“Değerli canlar! Cemimizi mühürledik. Allah’ın emriyle bir hisar yaptım. Cebrail’in mührü ile mühürledim. Hasan, Hüseyin’in kilidi ile kilitledim. Ya Ali, bu cemaati sana ısmarladım. Verelim Muhammed Mustafa’ya candan salevat...” Tüm cemaat, salevat getirir.), “nâdi ali” (Dede, duayı okur: “Nâdi Aliyyen mazhar-ül-acaib Tecidühû avnen leke finnevâib Li ilallahi haceten külli hemmin ve gammin seyenceli Bi nûr-i azametike Ya Allah Ya Allah Ya Allah Ve binûr-i nübüvvetike Ya Muhammed Ya Muhammed Ya Muhammed Ve binûr-i nübüvvetike Ya Ali Ya Ali Ya Ali Edrikni edrikni edrikni Ve aleyhâ muhavveli La feta illâ Ali la seyfe illa Zülfikar Her bir kazayı, belayı def eder Perverdigâr La feta illa Ali la seyfe illa Zülfikar Yezid’in boynundan gitmesin tîğ ile teber La feta illa Ali la seyfe illa Zülfikar Müminin gönlünden gitmesin leyl-ü ve’nnehar İmam Cafer Buyruğu’nda budur muteber La feta illa Ali la seyfe illa Zülfikar.” Ey inanan can!Ali’yi çağır, o üstün kerametlere sahip olanı, sıkıntıların için ondan yardım görürsün, her türlü keder ve acı, senin ululuğunla dağılır ey Tanrı, senin peygamberliğin hürmetine de ey Muhammed, senin veliliğin hürmetine de ey Ali. Ey Hasan ve Hüseyin’in babası, ey Ebû Türâb, sorunlarımızı çöz ey veliler velisi. Ey yücelikler sahibi, ey Mürteza, ey Şah-ı Merdan Ali.”), “bağışlama” (“Allahümme salli alâ seyyidina Muhammed Mustafa yüzü suyu hürmetine bağışla; Allahümme salli alâ seyyidina Aliyyel Mürteza yüzü suyu hürmetine bağışla; Allahümme salli alâ seyyidina Hasan-ül-Mücteba yüzü suyu hürmetine bağışla; Allahümme salli alâ seyyidina Hüseyn-i Kerbela yüzü suyu hürmetine bağışla; Allahümme salli alâ seyyidina Zeynel Aba yüzü suyu hürmetine bağışla; Allahümme salli alâ seyyidina Bakır Bahâ yüzü suyu hürmetine bağışla; Allahümme salli alâ seyyidina Cafer Rehnüma yüzü suyu hürmetine bağışla; Allahümme salli alâ seyyidina Musa Kâzım yüzü suyu hürmetine bağışla; Allahümme salli alâ seyyidina İmam Rıza yüzü suyu hürmetine bağışla; Allahümme salli alâ seyyidina Muhammed Taki yüzü suyu hürmetine bağışla; Allahümme salli alâ seyyidina Ali Naki yüzü suyu hürmetine bağışla; Allahümme salli alâ seyyidina Hasan-ül Askeri yüzü suyu hürmetine bağışla; Allahümme salli alâ seyyidina Muhammed Mehdi yüzü suyu hürmetine bağışla; Allahümme salli alâ seyyidina Erenler, evliyalar yüzü suyu hürmetine bağışla.”) “tevbe” (Dede: Ey cem erenleri! Ulu Tanrı, Tevbe Sûresinin 119. Ayetinde “Ey mü’minler! Allah’tan sakının, doğrularla beraber olun” buyuruyor. Geliniz öz gönül birliği ile O’ndan yarlıganmamızı dileyelim: Tevbe günahlarımıza estağfirullah, estağfirullah, estağfirullah! Ya Rabbi, doğduğumuz günden bu ana gelinceye kadar eğer bilerek bilmeyerek işlediğimiz kov, gıybet, hata, isyan, küçük ve büyük günahların hepsine can-ü gönülden tevbe ettik pişman olduk. Bir daha işlemeyeceğimize tevbe estağfirullah. Kul kusur işler, sultan bağışlar. Tevbe estağfirullah. Evvelimiz Adem atamızdır, sonumuz bizim peygamberimiz iki cihan serveri Muhammed Mustafa (S.A.V.)’dır. Bu