı yerine getirmeyeni İslam kabul etmezler.





    Aleviler ise, kendilerini Sünnilerden ve Şiilerden de farklı görürler.Beş vakit namaz kılmazlar. İbadet için camiye gitmezler. İbadetlerini Cemevinde yaparlar. İbadetlerine Cem adı verirler.Kuran’da ibadet için caminin şart olmadığını, ibadet biçimi olan namazın sayısının, şeklinin Kuran’da olmadığına inanırlar.





    Kuran’ı yeniden okurken özellikle Kuran’ın Alevilerin bu inançlarının ne derece doğru olduğu açısından okudum, inceledim.Bulgularımı bu yazı çerçevesinde sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    KURAN'I Yeniden Okumak Empty Geri: KURAN'I Yeniden Okumak

    Mesaj tarafından Admin Paz Mayıs 24 2009, 18:48



    KURAN’DA; SALAT, NAMAZ, DUA ETMEK………






    Kuran, Arapça’dır. Namaz kelimesi Farsça’dır. Kuran Türkçe’den önce Farsça’ya çevrilmiştir. Kuran’da Farsça’ya namaz olarak çevrilen kelime ‘’salat‘’tır. Salat’ın Farsça karşılığı namaz Türkçe karşılığı ise; dua etmek, ibadet etmek anlamına gelmektedir.Yani Kuran’ın orijinalinde olan ‘’ salat ‘’ kelimesi aynen Türkçe’ye çevrildiğinde Türk insanı namaz kelimesini duymamış olacaktır. Salat kelimesini dua etmek, ibadet etmek olarak anlayacak ve gereğini yapacaktır.





    Bu açıdan Kuran mealine(çevirisine) baktığımızda; Salat kelimesine Türkçe’ye çevrilirken namaz / dua, namaz kılarken / dua ederken tarzında Farsça ve Türkçe anlamlar verilmektedir. Halbuki Türkçe çeviride Farsça anlamın ne gereği var.Bu zorlama bir çabadır.Arapça bir kelimeyi Türkçe’ye çevirirken onun önce Farsça ,İngilizce, Fransızca yada Urdu’ca anlamını yazmak gibi bir çeviri anlayışı yoktur.





    Kuran incelendiğinde; ‘’Salat / Namaz / Dua’’ olarak başta ilk sure olan Alak Suresinin 10. ayetinde geçiyor. Bu kısmı Prof. Öztürk; ‘’namaz kılarken / dua ederken” diye çevirmektedir. Bu surenin dışında; Müzemmil Suresi’nin 20. 43. ayetinde, Asr Suresi’nin 1. ayetinde ve bu şekilde yaklaşık 20-25 surede bu kavramlar geçmektedir.





    Demek ki, salat kelimesini Türkçe’ye çevirirken sadece bir anlamını yada sadece Farsça anlamı olan namazı karşılık olarak verip onu da camide kılınan beş vakit namaz ile özdeş kabul etmek doğru olamaz.





    Kuran’ın ilk suresi olan Alak Suresi’nin 10. ayetinde salatın karşılığı olarak namaz/dua kavramı geçiyor. Ama bütün detay bundan ibaret. Burada anlaşılması gereken ‘’5 vakit namaz’’ ise namazın nasıl, nerede ve kaç defa kılınacağına ilişkin ilk surede bilgi yok. Ama anlaşılması gereken ‘’dua etmek’’ ise durum anlaşılır.





    Sünni İslam; 5 vakit namazı İslam’ın şartı olarak anlıyor. Ama Kuran incelendiğinde 5 vakit namaz yok. Kuran’da Asr Suresi’nin 1. ayetinde vakit ile ilgili olarak ise şöyle yazıyor:’’gündüzün iki ucuna/sabah namazına/ikindi vaktine…’’





    Bu anlatımdan iki vakit namaz anlaşılıyor. Daha fazlası yoktur. Namazın/duanın üç vakit olması ile ilgili olarak ise Bakara Suresi’nin 238. ayetini okumak gerekiyor. Bakara Suresi’nin 238. ayetinde; ‘’Namazları/duaları ve orta namazı/orta duayı koruyun…’’deniliyor.





