ALEVİ CANLAR FORUMU

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
ALEVİ CANLAR FORUMU

ALEVİ CANLAR FORUMU-TASAVVUF ARAŞTIRMA ,PAYLAŞIM

Mayıs 2024

PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
  12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  

Takvim Takvim


    Din Nedir?

    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    Din Nedir? Empty Din Nedir?

    Mesaj tarafından Admin Ptsi Mayıs 25 2009, 18:14

    Farkli disiplinlere mensup bir çok bilim adami, din sahasiyla ilgilendi. Dünya dinlerine dair kitabinda John Ferguson (1978, 13-17), asagidaki sekilde kategorize edilebilecek olan on yedi din tanimi siralar: Bunlar, teolojik, ahlaki, felsefi, psikolojik ve sosyolojik tanimlardir. Ferguson un örneklerinin kisa bir tasvirinin arkasindan her bir tanimin merkezi ölçüsünü içeren özet bir ifade yer alacaktir. Dinin Teolojik Tanimlari
    Dinin Tanri ya da bir kisim tabiatüstü manevi güçlerle iliskili oldugunu vurgulayan tanimlar, dinin teolojik tanimlari olarak adlandirilabilir. Ferguson un bu tip örnekleri sunlardir:
    a) Din Tanri ya inanmadir. Bu tanim Fergusan tarafindan din nedir sorusuna sagduyulu bir yaklasim gösteren bir okul çocuguna atfedilir. On üçüncü yüzyil teologu St. Thomas Aquinas (1225-1274), dinin Tanri yla uygun bir iliskiye isaret ettigini ilan ettiginde, yukaridaki tanima oldukça benzer bir sey söylemisti (Hall, Plgrim ve Cavanagh tarafindan iktibas edildi, 1986, 6).
    b) Din, manevi varliklara inançtir. Bu on dokuzuncu yüzyil antropologu, E.B. Tylorun görüslerinin kaba bir özetidir. Tyloru daha sonra detayli bir sekilde tartisacagiz ancak burada, ilk sekliyle dinin en düsügünden en güçlü varliklara kadar uzanan bir ruhlar hiyerarsisini içerdigini kabul ettigine isaret etmek yeterlidir.
    c) Din, Tanrinin insan ruhunda yasamasidir. Bu tanim, on dokuzuncu yüzyil teologu W. Newton Clark dan gelir. Mezkur tanim, Tanrinin ve ruhun gerçekliklerini ve dinin var olmasi için zorunlu olan bu iki gerçeklige olan imani vurgular.
    d) Din, hem korkutucu hem de cezbedici olan bir gizemdir. Bu ifade, dinin özünü, gizemi ve gücünden dolayi insanlari cezbettigini iddia ettigi kutsal düsüncesinde bulan yirminci yüzyil Alman felsefeci Rudolf Otto dan gelir. Bu, kutsal bir varligin var olusunu iddia anlaminda teolojik bir tanim olarak kabul edilmeyi gerektirmese de, o dini beserin disindaki manevi bir alana (yani, Tanri, ruhlar, korkutucu bir gizem gibi) uygun olarak tanimladigindan bu baslik altinda tasnif edilebilir.
    Yukaridaki bu dört örnek, dinin teolojik tanimlarini su sekilde özetlemede bize yardim ederler.
    Teolojik bir tanim, bir seyin din olabilmesinde, genel olarak bir Yüce Varlik seklinde kisisellestirilen ancak zaman zaman güçlü manevi varliklar vasitasiyla yayilan bir varlik olarak tasavvur edilen ya da gayri sahsi, gizemli, tabiatüstü bir güç oldugu kabul edilen bir güce inanci merkezi ölçü haline getirir.
    Dinin Ahlâki Tanimlari
    Dinin, kendisine inanlarin nasil yasamalari gerektigini anlatmaktan ibaret oldugunu vurgulayan tanimlar, ahlaki tanimlar olarak isimlendirilebilir. Bu tipin örnekleri olarak sunlari zikretmek mümkündür:
    a) Din, iyi bir hayata götürür. Bu, bir baska sagduyu tanimidir ve Ferguson tarafindan yine bir kiz ögrenciye atfedilir. Bu tanim basit bir sekilde, dindar olmanin, ahlaki olusun neyi gerektirdigini tanimlamaksizin ahlak oldugunu iddia eder.
    b) Din, duyguyla karisik ahlaktir. Bu tanim, on dokuzuncu yüzyil Ingiliz yazari Matthew Arnold den gelir. Söz konusu tanim, beseri duygu ya da hislerin mevcut dine yönelik ahlaki anlayisa eslik etmesini vurgulayarak mezkur kiz ögrencinin sagduyulu cevabini tamamlar.
