ALEVİ CANLAR FORUMU

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
ALEVİ CANLAR FORUMU

ALEVİ CANLAR FORUMU-TASAVVUF ARAŞTIRMA ,PAYLAŞIM

Mayıs 2024

PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
  12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  

Takvim Takvim


    Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 85

    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 85 Empty Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 85

    Mesaj tarafından Admin Salı Haz. 09 2009, 16:51

    ثُمَّ
    أَنْتُمْ هَٰؤُلَاءِ تَقْتُلُونَ أَنْفُسَكُمْ وَتُخْرِجُونَ فَرِيقًا
    مِنْكُمْ مِنْ دِيَارِهِمْ تَظَاهَرُونَ عَلَيْهِمْ بِالْإِثْمِ
    وَالْعُدْوَانِ وَإِنْ يَأْتُوكُمْ أُسَارَىٰ تُفَادُوهُمْ وَهُوَ
    مُحَرَّمٌ عَلَيْكُمْ إِخْرَاجُهُمْ ۚ أَفَتُؤْمِنُونَ بِبَعْضِ
    الْكِتَابِ وَتَكْفُرُونَ بِبَعْضٍ ۚ فَمَا جَزَاءُ مَنْ يَفْعَلُ ذَٰلِكَ
    مِنْكُمْ إِلَّا خِزْيٌ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا ۖ وَيَوْمَ
    الْقِيَامَةِ يُرَدُّونَ إِلَىٰ أَشَدِّ الْعَذَابِ ۗ وَمَا اللَّهُ
    بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ

    Summe
    entum hâulâi taktulûne enfusekum ve tuhricûne ferîkan minkummin
    diyârihim, tezâharûne aleyhim bil ismi vel udvân(udvâni), ve in
    ye’tûkum usârâ tufâdûhum ve huve muharremun aleykum ihrâcuhum e fe
    tu’minûne bi ba’dil kitâbive tekfurûne bi ba’d(ba’dın), fe mâ cezâu men
    yef’alu zâlike minkum illâ hızyun fîl hayâtid dunyâ, ve yevmel kıyâmeti
    yureddûne ilâ eşeddil azâb(azâbi), ve mâllâhu bi gâfilin ammâ
    ta’melûn(ta’melûne).
    1.summe entum: sonra siz
    2.hâulâi: onlar
    3.taktulûne: öldürüyorsunuz
    4.enfuse-kum: kendileriniz, sizin nefsleriniz, birbiriniz
    5.ve tuhricûne: ve çıkarıyorsunuz
    6.ferîkan min-kum: sizden bir grup
    7.min diyâri-him: kendi yurtlarından
    8.tezâharûne: yardımlaşıyorsunuz
    9.aleyhim: onlara karşı
    10.bi el ismi: günah ile, günahta
    11.ve el udvâni: ve düşmanlık
    12.ve in ye'tû-kum: ve eğer size gelirse
    13.usârâ: esirler
    14.tufâdû-hum: onları fidye karşılığı değiştirirsiniz
    15.ve huve: ve o
    16.muharremun: haram kılınan, haram olan
    17.aleykum: size
    18.ihrâcu-hum: onların çıkarılması
    19.e fe tu'minûne: o halde îmân mı ediyorsunuz
    20.bi ba'di: bir kısmı
    21.el kitâbi: kitap
    22.ve tekfurûne: ve inkâr ediyorsunuz
    23.bi ba'dın: bir kısmı
    24.fe mâ cezâu: artık cezası değil
    25.men: kişi, kimse
    26.yef'alu: yapar
    27.zâlike min-kum: işte sizden
    28.illâ: ancak, sadece, den başka
    29.hızyun: rezillik
    30.fî el hayâti ed dunyâ: dünya hayatında
    31.ve yevme el kıyâmeti: ve kıyâmet günü
    32.yureddûne:
    33.ilâ eşeddi: en şiddetlisine
    34.el azâbi: azap
    35.ve mâ: ve değildir
    36.allâhu: Allah
    37.bi gâfilin: gâfil, farkına varmayan, bilmeyen
    38.ammâ (an mâ): şeylerden
    39.ta'melûne: siz yaparsınız, yapıyorsunuz
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 85 Empty Geri: Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 85