    Görüldüğü gibi bu ayette de üç vakit namaz/dua söz konusudur. Yine İslam’ın şartı olarak kabul edilen ve kabul edilmeyenlerin bazı kesimlerce İslam olamayacağı savunulan beş vakit namaz/ibadet/dua Kuran’da yoktur.

    Üç vakit ile ilgili olarak diğer bir bilgi de Kuran’ın Nur Suresi’nin 58. ayetinde var. Orada deniyor ki; ‘’Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlarla, ergenlik yaşına gelmemiş olanlarınız sizden üç vakitte izin istesin: Sabah namazından/duasından önce, öğlen vaktinde elbiselerinizi çıkardığınızda, gün battıktan sonra yerine getirilen namazdan/duadan sonra. Kaygılanacağınız üç vakittir bunlar. Bunlar dışında size de onlara da bir günah yoktur.
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    KURAN'I Yeniden Okumak Empty Geri: KURAN'I Yeniden Okumak

    Mesaj tarafından Admin Paz Mayıs 24 2009, 18:49


    KURAN’DA, İBADETİN SAYISI, ŞEKLİ, BİÇİMİ AÇIKCA İFADE EDİLMİŞ MİDİR
    ?






    Kuran okunduğunda orada beş vakit namaz olmadığı gibi, camide yoktur. Camide kılınması gereken beş vakit namaz da yoktur. Kuran’da mescit kavramı var. Araf Suresi’nin 29. 31. ayetinde, Cin Suresi’nin 18. ayetinde, Bakara Suresi’nin 114. ayetinde mescit kavramı ibadet yapılan yer olarak geçiyor. .Mescit ibadet yapılan mütevazı mekandır. Sade, yalın dua edilecek mekandır. Mescit camiden çok tarihimizde cemevi dediğimiz mekanlara daha çok benzemektedir. Mescidin tek karşılığının bugünkü minberli, minareli camiler olduğunu iddia edersek kendimizi ve çevremizi yanıltırız.





    Kuran’da; Hac ve Umre yapmaktan, olmazsa esir ve köle azat etmekten, kurban kesmekten başka, oruç tutmaktan söz ediliyor ve Bakara Suresi’nin 196. ayetinin devamında; bunları yapamayanları (Hac ve Umre) kastederek; ‘’Bunu bulamayan oruç tutsun: Bu üç gün hacda, yedi günü döndüğünüzde, tam on gündür.’’ Deniyor.









    Kuran-ı Kerim’e ibadetler nasıl ve nerede yapılır? Diye bakıldığında çok detay olmadığı görülecektir. Örneğin; namazdan/duadan bahsedilirken de nasıl yapılacağını nerede yapılacağını ne kadar sıklıkla günde kaç defa yapılacağı gibi detaylar yoktur.









    Kuran-ı Kerim’de kadınlar ile ilgili, miras ile ilgili oldukça detaylı bilgi var. Hangi kadınlarla evlenileceği, çok evlilik, tek evlilik, kadınlara iddet müddeti gibi konular detayları ile birlikte var. Bu konuda yüzlerce ayet var. Ama ibadetin nasıl, nerede, ne kadar sıklıkla yapılacağına ait açık bilgi yok. Bu durum, anlaşılıyor ki insanların vicdanına bırakılmış. İnsanın kendisi ile Allah arasındaki özel alana bırakılmış. Abdest ile ilgili bilgiyi bile sadece Maide Suresi’nin 6. ayetinde kısaca ve çok genel olarak yazıldığı görülüyor. Zekat ve Hac meselesi de az ve öz olarak bahsedilmiş.





    Kuran’da peygamberin hane halkı olan Ehlibeyt’ten de iki surede Şura Suresi ve Ahzap Suresi’nden bahsediyor.
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    KURAN'I Yeniden Okumak Empty Geri: KURAN'I Yeniden Okumak

    Mesaj tarafından Admin Paz Mayıs 24 2009, 18:49


    ‘’ADEM’E SECDE EDİN’’ANLAYIŞI İLE




    ‘’BENİM KABEM İNSANDIR’’ALGILAMASI




    AYNI ANLAMA GELMİYOR MU?