    c) Din, bütün görevlerimizi ilahi emirler olarak kabul etmektir. Bu tanim, on sekizinci yüzyil felsefecisi Immanuel Kant in kategorik emrinin bir seklidir; Kant, hepimizin itaat etmesi gereken ahlaki bir yasa oldugunu ileri sürer. Din, bu ahlak yasasi Tanri dan bir emir olarak yorumlandigi zaman var olur.
    d) Din, yeteneklerimizin özgür kullanimina engel olan endiselerin bir toplamidir. Ferguson bu tanimi, yirminci yüzyilin baslarinda yasamis bir din felsefecisi olan Salomon Reinach a atfeder. Bu tanim dine yönelik olumsuz bir tavri ima etmekle birlikte, dinin fonksiyonunu ezeli yasalari, tutumlari ya da adetleri tanrisal emirle uygulama olarak tanimlar ve bu yüzden de, ahlaki bir tanim grubu içine dahil edilebilir.
    Yukarida verilen örnekler su sekilde özetlenebilir:
    Ahlaki tanimlar, kaynagini sorgulanmamis ya da sorgulanamaz bir otoritede bulan ve genel olarak inananlar tarafindan desteklenen dogru bir davranis kodunu, bir seyin din sayilmasinin merkezi ölçüsü yaparlar.
    Felsefi Tanimlar
    Teolojik tanimlarla ilgili olmakla birlikte felsefi tanimlar, genel olarak dini çogu kez gayr-i sahsi soyut bir kavrama uygun olarak tasvir ederler. Ferguson bu kategori içine dahil edilebilecek olan bir çok örnek iktibas eder.
    a) Din bir adamin, kendi basina yaptigi seydir (what man does with his solitariness). Bir yirminci yüzyil felsefecisi olan Alfred North Whitehead den alinan bu tanim, soyut yalnizlik düsüncesini, beseri varolus içindeki temel dini boyut olarak tespit eder. Muhtemelen bir kimse (tek basina ya da yalniz olmanin aksine ) yalnizlik durumunu basardigi ya da yalniz olusunun farkina vardigi zaman dini bir tecrübeyi gerçeklestirmis olur.
    b) Din, insanin, kendisinin disinda bir varlik olarak kendine özgü varligiyla iliskisidir. Bu iddia, on dokuzuncu yüzyil felsefecisi Ludwig Feuerbach in, din hakkindaki teorisiyle iliskilidir. Bu teoriye göre din, beseri bir projeksiyondur. Bu teori dini, (sevgi, güç, umut ve bilgi gibi) beseri özelliklerin, mükemmellestirilerek, disarida var olarak tasavvur edilen hayali bir varliga nakledildigi her yerde var olarak tanimlar.
    c) Din, nihai bir ilgidir. Yirminci yüzyil teologu Paul Tillich tarafindan takdim edilen bu tanim, dinin en basit ancak en temel tanimlarindan birini meydana getirir. Tillich e göre din, insanlarin nihai olarak kendilerini ilgilendirdigini kabul ettikleri bir iliskidir. Açikça bu iliski, Tanri ya da manevi varliklarla olabilir; ancak, bu iliski zikredilenlerden daha genis oldugundan o, farkli hususi özneler, semboller ya da kavramlarda ifade edilen soyut bir ideayi ifade eder.
    Yukarida iktibas edilen bu üç örnek, asagidaki özete götürür:
    Felsefi bir tanim, inanin kozmik düzen ya da beseri var olusla iliskili olarak nihai ya da son olarak yorumladigi bir ideayi ya da kavrami bir seyin din sayilabilmesinin merkezi kriteri haline getirir.
    Psikolojik Tanimlar
    Dinin psikolojik tanimlari dinin, dini objeyle iliskin insanin duygulari, hisleri ve psikolojik durumlariyla ilgili oldugunu vurgularlar. Ferguson un verdigi örneklerden bir kismi sunlardir:
    a) Din, sakin bir sekilde düsünüldügünde, dehsete düsüren bir sahra olan bir dünyada teselli aramanin sonucudur. Bu tanim, yirminci yüzyil felsefecisi Betrand Russell tarafindan gelistirilmistir. Bu tanim, bu dünyada tecrübe edilen talihsizlikler ve acilar sebebiyle insanlarin, dinde teselli ya da avunma aradiklarini vurgular. Daha sonra Sigmund Freud u tartismamizda görecegimiz gibi, teselli ve avuntu psikolojik ihtiyaçlardir.