ikisi arasında her ne kadar peygamberler, veliler, nebiler, gerçek erenler geldi geçti ise hepsi haktır, hepsine inandık, iman getirdik. Elhamdü lillâh elhamdü lillâh. Dinimiz İslam, kıblemiz gönül kâbesi, kitabımız Kur’an, mezhebimiz İmam Cafer-i Sadık Mezhebi. Hak lâ ilâhe illallâh, Hak birdir, Muhammed resûlullâh, Emir-ül-mü’minin Ali veliyyullah. İlâhi ilâhi farzdır ilâhi, tâlibin kalbinde farzı ilâhi, Oniki İmamlar rehberdir Sultan Hatâyi. Kalbimizle severiz ol güzel Şahı” dedikten sonra, Tevbe Düvazı’nı okur.) ve “istiğfar” (Can-ı dilden, can-ı gönülden diyelim bir Allah Allah... Allah, Muhammed, Ali, Hünkar Hacı Bektaş Veli. Yetişe, ulaşa, dilde dilekleri, gönülde muratları vere. Kazalara, belalara kalkan ola. Oniki İmamlar cemalinden, nûrundan ayırmaya. Her gönülde bir murat vardır: Murat isteyenin muratlarını, dilek isteyenin dileklerini ihsan eyleye. Cümlemizi sancağının altında saklaya, bekleye. Hastalarımıza şifa, dertlerimize deva, borçlarımıza eda nasib eyleye. Destimiz deman, küfrümüz iman, yardımcımız Oniki İmam ola. Ali’den bakım, Hak’tan niyaz ola. Seksen bir Urum Erenleri, doksan bin Horasan Pirleri, yüz bin Gayb Erenleri yetişe, ulaşa, dilde dilekleri, gönülde muratları vere. Vakitler hayrola, hayırlar feth ola, şerler def ola. Niyazlarımız Hak Dergahında kabul ola. Gözümüzden yaş, duvarımızdan taş düşürmeye, ocaklar başı aydın ola. Oniki İmamlar cümlemize yardım eyleye. Ceddi cemalim yolumuzu yolsuza, yaramaza, pirsize uğratmaya. Şeytanın şerrinden, gafil gadadan, görünür-görünmez beladan koruya. İki cihanda korktuğumuzdan emin, umduğumuza nail eyleye. Bu okunan duaların hürmeti hakkı için Ulu Tanrı, Hakk’a yürüyen (.....................) canımızın kabrini cennet bahçesi eyleye, sorgusunu kolay getire, günahları var ise bağışlaya, rahmet ve yarlıgamasını günden güne artıra. Geride kalan yakınlarına sonsuz sabırlar vere, hizmetlerini kabul eyleye. Burada hazır bulunup Allah diyen mü’minlerin geçmişlerine rahmet eyleye, kendilerine sağlık, esenlik vere. Dil bizden nefes Hazreti Pir’den) (yarlıganma’yı dileme), “mersiye”, “deyiş”, “düvazimam” ve “gülbank” okunur. Düvazimam okunması bitince canlar secdeye varır, Dede dua eder: Dede: “ola. Dem Ali, sırr-ı Nebi, Pirimiz Hünkâr Bektaş Veli, Kerem-i Evliya, gerçekler demine hü...” Duadan sonra bir ya da üç tevhid çekilir. Tevhid okunup bitince, secde ve dua edilir. Dede cemaate “Dar çeken didar göre, erenler sefaya ere” der, herkes rahat oturur. Kısa bir aradan sonra sofralar kurulur, yemekler yenir. Dede, merhumun adına, yakınlarına lokma verir. Yemeğin sonunda sofra duası verilir, tören hizmeti sona erer. Dede bu kez:“Erenler, canlar! Cümlenizin vakitleriniz aşk olsun. Duran, oturan, kovsuz, gıybetsiz evine varan, sağ yata , sefa kalka. Hz. Hüseyin yardımcımız, Hz. Hızır yoldaşımız ola. Gerçeğe hü...” der. Canlar niyazlaşıp, meydandan çıkar, evlerine giderler. Çerağlar yanıp bitinceye kadar uyanık bırakılır, sır edilmez (söndürülmez). Böylece, “dar’dan indirme” hizmeti sona ermiş olur.