    Aleviler, Hacı Bektaş Veli’nin; ‘’Benim Kıblem İnsandır’’ tanımını kullandıkları için bazı Sünni İslami kesimler tarafından yadırganırlar. Ama Araf suresinin 2. ayetini okuduklarında; ‘’Yemin olsun ki, sizi yarattık, sonra sizi biçimlendirdik, sonra da meleklere ‘Adem’e secde edin ‘ dedik. Onlar da secde ettiler. Ama İblis etmedi; secde edenlerden olmadı O.’’ ifadesini göreceklerdir.





    Kuran, Hz. İsa ile ilgili olarak ise; Ali İmran Suresi’nin 59. ayetinde; ‘’Allah katında İsa’ın durumu, Adem’in durumu gibidir. ‘’Yani Hz. İsa Allah’ın peygamberidir diyor. Kuran, Hz. İbrahim ile ilgili olarak da İslamiyet’in İbrahim peygamberin dini olduğunu Hanif dini olduğunu Ali İmran Suresi’nin 67. ayetinde şöyle vurguluyor: ‘’İbrahim ne bir Yahudi idi ne de bir Hristiyan.O, sadece Hanif bir müslümandı./Allah’a teslim olandı.’’ Hz. Muhammed’in ise peygamberler zincirindeki yerini şöyle tanımlıyor: ‘’Muhammed bir resulden başkası değildir. Ondan öncede resuller gelip geçmiştir.’’ Diye yazıyor.









    Kuran’ı Kerim, Ali İmran Suresi’nin 161. ayetinde ise adeta günümüze mesaj verircesine şöyle seslenmektedir. ‘’Bir peygamberin emanete hıyanet etmesi/kamu malından aşırması olacak şey değildir. Her kim hıyanet eder, kamu malından bir şey aşırırsa, aşırdığını kıyamet günü yüklenip getirir.’’









    Bu altın öğüt ise adeta Kuran’ı Kerim’i kendilerine ‘’rehber’’ olarak siyasal iktidarı ele geçirip kamu malını kendi şahsi ve cemaat çıkarları için kullanacakları için yapılmıştır.





    Kuran’ı Kerim incelendiğinde temel mesajın insanları kötülüklerden koruyup iyiliğe sevketmektir. İnsanın insana ve insanlığa zarar vermemesidir. İyi insan yetiştirmektir. Bunun yolunun ise insanın kalbinden, gönlünden geçtiğidir. İslam’ı sadece beş vakit namaz ile otuz gün oruç ile sınırlamanın yeterli olmadığıdır. Bu konuda çok ısrarcı olmanın Kuran’ı Kerim’i de zorlayacağıdır. Bu durumu İslam’ın tamamı değil sadece bir yorumu sayılmalıdır.
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    KURAN'I Yeniden Okumak Empty Geri: KURAN'I Yeniden Okumak

    Mesaj tarafından Admin Paz Mayıs 24 2009, 18:50


    ALEVİLERİN, BEŞ VAKİT NAMAZ KILMADIĞINI BAHANE EDİP HIRPALAMAK KURAN-I KERİMİN İBADETE İLİŞKİN AYETLERİNE AYKIRI GÖZÜKÜYOR




    Tarihleri boyunca Alevi uluları bu anlayışları savunmuşlar ama egemenlerce hep aşağılanmış, küçümsenmiş her tür haksızlığa uğrayarak yok sayılmıştır. Ne denli doğruluktan, haktan, eşitlikten yana olsalar da İslam’ı beş vakit namaz ve otuz gün oruçtan ibaret sayanlar tarafından dışlanmışlardır. Halbuki Kuran’ı Kerim nesnel bir kafa ile incelendiğinde bu konuda fazla ısrarcı olmanın mümkün olmadığı görülecektir.





    İslam’daki farklı yorumların tarihi İslam kadar eskidir. Farklı yorumların birbirini yok sayma temelinde varolması bir aldatmacadır. Doğru olan bu farklı yorumların birbirini saygı sevgi temelinde kabul etmeleridir. Dini farklı yorumlamalar diğer tek tanrılı dinlerde olduğu gibi İslam’da da bizim irademizin dışında vardır.









    İnanç kişinin kendisi ile inandığı olgu arasındaki bir durumdur. Bu ilişkinin aracıya gereksinmesi yoktur. Kendi tarihimize baktığımızda atalarımız farklı tarihi dönemlerde farklı dinlere inanmışlarıdır. Çok tanrılı dinler döneminde; Şaman, Mani, Zerdüşt, Hindu inanca mensup Türkleri görmek olasıdır. Aynı şekilde tek tanrılı dinler döneminde de Museviliğe, Hristiyanlığa ve İslamiyete inanan Türk toplumlarından bahsetmek olasıdır. Aynı şekilde İslamiyet’e baktığımızda farklı İslami yorumlara inanan Türk toplumları olmuştur. Örneğin; Şiiliğe, Sünniliğe, Aleviliğe inanan Türk toplumlarından söz etmek mümkündür. Tarihte bir milletin farklı dinsel tercihleri, farklı mezhepsel tercihleri , farklı felsefi kanaatleri, farklı ideolojileri/siyasi tercihleri olmuştur. Bu günümüzde ve gelecekte de olabilir. Bir ulus farklı dinsel tercihlere, farklı mezhepsel tercihlere, farklı felsefi kanaatlere, farklı iktisadi yada siyasi tercihlere sahip diye birbirine düşman olması gerekmez. Bunlar uluslar için geçici olgulardır.





    Bu durum; Fransız içinde, İngiliz içinde, Rus içinde, Çin, Japon, Arap v.s. içinde geçerlidir.









    Bu nedenle; Türklerin İslamın Sünni yorumuna inananlara öz evlat, Şii yada Alevi yorumuna inananlara üvey evlat muamelesi yapmak İslam’a da insanlığa da uygun değildir. Bu anlayışlara uzak olmak insanlığa da insanlığı iyi yola sevketmek isteyen dini anlayışlara da daha yakın olmaktır.









    Bu olgulardan sonra ülkemizde günümüzde İslamiyetin Sünni yorumuna inanan bazı kişi ve grupların Kuran’dan hareket ettiklerini sanarak, Kuran’ı referans aldıklarını sanarak, Alevilerin ibadetini, Alevilerin ibadet yerini küçümsemek, dışlamak, alay etmek, onu yok saymak Kuran’ a ve İslam’a uygun davranış sayılamaz.





    Aleviler ibadetlerini camide beş vakit namaz kılarak yapmıyor diyerek onları küçümsemek ayarı düşük bir dinsel anlayış sanmak Kuran’a uygun bir bakış sayılamaz.





    İslamiyete inanmanın bir gereği olarak ibadetin şekli, yeri ve sayısı ile ilgili çok ısrarcı olmanın Kuran’ uygun bir davranış biçimi olduğunu savunmak oldukça zor sayılır. Savunulsa da Kuran ile uygunluğu hayli tartışılır.





    Bu nedenle Aleviler Kuran’dan hareketle ibadet olarak Cemevinde Cem yapıyorlarsa burada Allah, Muhammed ve Ali ile Ehlibeytine ve bu değerlere inananlara inançlarını ifade ediyorlarsa onların ibadetine ve ibadet evleri olan Cemevleri’ne laf söylemek, küçümsemek ve benzeri davranış biçimlerinin Kuran’a uygun davranış olduğunu savunmak oldukça zor sayılır. Alevinin yaptığı ibadeti ve ibadet yerini kabul etmeyen, küçümseyen, alay eden, aşağılayan Aleviliği değil Kuran’ı ve İslam’ı bilmemek ve onlara karşı saygısızlık yapmış olur. Bilmem buna gerek var mı

    --------

    CEMAL ŞENER

      Forum Saati Paz Mayıs 19 2024, 18:09