ALEVİ CANLAR FORUMU

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
ALEVİ CANLAR FORUMU

ALEVİ CANLAR FORUMU-TASAVVUF ARAŞTIRMA ,PAYLAŞIM

Mayıs 2024

PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
  12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  

Takvim Takvim


    Milli Edebiyat Döneminde Şiir

    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    Milli Edebiyat Döneminde Şiir Empty Milli Edebiyat Döneminde Şiir

    Mesaj tarafından Admin Perş. Nis. 16 2009, 21:20

    Milli Edebiyat Döneminde Şiir

    Edebiyatımızda halkın anlayabileceği bir dille, halk için yazmak ilkesi Tanzimat döneminde Şinasiile başlamıştır, Şinasi'nin, daha çok düzyazıdili üzerinde durmakla birlikte şiirlerinde de elinden geldiğince Türkçe sözcükler kullanmaya çaba gösterdiği görülür. Ziya Paşa ise bizim şiirimizin halk şarkıları, taşralarda çöğür şairleri
    arasında "deyiş", "üçleme", "kayabaşı" denilen şiirler olduğunu belirleyerek şiirimizin halk diliyle ve hece ölçüsüyle yazılması gerektiğine dikkatleri çekmiştir. "... Bizim tabiî olan şiir ve nesrimiz taşra halkiyle İstanbul ahalisinin avâmıarasında hâla dirmaktadır. Bizim şiirimiz, hangi şairlerin vezinsiz diye beğenmedikleri halk şarkılarıve taşralarda çöğür (=saz) şairleri arasında "deyiş" ve "üçleme" ve "kayabaşı" denilen nazımlardır."...
    Ancak, sanat yapma kaygısının ağır basması bu girişimlerin sürdürülmesini engellemiştir. Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati dönemlerinde ise şiir dili konuşma dilinden iyice uzaklaşmış, aruz ölçüsü egemenliğini sürdürmüştür.
    Tanzimat'ta ortaya konulan, halk için yazma ilkesini yeniden canlandıran halk içinden yetişmiş bir şair olarak Mehmet Emin Yurdakul (1869-1944) olmuştur. Ancak Servet-i Fünun şiirinin tutunduğu, sevildiği sırada halkın anlayabileceği bir dille ve halk şiiri ölçüsüyle şiir yazmayıbenimsetebilmesi oldukça güç bir işolmakla birlikte bu güçlükten yılmayan Mehmet Emin, Türkçe Şiirler (1900) adlıkitabıyla edebiyatımızdaki yerini sağlamlaştırmış, konuşma Türkçesini hece ölçüsünü savunanlarca desteklenmiştir.
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    Milli Edebiyat Döneminde Şiir Empty Geri: Milli Edebiyat Döneminde Şiir

    Mesaj tarafından Admin Perş. Nis. 16 2009, 21:21

    Biz Nasıl Şiir İsteriz?
    "Köroğlu" ne? Anadolu dağlarında görünen,
    Hep evleri, yapıları çamurlara bürünen
    Köycüklerde renc-berlerin yurdlarında okunur
    Bir kitab ki ya bir yetim keçisini çaldırtır,
    Ya bir çiftçi çocuğunu ıssız dağa kaldırtır,
    Öyle şeyler belletir ki akıllara dokunur (1).
    "Fâtih" nedir? İstanbul'un surlarının altında,
    Kara Deniz Boğazı'nda, Hisar'ların sırtında,
    Gayet güzel düşünülmüş, gayet iyi duyulmuş
    Bir şiir ki şehîdlerin al kanıyle yazılmış;
    Bir kılıç ki kitabının alt yanına asılmış;
    Bir altından heykeldir ki bir odaya konulmuş (2).
    Biz o şi'ri isteriz ki çifte giden babalar,
    Ekin biçen genç kızlarla odun kesen analar,
    Yanık sesin dinlerlerken gözyaşların silsinler;
    Başlarını açık, beyaz sînesine koysunlar;
    Yüreğinin, özleriyçün çarpındığın duysunlar,
    Bu çarpıntı, bu ses nedir? Neler diyor? Bilsinler.
    ( 1 ) Köroğlu ismindeki kitab (Bu not şâire aittir.).
    ( 2 )"Fâtih Türbesini Ziyâret" ser-nâmeli şi'r-i güzîn(Bu not şâire aittir.).
    Mehmet Emin YURDAKUL
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    Milli Edebiyat Döneminde Şiir Empty Geri: Milli Edebiyat Döneminde Şiir

