Kronoloji
(Bu Ülke, 13. Baskı, İstanbul 2001 Hazırlayan Mahmut Ali Meriç, s. 61-70)
1877 Babası Mahmut Niyazi Bey'in yaklaşık doğum tarihi.
1912 Balkan Harbi sırasında ailesi Yunanistan/Dimetoka'dan Hatay'a göç eder.
1916 12 Aralık günü Hatay'ın Reyhanlı kazasında Hüseyin Cemil dünyaya gelir. İki de ablası vardır: Zehra ve Nadide. Bir-yedi yaş çocukluğu Antakya'da geçer. Babası aynı şehirde Ziraat Bankası müdürü, sonra da mahkeme reisidir.
1920 Birinci Dünya Savaşı'nı izleyen yıllarla 1936 arası, Suriye Fransa'nın mandası altındadır. Misak-i Milli dışında bırakılan Hatay'da da muhtar bir idare kurmuştur Fransa: Bağımsız İskenderun Sancağı.
1923 Babasının memuriyetten ayrılması üzerine Reyhanlı'ya dönerler. Aynı yıl Reyhanlı Rüştiyesi'nde okula başlar. Bu ilkokulda, üçüncü sınıftan itibaren Fransızca dersleri de okutulmaktadır.
1928 İlkokulu bitirir, elindeki diplomanın adı: "certificat d'études primaires"dir.
Aynı yıl Antakya'ya gider ve Antakya Sultanîsi'nde ortaokula başlar. Eğitim Fransız kültürü ağırlıklıdır.
1933 Çalışkan bir öğrenci olmasına rağmen cebirden ikmale kalır, gözleri zayıftır ve sınıftaki tahtayı iyi görememektedir, altı numara miyobu olduğu anlaşılır.
Aynı yıl, yerel Yenigün gazetesinde ilk yazısı yayımlanır: "Geç kalmış bir muhasebe" (23.09.1933).
1934-35 On birinci sınıfı, birinci bölüm bakaloryayı alarak bitirir; ama liseden mezun olamaz, çünkü aynı yıl, lise on iki sınıf olur ve ikinci bakalorya konur. Yani bir yıl önce on birinci sınıfı bitirenler üniversiteye girebilirken, onun on ikinci sınıfı da bitirmesi gerekir.
1935-36 On ikinci sınıf felsefe sınıfıdır, bu sınıftayken, milliyetçi tutumu, yayımlanan bir yazısı ve bu yazıda bazı hocalarına, onları yeteri kadar milliyetçi bulmadığı için sert çıkması ("Türk Genci", Yıldız, 5.7.1935), parlak bir talebe olmasına rağmen ve mezuniyetine pek az bir zaman kala, ikinci bölüm bakaloryayı alamadan okulu terk zorunda kalmasıyla sonuçlanır. Okulu bitirdiğinde tahsiline Mülkiye'de devam edebilecekken, bu imkân da böylece ortadan kalkar.
1936-37 İstanbul'a gelir. Üniversiteye giremez. Bir süre Pertevniyal Lisesi on ikinci sınıfına devam eder. Hocaları, felsefede İhsan Kongar, tarihte Reşat Ekrem Koçu, edebiyatta Keyise İdalı, Fransızca'da Nurullah Ataç'tır.
Kumkapı ve Kadırga talebe yurtlarında kalır.
Nazım Hikmet ve Kerem Sadi ile tanışır. Onlar için kendi imzasını kullanmadan iki kitap çevirir türkçeye: Gaston Jèze'in maliye ile ilgili 400 sayfalık bir kitabı ile Stalin'in "Pratik ve Teori" adlı kitabı. Vaat edilen tercüme paralarını alamaz.
1937 İstanbul'da geçinebilmesi zordur, Mayıs ayında vapurla İskenderun'a dönmek mecburiyetinde kalır.
Aynı yıl İskenderun'un Haymeseki adlı köyünde dokuz ay kadar ilkokul öğretmenliği yapar, hemen hiç öğrencisi yoktur.
Aynı yıl İskenderun Tercüme Bürosu'na sınavla reis muavini olur, Türkçe basını Fransızca'ya çeviren bir ekibin başındadır. Beş altı ay kadar bu işte kalır.