    Mesaj tarafından Admin Salı Haz. 09 2009, 16:56

    Diyanet İşleri:Ama
    siz, birbirinizi öldüren, içinizden bir kesime karşı kötülük ve zulümde
    yardımlaşarak; size haram olduğu hâlde onları yurtlarından çıkaran,
    size esir olarak geldiklerinde ise, fidye verip kendilerini kurtaran
    kimselersiniz. Yoksa siz Kitab’ın (Tevrat’ın) bir kısmına inanıp, bir
    kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden bunu yapanın cezası, dünya
    hayatında rezil olmaktan başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise
    onlar azabın en şiddetlisine uğratılırlar. Çünkü Allah,
    yaptıklarınızdan habersiz değildir.
    Abdulbaki Gölpınarlı:Sonra da
    sizler, o kişilersiniz ki birbirinizi öldürüyorsunuz. Bir bölüğünüzü
    yerinden yurdundan çıkarıyorsunuz. Onların aleyhinde, kötülükte,
    düşmanlıkta bulunmak üzere birleşiyorsunuz. Elinize esir düşerlerse
    onlara karşılık esirler veriyor, gene onları yurtlarına sokmuyorsunuz.
    Halbuki onları yurtlarından çıkarmak bile haramdı size. Yoksa kitabın
    bir kısmına inanıyor, bir kısmına inanmıyor musunuz? İçinizde bunları
    yapanların kazancı, dünya hayatında ancak horluktan ibaret, kıyamet
    günüyse onlar daha çetin bir azâba atılırlar. Allah, yaptıklarınızdan
    gafil değildir ki.
    Adem Uğur:Bu misakı kabul eden
    sizler, (verdiğiniz sözün tersine) birbirinizi öldürüyor, aranızdan bir
    zümreyi yurtlarından çıkarıyor, kötülük ve düşmanlıkta onlara karşı
    birleşiyorsunuz. Onları yurtlarından çıkarmak size haram olduğu halde
    (hem çıkarıyor hem de) size esirler olarak geldiklerinde fidye verip
    onları kurtarıyorsunuz. Yoksa siz Kitab'ın bir kısmına inanıp bir
    kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden öyle davrananların cezası dünya
    hayatında ancak rüsvaylık; kıyamet gününde ise en şiddetli azaba
    itilmektir. Allah sizin yapmakta olduklarınızdan asla gafil değildir.
    Ali Bulaç:Sonra (yine) siz,
    birbirinizi öldürüyor, bir bölümünüzü yurtlarından sürüp çıkarıyor ve
    günah ve düşmanlıkla aleyhlerinde ittifaklar kuruyor ve size esir
    olarak geldiklerinde onlarla fidyeleşiyordunuz. Oysa onları çıkarmanız,
    size haram kılınmıştı. Yoksa siz, Kitabın bir bölümüne inanıp da bir
    bölümünü inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden böyle yapanların dünya
    hayatındaki cezası aşağılık olmaktan başka değildir; kıyamet gününde de
    azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah, yaptıklarınızdan
    gafil değildir.
    Ali Fikri Yavuz:(Kan dökmemek ve
    birbirinizi yurdlarınızdan çıkarmamak üzere ahd ve ikrardan) sonra
    sizler, o kimselersiniz ki, kendi adamlarınızı öldürüyorsunuz ve
    içinizden bir zümreyi yurdlarından çıkarıp aleyhlerinde zulüm ve
    düşmanlıkla birleşerek yardımlaşıyorsunuz. Eğer onlar, esir olup size
    gelirlerse, mal karşılığında esir mübadelesi yaparsınız da yine onların
    yurdlarında kalmasına müsaade etmezsiniz. Halbuki, onların yurdlarından
    çıkarılması size haram kılınmıştı. Yoksa siz, Tevrat ahkâmının bir
    kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Şimdi sizden bu ahdi
