Türk Düzyazısında Çağlara Göre Dil Anlayışı
Yazıtların dilinin konuşma dili ile aynı olduğu görüşü yaygındır. Yazıtlardaki bir iki yabancısözcük zaten özel addır. Uygur yazmalarında dinsel kitaplar aracılığıile bir iki yabancısözcük girer; fakat Türkler o dönemde din terimlerinin birçoğunu olduğu gibi almamışlar, Türkçeleştirmişlerdir. İslâm dininin etkisi ile düzyazı diline
de önce din terimleri sonra sosyal içerikli sözcükler girmiştir. O dönemde dilimize giren yabancı sözcüklerden sanat eserlerinde yoğunluk Farsça sözcüklerde, bilim eserlerinde yoğunluk Arapça sözcüklerdedir.
Aynızamanda Türk halkının Orta Asya'dan beri kendi içinde anlatımını sürdürdüğü diğer masallar, destanlar, halk hikâyeleri, evliyaların yaşam öyküleri, dinsel bilgi vermeyi amaçlayan Kuran açıklamaları, kırk hadis açıklamaları ve doğaçlama yarattıkları orta oyunları birer düz anlatı örnekleri sayılabilir. Başından beri bunlar
yazıya geçirildiklerinde, halkın yararlanabilmesi için, dilinin anlaşılırlığına özen gösterilmiştir.
Anadolu'da din, bilim ve sanat alanlarında yazılmış ilk düzyazılar daha çok Osmanlıdönemine rastlar. Osmanlıdöneminde şiirden düz yazıya geçişbirdenbire olmamıştır. İlk düzyazı örneklerinde cümle sonu ve sözcük öbeklerinin sonlarında seci denilen bir tür uyak kullanılmıştır. Dili anlaşılmayacak kadar Arapça ve Farsça sözcüklerle doludur. Cümleleri uzundur. Bunlara o dönemdesüslü nesir denir. Yine 18. yüzyıldaki Sebk-i Hindiakımıbilmece gibi gizemli anlatımıyla dilin anlaşılırlığını olumsuz etkilemiştir. Din, bilim ve sanatlanlarında yazılmışdüzyazılarda anlatım daha anlaşılır durumdadır:
Yazıtların dilinin konuşma dili ile aynı olduğu görüşü yaygındır. Yazıtlardaki bir iki yabancısözcük zaten özel addır. Uygur yazmalarında dinsel kitaplar aracılığıile bir iki yabancısözcük girer; fakat Türkler o dönemde din terimlerinin birçoğunu olduğu gibi almamışlar, Türkçeleştirmişlerdir. İslâm dininin etkisi ile düzyazı diline
de önce din terimleri sonra sosyal içerikli sözcükler girmiştir. O dönemde dilimize giren yabancı sözcüklerden sanat eserlerinde yoğunluk Farsça sözcüklerde, bilim eserlerinde yoğunluk Arapça sözcüklerdedir.
Aynızamanda Türk halkının Orta Asya'dan beri kendi içinde anlatımını sürdürdüğü diğer masallar, destanlar, halk hikâyeleri, evliyaların yaşam öyküleri, dinsel bilgi vermeyi amaçlayan Kuran açıklamaları, kırk hadis açıklamaları ve doğaçlama yarattıkları orta oyunları birer düz anlatı örnekleri sayılabilir. Başından beri bunlar
yazıya geçirildiklerinde, halkın yararlanabilmesi için, dilinin anlaşılırlığına özen gösterilmiştir.
Anadolu'da din, bilim ve sanat alanlarında yazılmış ilk düzyazılar daha çok Osmanlıdönemine rastlar. Osmanlıdöneminde şiirden düz yazıya geçişbirdenbire olmamıştır. İlk düzyazı örneklerinde cümle sonu ve sözcük öbeklerinin sonlarında seci denilen bir tür uyak kullanılmıştır. Dili anlaşılmayacak kadar Arapça ve Farsça sözcüklerle doludur. Cümleleri uzundur. Bunlara o dönemdesüslü nesir denir. Yine 18. yüzyıldaki Sebk-i Hindiakımıbilmece gibi gizemli anlatımıyla dilin anlaşılırlığını olumsuz etkilemiştir. Din, bilim ve sanatlanlarında yazılmışdüzyazılarda anlatım daha anlaşılır durumdadır: