ALEVİ CANLAR FORUMU

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
ALEVİ CANLAR FORUMU

ALEVİ CANLAR FORUMU-TASAVVUF ARAŞTIRMA ,PAYLAŞIM

Kasım 2024

PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
    123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930 

Takvim Takvim


    Akçadağ Öğretmen Okulu Olayı (1975)

    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 65
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    Akçadağ Öğretmen Okulu Olayı (1975) Empty Akçadağ Öğretmen Okulu Olayı (1975)

    Mesaj tarafından Admin Salı Haz. 02 2009, 19:28

    Akçadağ Öğretmen Okulu Olayı (1975)
    Akçadağ İlçesinde 17 Nisan 1940’da Akçadağ Köy Enstitüsü açıldı. Daha sonra, Köy Enstitüsü’nün yerleşim yerini belirlemek üzere araştırmalar yapıldı. Malatya-Adana demiryolunun otuzuncu kilometresinde bulunan Akçadağ İstasyonunun güneydoğusuna düşen arazi saptandı. Enstitü’nün yeri için belirlenen araziler, Karapınar, Kırlangıç ve Onatlı Köylerine aitti. Köylüler, üç bin dönümlük arazinin bir bölümünü düşük bir bedel karşılığı, büyük bölümünü de bağış yoluyla verirler. O dönem karayolları yeterli değildi ve hatta yoktu. Bu nedenle, Darende ve Akçadağ ilçeleriyle çevre köylerin ulaşımı Enstitü’nün bitişiğinde bulunan tren istasyonundan yapılıyordu. Okul yönetimi, Enstitü arazisinin tam ortasından geçen on metre genişliğinde, 2 km uzunluğunda bir yol açtı. Bu yolu çakıl ve kumla da döşetti. Çevrenin tüm ulaşımı bu yol üzerinden yapılmaya başladı.
    Akçadağ Köy Enstitüsü’nün yöresinde 15 Alevi köyü bulunmaktaydı. Enstitü Yönetimi, bu köylerle ve diğer komşu köylerle ilişkileri oldukça sıcak, neredeyse bir aile gibiydi. İmece yoluyla bölgenin köylülerine kayısı, elma, kavak, bağ dikiminde yardımcı olunuyordu. Enstitü’de milli bayramlarda ya da diğer günlerde düzenlenen temsillere, eğlencelere ve törenlere tüm köylerin halkı çağrılırdı. Enstitü ile halk arasında dostluk ve işbirliği sağlanıyordu. Yöre köyleri de düğünlerine Enstitü’nün öğretmenlerini, yöneticilerini, folklor ve müzik ekiplerini çağırırlardı. 1950’de Köy Enstitüleri kapatıldı. Yerine Öğretmen Okulları açıldı. Akçadağ Köy Enstitüsü’nün yerine açılan Öğretmen Okulu da, yöre halkıyla devraldığı gelişmiş ilişkileri pekiştirerek sürdürdü.
    Böylece 1970’lere gelindi. 1974’de CHP ile MSP’nin ortak hükümeti düşünce, AP, MSP ve MHP’nin ortaklaşa hükümeti (I. MC) kuruldu. MC Hükümeti, yatılı okulların yönetiminde bulunan demokrat yönetici ve öğretmenleri okuldan uzaklaştırmaya; yerine ülkücü öğretmenler ve yöneticiler atamaya öncelikli olarak yöneldi. Böylece yatılı okullar, ülkücülerin kurtarılmış bölgeleri oluyordu. Akçadağ Öğretmen Okulu’na da Cafer Toksun adında bir müdür atandı.
    Cafer Toksun, Sivaslı bir Alevi ailenin çocuğudur. Yoksuldur, yatılı okula zorlukla girmiştir. Öğretmen olduktan sonra ırkçılarla ilişkilerini sıklaştırır. Yeni müdürün Alevi bir aileden geldiğini öğrenen komşu köyler halkından Aleviler, “Bizden de bir müdür çıktı” diye sevinmişler, hediyelerle kutlamaya gitmişlerdir. Cafer Toksun, ziyaretine gelen köylüleri soğuk karşılar. Hatta bir ara, sorguya çekercesine “Bu köylerin oylarını hep CHP’ye verdiklerini öğrendim. Doğru mu?” diye sorar. Köylülerin, “Müdür bey, faşistlere verecek değiliz ya...” yanıtı üzerine, Cafer Toksun’un rengi sararır, gözleri döner ve “Bir daha bu okulun toprağına ayak basmayacaksınız” diye gelenleri odasından kovar.
    Şeyh Mano, Kırlangıç Köyündedir. Pir Sultan Abdal hayranıdır. Pir Sultan Abdal hakkında bilgi edinmek için Sivaslı olduğunu öğrendiği Cafer Toksun’a gider. Cafer Toksun, Şeyh Mano’nun kılık kıyafetine, kaba bıyıklarına bakar ve küçümseyerek “Senin ne isteğin var, söyle bakalım” diye sorar. Şeyh Mano, “Beyefendi, siz Sivaslısınız, Pir Sultan Abdal hakkında bilgi öğrenmek için geldim” dediğinde, Cafer Toksun’un tepesi atar ve “Komünistler sizi yoldan çıkarmışlar. Senin o sorduğun aptal da sapkının biriydi” yanıtını verir, konuğunu kolundan tuttuğu gibi dışarıya çıkarır. Şeyh Mano, “Orası Sivas’tır, Pir Sultan da çıkar, Hızır Paşalar da çıkar. Seni Pir Sultan sanmıştım” yanıtıyla ayrılır.
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 65
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    Akçadağ Öğretmen Okulu Olayı (1975) Empty Geri: Akçadağ Öğretmen Okulu Olayı (1975)