1938 Hatay bağımsız bir cumhuriyet olmaktadır. Türkiye'nin sancaktaki idare amirlerinin Türk olması için Fransızlar nezdindeki girişimi sonucu, Fransızlar tarafından Aktepe'ye nahiye müdürü tayin edilir. Sadece yirmi iki gün süren bir memuriyet. İşine Hatay Valiliği'nden gelen bir telefonla son verilir.
Reyhanlı'ya dönüp Batı Ayrancı köyünde ilkokul öğretmenliğine başlar. Türk Hava Kurumu'nda sekreterlik, Belediyede katiplik gibi geçici görevlerde de bulunur.
1939 Nisan ayında tevkif edilir, üç yüz kadar kitabına ve dergi koleksiyonlarına el konur. Antakya'ya götürülür, Hatay hükümetini devirmek suçundan idam talebiyle yargılanır, iki ay sonra beraat eder.
Aynı yıl 29 Haziran'da Hatay Türkiye'ye katılır.
1940 Tekrar İstanbul'dadır. Bir arkadaşından İstanbul'da Yabancı Diller Okulu'na burslu talebe alındığını, oraya girebileceğini öğrenmiştir. Okula müracaat eder, giriş sınavını kazanıp iki yıl okur, iki yıl da Fransa'ya staja gönderilecektir.
Tarlabaşı'nda bir pansiyonda kalmaktadır. Elit, Nisvaz gibi zamanın sanatçı ve aydınlarının bir araya geldiği kahvelere devam eder bir süre.
1941 İstanbul'daki ilk yazısı "İnsan" dergisinde yayımlanır: "Honoré de Balzac"
1942 İkinci Dünya Savaşı yüzünden Yabancı Diller Okulu öğrencileri Avrupa'ya gönderilemez, mecburi hizmeti vardır, kurada şansına Elazığ çıkar.
Aynı yıl Elazığ'a gitmeden az önce tarih ve coğrafya öğretmeni olan Fevziye Menteşoğlu ile tanışır ve 19 Mart günü evlenir, eşi İstanbulludur.
Aynı yıl, Haziran ayında babası ölür.
Aynı yıl, 29 Ekim'de Elazığ Lisesi'nde Fransızca öğretmenliğine başlar.
1942-43 "Ayın Bibliyografyası" adlı dergide tercüme tenkitleri yayımlanır.
1943 Elazığ Askeri Hastanesi'nce düzenlenen bir kurul raporuna göre, her iki gözündeki yüksek ve 'müterakki' miyop askerlik yapmasına engeldir, askerlikten muaf tutulur.
Aynı yıl, ilk kitabı yayımlanır, Balzac'dan bir çeviridir bu: "Altın Gözlü Kız" (Üniversite Kitabevi), 189 sayfalık kitabın 74 sayfası Balzac'la ilgili bir incelemenin yer aldığı önsözdür.
1944-47 arası, dönemin çeşitli dergilerinde ("Yurt ve Dünya", "Yücel", "Gün", "Amaç") özellikle Fransız edebiyatı ve düşüncesi üzerine incelemeler, daha da çok tercüme tenkitleri yazar.
1945 Şubat, Elazığ'daki stajyer öğretmenlik görevinden, iki sene dört ay sonra ayrılır. Eşinin Elazığ'a tayini çıkmadığı gibi, eşi burada iki de çocuk kaybetmiştir, ancak İstanbul'da doğum yapabileceğinin anlaşılması üzerine İstanbul'dadır ve yedi aylık hamiledir. Tip Fakültesi'nden gözlerinin yorgun olması nedeniyle aldığı rapora rağmen Bakanlıkça izinli de sayılmayınca istifa eder.
Aynı yıl, 1 Nisan'da bir oğlu dünyaya gelir, ismini Mahmut Ali koyar.
Aynı yıl, Balzac'dan iki çevirisi çıkar: "Otuzundaki Kadın" (A.Bolat Yayınevi, 168 sayfa) ve "Onüçlerin Romanı (Ferragus)" (Yüksel Yayınevi), 157 sayfanın 28 sayfası önsöz.
1946 16 Aralık, bir kızı gelir dünyaya: Ümit.
Aynı yıl bir çevirisi daha basılır, hep Balzac'tan: "Kibar Fahişelerin İhtişam ve Sefaleti" (İnkılap Yayınevi), 471 sayfa, 17 sayfalık bir önsöz.
Aynı yıl, Aralık ayının son günlerinde sınavla İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Fransızca okutmanı olur.
1947 Bir yıl kadar "Yirminci Asır" dergisinde yazar. 1947-53 yılları arasında makale yazmaya ara vermiş gibidir. 1953'te aynı dergide bir kaç makalesi daha yayımlanacaktır.
1948 Victor Hugo'nun "Hernani" adlı piyesinin manzum olarak tercümesi Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kendisine verilir.
1949-50-51 tarihlerini taşıyan ve çeşitli okuma notlarından oluşan bir defter doldurur. Aynı zamanda yoğun bir dosyalama ve fişleme çalışması içindedir. İlgisini çeken her konuda malzeme biriktirmektedir.
1951 Muafiyet imtihanına girecek Hukuk Fakültesi öğrencileri için, F. H. Saymen ve Mösyö Louat ile, 43 sayfalık bir Fransızca "Yardımcı Metinler" kitapçığı hazırlar (Yabancı Diller Okulu, Fakülteler Matbaası).
Aynı yıl Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ne doktora öğrencisi olarak kaydolur.
1952-53 İstanbul Işık Lisesi'ne Fransızca öğretmeni olur
1952-54 arası aldığı okuma notlarıyla iki defter daha doldurur.
1953-54 Yabancı dil okutmanlığına paralel olarak lise öğretmenliğini sürdürür.
1954 İlkbahar aylarında gözlerini kaybeder.
Aynı yıl, yaz ayları boyunca İstanbul Cerrahpaşa Hastanesi'nde yatar, birkaç başarısız göz ameliyatı geçirir. Bir gözünde retina tabakası çatlamıştır, diğerine katarakt sonucu perde inmiştir. Ameliyatlara yurt dışından devam edilmesinin uygun olacağı sonucuna varılır.
1955 21 Ocak, Denizyollarının Tarsus vapuruyla, tek başına İstanbul'dan Marsilya'ya, oradan da Paris'e gider. Fakülte tarafından "tetkikatta bulunmak üzere" Avrupa'ya seyahate gönderiliyor kabul edilerek, yola çıkabilmişse de amaç Paris'te ünlü "Quinze-Vingts" (Kenzven) Hastanesi'nde ameliyat olabilmektir. Ocak sonuyla Temmuz ayı arasında birçok ameliyat geçirir, fakat gözdeki yüksek tansiyon ve kanama yüzünden son ameliyatlar yapılamaz, yurda dönmek mecburiyetinde kalır. Bir daha ameliyat olmayacak ve artık hayatının sonuna kadar göremeyecektir.
7 Temmuz günü uçakla Yeşilköy Havaalanı'na iner.
Aynı yıl, Hatay'da oturan annesi Zeynep Hanım vefat eder.
Aynı yıl jurnal tutmaya ve "Quinze-Vingts Geceleri" isimli bir roman yazmaya başlar, her ikisine de devam etmez.
1956 V. Hugo'nun "Sefiller" adlı eserini, sonra da H. Taine'in "Sanatın Felsefesi" adli kitabini Türkçe'ye çevirmek talebi Maarif Vekaleti'nce geri çevrilir. Üç ay kadar sonra, Vekaletten gelen bir yazıyla, J. J. Rousseau'nun "Emil" adlı eserini çevirmesi uygun görülür, çeviriye başlar. Yaptığı çalışma yarım kalmış titiz bir çeviri örneğidir.
Aynı yılın Aralık ayında "Hernani" çevirisi, Maarif Vekaleti'nin "Klasikler" dizisi arasında yayımlanır.
1957 O yılın tiyatro sezonu için İstanbul Şehir Tiyatroları'nda "Hernani"nin temsili uygun görülmüş ve sahne çalışmaları tamamlanmış gibiyken "mühim bir sebepten dolayı daha sonra sahneye konacaktır" gerekçesiyle eser, son anda programdan kaldırılır ve bir daha da temsili söz konusu olmaz.
1959 Fransızca öğrenecekler için bir Fransız dili grameri hazırlar. yaklaşık 100 daktilo sayfası tutan bu çalışması basılmaz.
Aynı yıl, Hugo'nun "Sefiller" adlı eserini Türkçe'ye çevirmesi Bakanlıkça uygun görülür. Ne var ki Hint düşüncesi ve edebiyatıyla ilgili geniş kapsamlı bir çalışma bütün zamanını almaktadır, çeviriye başlar ama devam etmekten vazgeçer.