    bozan kimsenin cezası, ancak dünyada rüsvaylık ve bayağılık, kıyamette
    en şiddetli azâba atılmaktır. Allah sizin bu ahdi bozmanızdan gâfil
    değildir.
    Bekir Sadak:Sonra siz,
    birbirinizi olduren, aranizdan bir takimi memleketlerinden suren,
    onlara karsi gunah ve dusmanlikta birlesen, onlari cikarmak haramken
    size esir olarak geldiklerinde fidyelerini vermeye kalkan
    kimselersiniz. Kitabin bir kismina inanip, bir kismini inkar mi
    ediyorsunuz? Aranizda boyle yapanin cezasi ancak dunya hayatinda rezil
    olmaktir. Ahiret gununde de azabin en siddetlisine onlar ugratilirlar.
    Allah yaptiklarinizdan gafil degildir.
    Celal Yıldırım:Sonra siz o
    kimselersiniz ki, birbirinizi öldürüyorsunuz ve içinizden bir kısmını
    yurtlarından çıkarıyor da aleyhlerinde günah, düşmanlık ve haksızlıkla
    biribirinize yardım edip bileşiyorsunuz. (Bununla beraber) onlar size
    esir olarak gelecek olurlarsa fidyeleşir, (kurtuluş akçesi alıp
    verirsiniz). Halbuki onların (yurtlarından) çıkarılması size haram
    kılınmıştır. Yoksa Kitab'ın bir kısmına inanıyor, bir kısmını inkâr mı
    ediyorsunuz ? Sizden böyle yapanların cezası, ancak dünyada
    rüsvaylıktır; kıyamet gününde de en şiddetli azaba döndürülüp
    uğratılmaktadır. Allah yapageldiğiniz şeylerden habersiz değildir.
    Diyanet İşleri (eski):Sonra siz,
    birbirinizi öldüren, aranızdan bir takımı memleketlerinden süren,
    onlara karşı günah ve düşmanlıkta birleşen, onları çıkarmak haramken
    size esir olarak geldiklerinde fidyelerini vermeye kalkan
    kimselersiniz. Kitabın bir kısmına inanıp, bir kısmını inkar mı
    ediyorsunuz? Aranızda böyle yapanın cezası ancak dünya hayatında rezil
    olmaktır. Ahiret gününde de azabın en şiddetlisine onlar uğratılırlar.
    Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.
    Diyanet Vakfi:Bu misakı kabul
    eden sizler, (verdiğiniz sözün tersine) birbirinizi öldürüyor,
    aranızdan bir zümreyi yurtlarından çıkarıyor, kötülük ve düşmanlıkta
    onlara karşı birleşiyorsunuz. Onları yurtlarından çıkarmak size haram
    olduğu halde (hem çıkarıyor hem de) size esirler olarak geldiklerinde
    fidye verip onları kurtarıyorsunuz. Yoksa siz Kitab'ın bir kısmına
    inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden öyle davrananların
    cezası dünya hayatında ancak rüsvaylık; kıyamet gününde ise en şiddetli
    azaba itilmektir. Allah sizin yapmakta olduklarınızdan asla gafil
    değildir.
    Edip Yüksel:Tüm bunlardan sonra,
    sizler hala birbirinizi öldürüyor, aranızdan bir grubu yurtlarından
    çıkarıyor, kötülük ve düşmanlıkta onlara karşı birleşiyorsunuz. Onları
    yurtlarından çıkarmanız zaten size haramken, bu yetmiyormuş gibi size
    esir düştüklerinde bir de onlardan fidye istiyorsunuz. Yoksa siz
    kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı ediyorsunuz? Böyle
    davrananların cezası dünya hayatında rezil olmak ve Diriliş Gününde de
    azabın en çetinine uğratılmaktan başka ne olabilir? ALLAH
    yaptıklarınızdan gafil değil.
    Elmalılı Hamdi Yazır:Sonra da
    sizler ta şunlarsınız ki kendilerinizi öldürüyorsunuz ve kendinizden