    Mesaj tarafından Admin Salı Haz. 02 2009, 19:29

    Bir süre geçmiş ve Cafer Toksun, yöre halkı ve okul hakkında yeterli bilgiyi edinmiş, kadrosunu oluşturmuş, saldırı planlarını hazırlamıştır; sıra uygulamaya gelmiştir. İlk iş olarak, okulun üç bin dönümlük arazisinin etrafını dikenli telle çevirdi, böylece yöre köylerin Akçadağ’a ulaşmak için 35 yıldan beri kullandığı yolu kapatmış oldu. Yolun girişine bir kulübe yaptırdı. Kulübeye silahlı bekçi yerleştirdi ve telefon bağlattı. Bununla da yetinmedi, okul arazisine eli silahlı bekçiler yerleştirdi ve yaklaşanlara ateş ettirmeye başladı. Böylece okulla yöre halkının ilişkilerini kesti. Eğer biri okula gidecekse, nöbetçiler önce ziyaretçinin kimliğini kontrol ediyor, sonra okul yönetimine telefon edilerek verilen bilgilere göre işlem yapılıyordu.
    Okulun demokrat öğretmen ve çalışanlarına baskı yaparak onları uzaklaşmaya zorluyordu. Cafer Toksun’un baskılarından öğrenciler de paylarına düşeni alıyordu. Sol görüşlü öğrencileri baskıyla yıldımaya, kimi zaman da derslerden çıkararak dövmeye giriştiği şeklindeki haberler giderek artıyordu. Faaliyetlerinde, Malatya Ülkü Ocaklarından getirdiği ve özel yetiştirilmiş militanları da kullanıyordu. Okulun salonlarında asılı sanat değeri yüksek tablolar indirilmiş, yerine MHP’nin propaganda resimleri yerleştirilmişti. ******’ün resminin de indirildiği, yerine Ergenekon Destanıyla ilgili bir tablonun asıldığı haberi, basın organlarında yayımlanmıştı.
    Akçadağ Öğretmen Okulu adeta askeri bir kamp, Cafer Toksun da kampın komutanı gibiydi. Rastladığı Alevi kadınlara “Alevileri yaşatmayacağım. Sizi kocasız bırakacağım” dediği, baskılarını artırdığı görülmekteydi. Gelişmeler üzerine, yöre halkı ve öğrenci velileri, durumu Malatya Valisine bildirirler. Vali, şikayetleri dikkate almamakta, müdürden yana tutum sergilemektedir.
    Saldırı ve baskılarla ilgili basın haberi şöyle:
    “Dün öğleden sonra Akçadağ Öğretmen Okulu’nda meydana gelen çatışmada birkaç öğrenci yaralanmış, okul binasının ön tarafındaki bütün camlar kırılarak okul büyük ölçüde hasara uğratılmıştır. Olay üç solcu öğrencinin dövülmesi üzerine, okulda bulunan 500 kadar solcu öğrenci idarenin bu tutumunu protesto ederek derse girmişlerdir. Faşist öğrenciler, idarenin bıraktığı boşluktan faydalanarak ellerine geçirdikleri taş ve sopalarla birbirlerine girmişlerdir. Olay yerine jandarma birlikleri getirilmiş, okulda bulunan öğrenciler ise derslerine devam etmişlerdir.” 9
    Akçadağ Öğretmen Okulu’nda ülkücülerin silahlı eğitim yaptıklarına; öğrencilere, öğretmenlere yönelik baskıların giderek arttığına, bu baskıların yöre halkına da yöneldiğine tanık olunmuştur.
    Gelişmeler somut meyvelerini vermekte gecikmez ve nihayet, 7 Kasım 1975 gecesi, önceden hazırlanmış eli sopalı ülkücüler, aniden yatakhaneleri basar. Öğrenciler yatmaya hazırlanmaktadır ve kimisi pijamalı, kimisi de don-gömlekledir. Ani baskın ve bedenlerine inen sopaların tesiriyle ne yapacaklarını şaşıran 600 öğrenci, can korkusuyla dışarı fırlamışlardır. Bir kovalamaca başlamıştır. Baskı ve saldırıdan kaçan 600 öğrenci, okulun üst tarafında bulunan dağ ve tepelere sığınırlar. Mevsim yağışlı ve soğuk, öğrenciler çıplaktır. Saldırı haberi Malatya’da CHP İl Başkanı Turan Fırat’a ulaşır. CHP İl Yönetimi, TÖB-DER ve basın organları mensupları ortaklaşa tuttukları birkaç otobüsle dağlara sığınan öğrencileri toplamaya gider ve megafonla öğrenci aramaya koyulurlar. Kayaların kovuklarına sinmiş ve korkuyla bakışan henüz 15-16 yaşlarındaki çocukların büyük bölümü toplanarak Malatya’ya getirilir. O gece evlere dağıtılan öğrencilerin soğuktan donmaları önlenmiş olur.
    Meydana gelen olaylardan dolayı 600 öğrenci okuldan uzaklaştırılmıştır. Okuldan uzaklaştırılan öğrencilerin velileri tarafından hazırlanan ve yetkililere ulaştırılan belge şöyle değerlendirilmektedir: “ ‘******çü öğretmen ve öğrencileri okuldan uzaklaştırmak için çok öncelerden Okul Müdürü Cafer Toksun, Eğitim Şefi Fazlı Aktaş, öğretmenlerden Mehmet Yıldırım, Halit Karadağ, Remzi Sağıroğlu, Züleyha Cömert, Celal Aydoğmuş, Mehmet Kara tarafından hazırlığı yapılan ve ortamı oluşturulduktan sonra meydana gelen olay esnasında, 700 öğrencinin dolaplarının tahrip edilerek eşyalarının, kitaplarının ve paralarının talan edildiği, talan edilen paraların ve eşyaların bu öğretmenlerce Ülkü Ocaklarına teslim edildiği, ******çü öğrencilerin okulun bodrumuna konularak işkenceye uğradıkları ve günlerce ekmek verilmediği gibi, şimdi de olayı saptırmak için olaya mezhep, dil ve bölgecilik gibi bölücülük niteliğinde olan suçlamalarda bulundukları, böylece korkunç bir bölücülük yaptıkları, bütün bu olaylardan haberli olan Malatya Valisi ve Milli Eğitim Müdürünün olaya yeteri kadar eğilmedikleri, hatta olayla ilgili tanıklar ve mağdurların kimisinin dini görüşlerinden, kimisinin politik görüşlerinden dinlenilmedikleri, sadece olayı yaratanlar ve onların gösterdikleri tanıkları dinleyerek tek taraflı kovuşturma yaptıkları, Vali ve Milli Eğitim Müdürünün adeta onların koruyuculuğunu yaptığı’, ileri sürülerek Cumhurbaşkanına, Senato ve TBMM Başkanına, Parti Genel Başkanlarına ve Parlamenterlere durum bildirilmiştir. Olaya eğilmelerini, bülücülük niteliğini taşıyan bu tutumun önlenilmesini, ilgililer hakkında kovuşturma yapılmasını, gerçeğin ortaya çıkması için ilgilerini istemişlerdir...” 10
    Malatya Milletvekili Celal Ünver, demokratik kitle örgütleri temsilcileri ve basın mensuplarından oluşan bir heyetle Akçadağ Öğretmen Okulu’na gider. Olayı incelemek üzere Akçadağ Cumhuriyet Savcısı ile İlçe Jandarma Komutanı da o sırada okulda bulunmaktadır. Okul Müdürü Cafer Toksun, Milletvekili Celal Ünver’in okulu gezmesini, gözaltına alınan öğretmen ve öğrencilerle görüşmesini, olayın neden kaynaklandığını öğrenmesini engellemeye çalışır. Bunun üzerine Celal Ünver sert bir tepki gösterir ve Savcının araya girmesiyle olay büyümeden yatışır. Dönemin yerel basın organlarında, Okul Müdürünün olumsuz tutumu şöyle anlatıldı: “İlimiz Akçadağ Öğretmen Okulu’nda son çıkan olaylardan sonra 20 kadar öğrenci velisi ile okula giden CHP Malatya Milletvekili Celal Ünver, Okul Müdürü ile görüşürken, bir süre önce duvara asılan bozkurt resmi hakkında bilgi istemiş ve bunun üzerine Okul Müdürü Cefar Toksun, zile basıp çağırdığı birkaç öğretmen ve öğrenciyle CHP Milletvekili Celal Ünver’in üzerine yürümek istemiştir. Bu arada CHP Milletvekili Celal Ünver odaya gelen kalabalık bir öğretmen topluluğuna, ‘Siz kim oluyorsunuz ki beni dışarı atmak istiyorsunuz’ demiş ve bunun üzerine orada bulunan jandarma üst çavuşunun müdahalesiyle olay büyümeden önü alınmıştır...” 11
    Akçadağ Öğretmen Okulu’nda meydana gelen olayların sonucunu merak etmeyiniz. Hiçbir şikayet ve soruşturma sonuç vermedi. 600 öğrenci, 20 öğretmen okuldan uzaklaştırıldı. Okul, tamamen Ülkü Ocaklarının karargahı haline geldi.

      Forum Saati Perş. Kas. 28 2024, 07:24