Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Deneme
Deneme dilinde çeşitli bilim, felsefe ve sanat dallarına ait terimlere yer vermek-
ten ziyade halk çoğunluğunun ortak günlük konuşma dilinin düşünce diline dö-
nüştürülmesi çabasıhâkimdir. Denemede bilimsel yazılardaki kuruluk ve şematik-
lik bulunmaz. Düşünce, şiirsel, akıcı, samimî bir üslûpla sunulur. Bu bakımdan de-
neme yazılarının geniş halk yığınlarınca kolayca ve rahatlıkla okunabilme özelliği
vardır. Deneme yazarıyazısınıyazarken bir anlamda kendi kendisiyle diyalog için-
dedir. Kendi zihinsel âleminde düşünce temrinleri yapar.
Nurullah Ataç bu konuda şöyle der: "Yazıdilinin konuşma dilinden başka olmasınıiste-
yen dar görüşlüler dilediklerince tepinsinler, devrik tümce giriyor, girdi yazıdiline. Ben iste-
diğim için değil, çağımız istediği için. Genci de ona gidiyor, yaşlısıda. Yaşsızlar vardır, yaş-
sız, çağsız, tatsız tuzsuz, ölü gibi yaşayanlar, bir onlar gitmiyor, gidemiyor konuşma diline.
Konuşma dili, devrik tümce, yarının canlı, güzel ışıklıTürkçesi. Onun geldiğini göremeyen-
ler, sezemeyenler kendilerine ağlasınlar!" (Nurullah Ataç, Günce, TDK Yayınları, Ankara
1972, s. 306).Tanzimatta bir süre gazete ve dergilerde "musâhabe" üst başlığıaltında
deneme benzeri yazılar yazılmıştır. Ahmet Haşim Bize Göre (1928), Gurebahane-i
Laklakan (1928); Refik Halit Karay Bir Avuç Saçma (1939), Bir İçim Su (1931), İlk
Adım (1941), Üç Nesil Üç Hayat (1943), Makyajlı Kadın (1943), Tanrıya Şikâyet (1944);
Falih Rıfkı Atay Eski Saat (1933), Niçin Kurtulmak (1953), Çile (1955), İnanç (1965),
Pazar Konuşmaları (1966), Kurtuluş (1966), Bayrak (1970) gibi kitaplarını saymak
mümkündür.
Deneme dilinde çeşitli bilim, felsefe ve sanat dallarına ait terimlere yer vermek-
ten ziyade halk çoğunluğunun ortak günlük konuşma dilinin düşünce diline dö-
nüştürülmesi çabasıhâkimdir. Denemede bilimsel yazılardaki kuruluk ve şematik-
lik bulunmaz. Düşünce, şiirsel, akıcı, samimî bir üslûpla sunulur. Bu bakımdan de-
neme yazılarının geniş halk yığınlarınca kolayca ve rahatlıkla okunabilme özelliği
vardır. Deneme yazarıyazısınıyazarken bir anlamda kendi kendisiyle diyalog için-
dedir. Kendi zihinsel âleminde düşünce temrinleri yapar.
Nurullah Ataç bu konuda şöyle der: "Yazıdilinin konuşma dilinden başka olmasınıiste-
yen dar görüşlüler dilediklerince tepinsinler, devrik tümce giriyor, girdi yazıdiline. Ben iste-
diğim için değil, çağımız istediği için. Genci de ona gidiyor, yaşlısıda. Yaşsızlar vardır, yaş-
sız, çağsız, tatsız tuzsuz, ölü gibi yaşayanlar, bir onlar gitmiyor, gidemiyor konuşma diline.
Konuşma dili, devrik tümce, yarının canlı, güzel ışıklıTürkçesi. Onun geldiğini göremeyen-
ler, sezemeyenler kendilerine ağlasınlar!" (Nurullah Ataç, Günce, TDK Yayınları, Ankara
1972, s. 306).Tanzimatta bir süre gazete ve dergilerde "musâhabe" üst başlığıaltında
deneme benzeri yazılar yazılmıştır. Ahmet Haşim Bize Göre (1928), Gurebahane-i
Laklakan (1928); Refik Halit Karay Bir Avuç Saçma (1939), Bir İçim Su (1931), İlk
Adım (1941), Üç Nesil Üç Hayat (1943), Makyajlı Kadın (1943), Tanrıya Şikâyet (1944);
Falih Rıfkı Atay Eski Saat (1933), Niçin Kurtulmak (1953), Çile (1955), İnanç (1965),
Pazar Konuşmaları (1966), Kurtuluş (1966), Bayrak (1970) gibi kitaplarını saymak
mümkündür.