(Bu Ülke, 13. Baskı, İstanbul 2001 Hazırlayan Mahmut Ali Meriç, s. 61-70)
1877 Babası Mahmut Niyazi Bey'in yaklaşık doğum tarihi.
1912 Balkan Harbi sırasında ailesi Yunanistan/Dimetoka'dan Hatay'a göç eder.
1916 12 Aralık günü Hatay'ın Reyhanlı kazasında Hüseyin Cemil dünyaya gelir. İki de ablası vardır: Zehra ve Nadide. Bir-yedi yaş çocukluğu Antakya'da geçer. Babası aynı şehirde Ziraat Bankası müdürü, sonra da mahkeme reisidir.
1920 Birinci Dünya Savaşı'nı izleyen yıllarla 1936 arası, Suriye Fransa'nın mandası altındadır. Misak-i Milli dışında bırakılan Hatay'da da muhtar bir idare kurmuştur Fransa: Bağımsız İskenderun Sancağı.
1923 Babasının memuriyetten ayrılması üzerine Reyhanlı'ya dönerler. Aynı yıl Reyhanlı Rüştiyesi'nde okula başlar. Bu ilkokulda, üçüncü sınıftan itibaren Fransızca dersleri de okutulmaktadır.
1928 İlkokulu bitirir, elindeki diplomanın adı: "certificat d'études primaires"dir.
Aynı yıl Antakya'ya gider ve Antakya Sultanîsi'nde ortaokula başlar. Eğitim Fransız kültürü ağırlıklıdır.
1933 Çalışkan bir öğrenci olmasına rağmen cebirden ikmale kalır, gözleri zayıftır ve sınıftaki tahtayı iyi görememektedir, altı numara miyobu olduğu anlaşılır.
Aynı yıl, yerel Yenigün gazetesinde ilk yazısı yayımlanır: "Geç kalmış bir muhasebe" (23.09.1933).
1934-35 On birinci sınıfı, birinci bölüm bakaloryayı alarak bitirir; ama liseden mezun olamaz, çünkü aynı yıl, lise on iki sınıf olur ve ikinci bakalorya konur. Yani bir yıl önce on birinci sınıfı bitirenler üniversiteye girebilirken, onun on ikinci sınıfı da bitirmesi gerekir.
1935-36 On ikinci sınıf felsefe sınıfıdır, bu sınıftayken, milliyetçi tutumu, yayımlanan bir yazısı ve bu yazıda bazı hocalarına, onları yeteri kadar milliyetçi bulmadığı için sert çıkması ("Türk Genci", Yıldız, 5.7.1935), parlak bir talebe olmasına rağmen ve mezuniyetine pek az bir zaman kala, ikinci bölüm bakaloryayı alamadan okulu terk zorunda kalmasıyla sonuçlanır. Okulu bitirdiğinde tahsiline Mülkiye'de devam edebilecekken, bu imkân da böylece ortadan kalkar.
1936-37 İstanbul'a gelir. Üniversiteye giremez. Bir süre Pertevniyal Lisesi on ikinci sınıfına devam eder. Hocaları, felsefede İhsan Kongar, tarihte Reşat Ekrem Koçu, edebiyatta Keyise İdalı, Fransızca'da Nurullah Ataç'tır.
Kumkapı ve Kadırga talebe yurtlarında kalır.
Nazım Hikmet ve Kerem Sadi ile tanışır. Onlar için kendi imzasını kullanmadan iki kitap çevirir türkçeye: Gaston Jèze'in maliye ile ilgili 400 sayfalık bir kitabı ile Stalin'in "Pratik ve Teori" adlı kitabı. Vaat edilen tercüme paralarını alamaz.
1937 İstanbul'da geçinebilmesi zordur, Mayıs ayında vapurla İskenderun'a dönmek mecburiyetinde kalır.
Aynı yıl İskenderun'un Haymeseki adlı köyünde dokuz ay kadar ilkokul öğretmenliği yapar, hemen hiç öğrencisi yoktur.
Aynı yıl İskenderun Tercüme Bürosu'na sınavla reis muavini olur, Türkçe basını Fransızca'ya çeviren bir ekibin başındadır. Beş altı ay kadar bu işte kalır.
1938 Hatay bağımsız bir cumhuriyet olmaktadır. Türkiye'nin sancaktaki idare amirlerinin Türk olması için Fransızlar nezdindeki girişimi sonucu, Fransızlar tarafından Aktepe'ye nahiye müdürü tayin edilir. Sadece yirmi iki gün süren bir memuriyet. İşine Hatay Valiliği'nden gelen bir telefonla son verilir.
Reyhanlı'ya dönüp Batı Ayrancı köyünde ilkokul öğretmenliğine başlar. Türk Hava Kurumu'nda sekreterlik, Belediyede katiplik gibi geçici görevlerde de bulunur.
1939 Nisan ayında tevkif edilir, üç yüz kadar kitabına ve dergi koleksiyonlarına el konur. Antakya'ya götürülür, Hatay hükümetini devirmek suçundan idam talebiyle yargılanır, iki ay sonra beraat eder.
Aynı yıl 29 Haziran'da Hatay Türkiye'ye katılır.
1940 Tekrar İstanbul'dadır. Bir arkadaşından İstanbul'da Yabancı Diller Okulu'na burslu talebe alındığını, oraya girebileceğini öğrenmiştir. Okula müracaat eder, giriş sınavını kazanıp iki yıl okur, iki yıl da Fransa'ya staja gönderilecektir.
Tarlabaşı'nda bir pansiyonda kalmaktadır. Elit, Nisvaz gibi zamanın sanatçı ve aydınlarının bir araya geldiği kahvelere devam eder bir süre.
1941 İstanbul'daki ilk yazısı "İnsan" dergisinde yayımlanır: "Honoré de Balzac"
1942 İkinci Dünya Savaşı yüzünden Yabancı Diller Okulu öğrencileri Avrupa'ya gönderilemez, mecburi hizmeti vardır, kurada şansına Elazığ çıkar.
Aynı yıl Elazığ'a gitmeden az önce tarih ve coğrafya öğretmeni olan Fevziye Menteşoğlu ile tanışır ve 19 Mart günü evlenir, eşi İstanbulludur.
Aynı yıl, Haziran ayında babası ölür.
Aynı yıl, 29 Ekim'de Elazığ Lisesi'nde Fransızca öğretmenliğine başlar.
1942-43 "Ayın Bibliyografyası" adlı dergide tercüme tenkitleri yayımlanır.
1943 Elazığ Askeri Hastanesi'nce düzenlenen bir kurul raporuna göre, her iki gözündeki yüksek ve 'müterakki' miyop askerlik yapmasına engeldir, askerlikten muaf tutulur.
Aynı yıl, ilk kitabı yayımlanır, Balzac'dan bir çeviridir bu: "Altın Gözlü Kız" (Üniversite Kitabevi), 189 sayfalık kitabın 74 sayfası Balzac'la ilgili bir incelemenin yer aldığı önsözdür.
1944-47 arası, dönemin çeşitli dergilerinde ("Yurt ve Dünya", "Yücel", "Gün", "Amaç") özellikle Fransız edebiyatı ve düşüncesi üzerine incelemeler, daha da çok tercüme tenkitleri yazar.
1945 Şubat, Elazığ'daki stajyer öğretmenlik görevinden, iki sene dört ay sonra ayrılır. Eşinin Elazığ'a tayini çıkmadığı gibi, eşi burada iki de çocuk kaybetmiştir, ancak İstanbul'da doğum yapabileceğinin anlaşılması üzerine İstanbul'dadır ve yedi aylık hamiledir. Tip Fakültesi'nden gözlerinin yorgun olması nedeniyle aldığı rapora rağmen Bakanlıkça izinli de sayılmayınca istifa eder.
Aynı yıl, 1 Nisan'da bir oğlu dünyaya gelir, ismini Mahmut Ali koyar.
Aynı yıl, Balzac'dan iki çevirisi çıkar: "Otuzundaki Kadın" (A.Bolat Yayınevi, 168 sayfa) ve "Onüçlerin Romanı (Ferragus)" (Yüksel Yayınevi), 157 sayfanın 28 sayfası önsöz.
1946 16 Aralık, bir kızı gelir dünyaya: Ümit.
Aynı yıl bir çevirisi daha basılır, hep Balzac'tan: "Kibar Fahişelerin İhtişam ve Sefaleti" (İnkılap Yayınevi), 471 sayfa, 17 sayfalık bir önsöz.
Aynı yıl, Aralık ayının son günlerinde sınavla İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Fransızca okutmanı olur.