    bir firkayı diyarlarından çıkarıyorsunuz, aleyhlerinde ism-ü udvan ile
    birleşiyor tezahürde bulunuyorsunuz ve şayet size esir olarak
    gelirlerse fidyeleşmeğe kalkıyorsunuz, halbuki çıkarılmaları üzerinize
    haram kılınmış idi, ya siz kitabın bir kısmına inanıp da bir kısmına
    küfür mü ediyorsunuz? Şu halde içinizden böyle yapanlar binnetice Dünya
    hayatında bir rüsvalıktan başka ne kazanırlar, kıyamet günü de en
    şiddetli azaba kakılırlar, Allah yaptıklarınızdan gafil değildir
    Elmalılı (sadeleştirilmiş):Sonra
    sizler yine şöyle kimselersiniz ki kendi kendinizi öldürüyorsunuz ve
    içinizden bir zümreyi yurtlarından çıkarıyorsunuz, aleyhlerinde günah
    ve düşmanlıkla birleşip yardımlaşıyorsunuz. Şayet size esir olarak
    gelirlerse fidyeleşmeye kalkışıyorsunuz. Oysa çıkarılmaları size haram
    kılınmıştı. Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı
    ediyorsunuz? Şu halde içinizde böyle yapanlar sonuçta dünya hayatında
    rüsvaylıktan başka ne kazanırlar? Kıyamet günü de en şiddetli azaba
    kakılırlar. Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.
    Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2):Sonra
    sizler öyle kimselersiniz ki, kendilerinizi öldürüyorsunuz ve sizden
    olan bir grubu diyarlarından çıkarıyorsunuz, onlar aleyhinde kötülük ve
    düşmanlık güdüyor ve bu konuda birleşip birbirinize arka çıkıyorsunuz,
    şayet size esir olarak gelirlerse fidyeleşmeye kalkıyorsunuz. Halbuki
    yurtlarından çıkarılmaları size haram kılınmış idi. Yoksa siz kitabın
    bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Şu halde içinizden
    böyle yapanlar, netice olarak dünya hayatında perişanlıktan başka ne
    kazanırlar, kıyamet gününde de en şiddetli azaba uğratılırlar. Allah,
    yaptıklarınızdan gafil değildir.
    Fizilal-il Kuran:Buna rağmen
    biribirinizi öldürüyor ve içinizden bazılarını yurtlarından sürüyor,
    onlara karşı günah ve zulüm işlemek için aranızda işbirliği
    yapıyorsunuz. Onları sürgüne göndermeniz yasaklandığı halde sürgüne
    gönderiyorsunuz, sonra size esir olarak geldikleri taktirde fidye
    vererek kendilerini kurtarıyorsunuz. Yoksa siz kitabın bir kısmına
    inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Oysa içinizden böyle
    yapanların cezası dünya hayatında perişanlıktan başka birşey değildir.
    Onlar Kıyamet günü de en ağır azaba çarpılacaklardır. Allah
    yaptıklarınızdan habersiz değildir.
    Gültekin Onan:(Tüm bunlardan)
    sonra, sizler hala birbirinizi öldürüyor, aranızdan bir bölümü (ferai)
    yurtlarından çıkarıyor, kötülük ve düşmanlıkta onlara karşı
    birleşiyorsunuz. Onları yurtlarından çıkarmanız zaten size haramken, bu
    yetmiyormuş gibi size esir düştüklerinde bir de onlardan fidye
    istiyorsunuz. Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmına küfür mü
    ediyorsunuz? Böyle davrananların cezası dünya hayatında rezil olmak ve
    diriliş gününde de azabın en çetinine uğratılmaktan başka ne olabilir?
    Tanrı yaptıklarınızdan gafil değildir.
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 85 Empty Geri: Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 85

    Mesaj tarafından Admin Salı Haz. 09 2009, 16:57

    Hasan Basri Çantay:(Öyle
    oldukdan) sonra sizler, yine onlarsınız ki (işte) kendilerinizi
    öldürüyor, içinizden bir fırkayı yurdlarından çıkarıyor, aleyhlerinde
    günah ile, düşmanlıkla birleşib yardımlaşıyorsunuz. Eğer size esîr olub
    gelirlerse kendileriyle fidyeleşir (esîr mübadelesi yapar, Yine
    onların; yurdlarında kalmasına müsâade etmez) siniz. Halbuki onların
    çıkarılması size haram kılınmışdı. Yoksa siz Kitabın (fidyeye âid) bir
    kısmına inanıyorsunuz da (Katl-i nefsi, nefyi, kötülükde yardımlaşmayı
    men' eden) bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Şu halde içinizden böyle
    yapan (lar) ın cezası dünya hayaatında bir rüsvaylıkdan (esîr ve makhur
    yaşamakdan) başka (bir şey) değildir. Kıyamet gününde de onlar azabın
    en çetinine itileceklerdir. Allah, ne yaparsanız (hiç birinden) gaafil
    değildir.
    İbni Kesir:Sonra sizler;
    birbirinizi öldüren, aranızdan bir takımını yurtlarından süren, onlara
    karşı günah ve düşmanlıkla birleşen, onları (yurtlarından) çıkarmak
    haram kılınmışken esir olarak geldiklerinde fidyeleşmeye kalkan
    kimselersiniz. Yoksa kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı
    ediyorsunuz? Sizden böyle yapanın cezası; dünya hayatında rezil
    olmaktan başka birşey değildir. Kıyamet gününde ise onlar, azabın en
    şiddetlisine uğratılırlar. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.
    Muhammed Esed:Buna rağmen yine
    sizlersiniz birbirinizi katleden ve -kesinlikle yasaklanmış olduğu
    halde- kendi halkınızdan bir kısmını yurtlarından süren, onlara karşı
    günahkarlık ve nefrette yarışıp yardımlaşan ve esir olarak elinize
    düştüklerinde onları ancak fidye alarak bırakan! Böyle yaparak, ilahi
    kelamın bir kısmına inanıyor, diğer kısmını inkar mı ediyorsunuz?
    Öyleyse bilin ki, içinizden böyle yapanların karşılığı, bütün dünya
    hayatında zilletten ve Kıyamet Günü en acıklı azaba uğratılmaktan başka
    bir şey olmayacaktır. Zira Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.
    Ömer Nasuhi Bilmen:Sonra siz o
    kimselersiniz ki, kendilerinizi öldürürsünüz ve sizden olan bir fırkayı
    da yurtlarınızdan çıkarırsınız. Ve onların aleyhine mâsiyet ile, zulm
    ile yardımlaşıyorsunuz. Ve onlar size esir olarak gelince de onlar gibi
    fidyeleşmekte bulunuyorsunuz. Halbuki onların öyle yurtlarından
    çıkarılması sizin üzerinize haram bulunmuştur. Artık siz kitabın bir
    kısmına inanıp da bir kısmını inkâr mı eyliyorsunuz? İmdi sizden böyle
    bir fiilde bulunanların cezası, bu dünya hayatında zilletten başka
    değildir. Kıyamet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine
    sevkolunacaklardır. Allah Teâlâ da sizin yaptıklarınızdan gâfil
    değildir aslâ.
    Şaban Piriş:Buna rağmen, yine
    birbirinizi öldüren, aranızdan bir grubu yurtlarından süren, onlara
    karşı günah ve düşmanlıkta birleşen, -onları çıkarmak haramken- size
    esir olarak geldiklerinde fidyelerini veren kimselersiniz; yoksa, siz,
    kitabın bir kısmına inanıyorsunuz da bir kısmını inkar mı ediyorsunuz?
    Şu halde içinizden böyle yapanın cezası dünya hayatında rezil olmak ve