    Mesaj tarafından Admin Perş. Nis. 16 2009, 21:21

    Çiftçilik
    __
    Altın, altın...
    __
    Hayır kardeş, sen bu fikri değiştir;
    Altın devri çoktan geçti, şimdi demir devridir.
    Dîvânedir o tenbel ki, demirlere hor bakar;
    Ondan sonra gece, gündüz altın diye sayıklar.
    Şu gördüğün hâkir şeyler: Tohum, öküz, bel, orak...
    Senin akıl ummaklığın bunlar ile olacak;
    Bunlar saçmış, bunlar saçar her ocağa bereket;
    Sen bunları şu dünyâda her şeyden çok takdis et.
    Eğer biri elindeki sapınını isterse,
    "Ağırınca işte altın! Onu bırak, at!..." derse...
    Buna asla tamah etme, el uzatma sakın sen.
    Çiftçi olmak büyük şeydir, ekin yurdu şenletir;
    Sapan azîz bir âlettir, alın teri bir zevktir;
    Sen bu zevki bulamazsın başka yolda gidişten!
    Mehmet Emin YURDAKUL
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    Milli Edebiyat Döneminde Şiir Empty Geri: Milli Edebiyat Döneminde Şiir

    Mesaj tarafından Admin Perş. Nis. 16 2009, 21:22

    Mehmet Emin'den sonra 1911'de Genç Kalemler dergisinde Turan adlı şiirini yayımlayarak "Bütün Türkçülük" düşüncesini benimsediğini duyuran Ziya Gökalp (1876-1924), şiirde hece ölçüsünü ve Türkçeyi yerleştirmekte Mehmet Emin'den daha etkili olmuştur.

    Vatan
    Bir ülke ki câmiinde Türkçe ezan okunur,
    Köylü anlar mânâsını namazdaki duânın
    Bir ülke ki mektebinde Türkçe Kur'ân okunur,
    Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hüdâ'nın...
    Ey Türkoğlu, işte senin orasıdır vatanın!
    Bir ülke ki toprağında başka ilin gözü yok,
    Her ferdinde mefkûre bir, lisan, âdet, dîn birdir...
    Meb‘ûsânı temiz, orda Boşo'ların sözü yok.
    Hudûdunda evlâdları seve seve can verir;
    Ey Türkoğlu, işte senin orasıdır vatanın!
    Bir ülke ki çarşısında dönen bütün sermâye,
    Sanatına yol gösteren ilimle fen Türk'ündür;
    Hirfetleri birbirini dâim eder himâye;
    Tersâneler, fabrikalar, vapur, tiren Türk'ündür;
    Ey Türkoğlu, işte senin orasıdır vatanın!
    Ziya GÖKALP
    Lisân
    Güzel dil Türkçe bize,
    Başka dil gece bize.
    İstanbul konuşması
    En saf, en ince bize.
    .....
    Lisânda sayılır öz
    Herkesin bildiği söz;
    Mânâsı anlaşılan
    Lûgate atmadan göz.
    .....
    Uydurma söz yapmayız,
    Yapma yola sapmayız,
    Türkçeleşmiş, Türkçedir;
    Eski köke tapmayız.
    .....
    Ziya GÖKALP

    Mehmet Emin ile Ziya Gökalp'in ulusallaşmaya katkılarını arkadaşlarınızla tartışınız.
    Milli Edebiyat hareketinin kendini benimsettiği yıllar olan 1911-1917 yılları arasında ise değişik eğilimlerin bir arada olduğu göze çarpıyor. Milli edebiyat şairleri kendilerini kabul ettirmeye çalışırken, Fecr-i Ati şairleri ünlerini sürdürdükleri gibi, Servet-i Fünun şiirini yaratan Tevfik Fikret ve Cenap Şahabettin'in de şairlik güçle-
    rini ellerinde tuttuklarıdikkati çekiyor. Ayrıca Fecr-i Ati topluluğunun dağılmasıyla, topluluk şairlerinden kimileriyle, genç kuşak şairlerinden kimilerinin Milli Edebiyat anlayışıdışında yeni hareketler yaratma girişiminde bulundukları görülüyor.

      Forum Saati Paz Mayıs 19 2024, 11:10