1947 Bir yıl kadar "Yirminci Asır" dergisinde yazar. 1947-53 yılları arasında makale yazmaya ara vermiş gibidir. 1953'te aynı dergide bir kaç makalesi daha yayımlanacaktır.
1948 Victor Hugo'nun "Hernani" adlı piyesinin manzum olarak tercümesi Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kendisine verilir.
1949-50-51 tarihlerini taşıyan ve çeşitli okuma notlarından oluşan bir defter doldurur. Aynı zamanda yoğun bir dosyalama ve fişleme çalışması içindedir. İlgisini çeken her konuda malzeme biriktirmektedir.
1951 Muafiyet imtihanına girecek Hukuk Fakültesi öğrencileri için, F. H. Saymen ve Mösyö Louat ile, 43 sayfalık bir Fransızca "Yardımcı Metinler" kitapçığı hazırlar (Yabancı Diller Okulu, Fakülteler Matbaası).
Aynı yıl Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ne doktora öğrencisi olarak kaydolur.
1952-53 İstanbul Işık Lisesi'ne Fransızca öğretmeni olur
1952-54 arası aldığı okuma notlarıyla iki defter daha doldurur.
1953-54 Yabancı dil okutmanlığına paralel olarak lise öğretmenliğini sürdürür.
1954 İlkbahar aylarında gözlerini kaybeder.
Aynı yıl, yaz ayları boyunca İstanbul Cerrahpaşa Hastanesi'nde yatar, birkaç başarısız göz ameliyatı geçirir. Bir gözünde retina tabakası çatlamıştır, diğerine katarakt sonucu perde inmiştir. Ameliyatlara yurt dışından devam edilmesinin uygun olacağı sonucuna varılır.
1955 21 Ocak, Denizyollarının Tarsus vapuruyla, tek başına İstanbul'dan Marsilya'ya, oradan da Paris'e gider. Fakülte tarafından "tetkikatta bulunmak üzere" Avrupa'ya seyahate gönderiliyor kabul edilerek, yola çıkabilmişse de amaç Paris'te ünlü "Quinze-Vingts" (Kenzven) Hastanesi'nde ameliyat olabilmektir. Ocak sonuyla Temmuz ayı arasında birçok ameliyat geçirir, fakat gözdeki yüksek tansiyon ve kanama yüzünden son ameliyatlar yapılamaz, yurda dönmek mecburiyetinde kalır. Bir daha ameliyat olmayacak ve artık hayatının sonuna kadar göremeyecektir.
7 Temmuz günü uçakla Yeşilköy Havaalanı'na iner.
Aynı yıl, Hatay'da oturan annesi Zeynep Hanım vefat eder.
Aynı yıl jurnal tutmaya ve "Quinze-Vingts Geceleri" isimli bir roman yazmaya başlar, her ikisine de devam etmez.
1956 V. Hugo'nun "Sefiller" adlı eserini, sonra da H. Taine'in "Sanatın Felsefesi" adli kitabini Türkçe'ye çevirmek talebi Maarif Vekaleti'nce geri çevrilir. Üç ay kadar sonra, Vekaletten gelen bir yazıyla, J. J. Rousseau'nun "Emil" adlı eserini çevirmesi uygun görülür, çeviriye başlar. Yaptığı çalışma yarım kalmış titiz bir çeviri örneğidir.
Aynı yılın Aralık ayında "Hernani" çevirisi, Maarif Vekaleti'nin "Klasikler" dizisi arasında yayımlanır.
1957 O yılın tiyatro sezonu için İstanbul Şehir Tiyatroları'nda "Hernani"nin temsili uygun görülmüş ve sahne çalışmaları tamamlanmış gibiyken "mühim bir sebepten dolayı daha sonra sahneye konacaktır" gerekçesiyle eser, son anda programdan kaldırılır ve bir daha da temsili söz konusu olmaz.
1959 Fransızca öğrenecekler için bir Fransız dili grameri hazırlar. yaklaşık 100 daktilo sayfası tutan bu çalışması basılmaz.
Aynı yıl, Hugo'nun "Sefiller" adlı eserini Türkçe'ye çevirmesi Bakanlıkça uygun görülür. Ne var ki Hint düşüncesi ve edebiyatıyla ilgili geniş kapsamlı bir çalışma bütün zamanını almaktadır, çeviriye başlar ama devam etmekten vazgeçer.