    kıyamet gününde azabın en şiddetlisine uğratılmaktan başka nedir? Allah
    sizin yaptıklarınızın hiç birinden gafil değildir.
    Suat Yıldırım:Ama işte siz
    birbirinizi öldürüyor, bir kısmınızı yurdunuzdan çıkarıyor, onlara
    karşı günahta ve zulümde birbirinizi destekliyorsunuz. Bununla beraber,
    onlar esir olarak gelirlerse fidyelerini verip onları kurtarıyorsunuz.
    Halbuki aslında onların çıkarılması size haram kılınmıştı. Ne o,
    Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını red mi ediyorsunuz? İçinizden
    böyle yapanların elde edeceği netice, dünya hayatında rüsvaylıktan
    başka bir şey değildir. Kıyamet günü ise en şiddetli azaba itilirler.
    Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.
    Süleyman Ateş:Ama siz yine
    birbirinizi öldürüyorsunuz, sizden bir grubu yurtlarından
    çıkarıyorsunuz; onlara karşı günâh ve düşmanlık yapmakta
    birleşiyorsunuz, onları çıkarmak size yasaklanmış iken (çıkarıyorsunuz,
    sonra da) esir olarak geldiklerinde fidyelerini veriyor
    (kurtarıyor)sunuz. Yoksa siz Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını
    inkâr mı ediyorsunuz? Sizden bunu yapanın cezâsı, dünyâ hayâtında rezil
    olmaktan başka nedir? Kıyâmet gününde de (onlar) azâbın en şiddetlisine
    itilirler. Allâh yaptıklarınızı bilmez değildir.
    Tefhim-ul Kuran:Sonra (yine) siz,
    birbirinizi öldürüyor, bir bölümünüzü yurtlarından sürüp -çıkarıyor ve
    günah ve düşmanlıkla aleyhlerinde ittifaklar kuruyor ve size esir
    olarak geldiklerinde onlarla fidyeleşiyorsunuz. Oysa onları çıkarmanız,
    size haram kılınmıştı. Yoksa siz, Kitabın bir bölümüne inanıp da bir
    bölümünü inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden böyle yapanların cezası,
    dünya hayatında aşağılık olmaktan başka değildir; kıyamet gününde de
    azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah, yapmakta
    olduklarınızdan gafil değildir.
    Ümit Şimşek:Şimdi siz yine
    birbirini öldüren ve içinizden bir kısmını yurtlarından çıkaran
    kimselersiniz. Onlara karşı kötülükte ve azgınlıkta birbirinize arka
    çıkarsınız. Onlar size esir olarak getirildiklerinde ise fidyelerini
    verip onları kurtarırsınız. Oysa onları yurtlarından çıkarmak da size
    yasaklanmıştı. Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr
    mı ediyorsunuz? Sizden kim bunu yaparsa, onun cezası dünya hayatında
    rezillikten ibarettir; kıyamet gününde de onlar azabın en şiddetlisine
    uğratılır. Allah, sizin yaptıklarınızdan habersiz değildir.
    Yaşar Nuri Öztürk:Bütün bunlardan
    sonra siz şu insanlarsınız: Birbirinizi öldürüyorsunuz. İçinizden bir
    zümreyi yurtlarından çıkarıyorsunuz. Onlar aleyhine kötülük ve
    düşmanlık hususunda dayanışmaya giriyorsunuz. Esasında onları
    yurtlarından çıkarmak size haram edildiği halde, esir olarak size
    geldiklerinde fidyelerini veriyorsunuz. Şimdi siz Kitap'ın bir kısmına
    inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? İçinizden bunu yapanın cezası,
    dünya hayatında rezillikten başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise
    böyleleri azabın en şiddetlisine itilir. Allah, yapmakta
    olduklarınızdan habersiz değildir.

      Forum Saati Perş. Mayıs 09 2024, 20:55