    b) Din, derin deruni tecrübenin bir türüdür. Bu tanim deruni tecrübeyi vurguladigindan dini, mutlak bir baglilik hissi olarak tanimlayan on dokuzuncu yüzyil teologu Friedrich Schleirmacher tarafindan sunulana benzer psikolojik bir tanim olarak tasnif edilebilir (Hall, Plgrim ve Cavanagh tarafindan iktibas edildi, 1986, 5).
    c) Din, evrensel, takintisal bir nevrozdur. Bu tanim, Sigmund Freud un psikanalistik okulunun takipçilerinin bakis açisi içinde yer alir. Bu dini, evrensel bir sey olsa da eger beseriyet psikolojik sagligina kavustugunda üstesinden gelinmesi gereken psikolojik rahatsizlik (disturbence) olarak tanimlar.
    Psikolojik tanimlarin bir özeti, asagidaki sekilde gösterilebilir:
    Psikolojik bir tanim, insanlarin içinde bulanan his ya da duygulari dinin merkezi kriteri haline getirir. Bu duygular ya da hisler, insanlarin söz konusu duygu ve hisleri tatmin etmek için daha büyük güçlere bas vurmalarina sebep olurlar.
    Sosyolojik Tanimlar
    Dini, kültürel normlari sekillendiren bir grup bilinci ya da genel olarak toplumun üretimi olarak vurgulayan tanimlar, sosyolojik tanimlar diye adlandirilabilir. Ferguson un listesi, bu kategori içinde yer alan asagidaki tanimlari içerir:
    a) Din, halkin afyonudur. Karl Marx tarafindan insa edilen bu tanim, dinin sosyal ya da ekonomik gücü elinde bulunduran kimseler tarafindan kalabaliklarin bastirilmasindan dogduguna isaret eder. Bu güçler dinin mesajini, bastirilmis olani, gelecek adil bir düzen ümidiyle bu dünyadaki kaderinden memnun olmasini saglamak için kullanilir. Bu yüzden de din, hem bastiran hem de bastirilan için sosyolojik bir fonksiyon icra eder.
    b) Din, degerlerin muhafazasidir. Bu tanim, Ferguson tarafindan on dokuzuncu yüzyilin sonu ve yirminci yüzyilin baslarinda yasayan Alman felsefecisi Harald Hoffding e atfedilir. Ancak bu tanim, Emile Durkheim gibi geleneksel sosyologlar ya da Bronislaw Malinowski gibi antropologlar tarafindan yaygin olarak kabul edilen bir görüsü yansitir. Bu görüse göre din, toplum içindeki muhafaza edici bir güç olarak tasvir edilir. Bu güç, grubun temel degerlerini tanimlar ve sonra da bu degerleri tabiatüstü güçlere müracaatla muhafaza eder ve güçlendirir.
    c) Din, bütünüyle tatmin edici bir hayatin pesindeki ortak bir arayistir. Bu tanim psikolojik bir tanim gibi görülmekle birlikte, ortak arayis üzerindeki vurgu, onu sosyolojik kategori içine yer verilmesini saglar. Ferguson, bu iktibas için kesin bir kaynak göstermez; ancak daha sonra görecegimiz gibi söz konusu tanim, Martin Prozesky (1984, 153) tarafindan sunulan tanima oldukça benzer görünmektedir. Onun tanimina göre din, nihai mutlulugu aramaktir. Bu tanimdan su sonucu çikarabiliriz; toplumlar en tatmin edici hayata ulasmayi arastirdiklari her zaman, dini bir ilgi göstermektedirler. Bu anlayis ayni zamanda çagdas antropolog William Lessa ve Evon Vogt (1965) tarafindan da tekrar edilir. Onlara göre din, bir toplumun nihai ilgisine yöneltilen inançlar ve uygulamalar sistemidir.
    Bu örnekler asagidaki su özete götürürler:
    Sosyolojik bir tanim, bir insan cemaatinin varligini dinin merkezi kriteri haline getirir. Bu insan cemaati, bu cemaatin kendisinden daha büyük kuvvetler ya da güçlere olan inançlariyla özdeslestirilir ve toplum bu inançlar tarafindan bir arada tutulur ve varligi devam ettirilir.
    Kaynak : James L. COX, Kutsali Anlamak, Iz Yayincilik, Istanbul, 2003.

      Forum Saati Cuma Mayıs 10 2024, 14:54