ثُمَّ
قَسَتْ قُلُوبُكُمْ مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ فَهِيَ كَالْحِجَارَةِ أَوْ
أَشَدُّ قَسْوَةً ۚ وَإِنَّ مِنَ الْحِجَارَةِ لَمَا يَتَفَجَّرُ مِنْهُ
الْأَنْهَارُ ۚ وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَشَّقَّقُ فَيَخْرُجُ مِنْهُ
الْمَاءُ ۚ وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَهْبِطُ مِنْ خَشْيَةِ اللَّهِ ۗ وَمَا
اللَّهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ
Summe
kaset kulûbukum min ba’di zâlike fe hiye kel hıcâreti ev eşeddu
kasveh(kasveten), ve inne minel hıcâreti lemâ yetefecceru minhul
enhâr(enhâru), ve inne minhâ lemâ yeşşakkaku fe yahrucu minhul mâu, ve
inne minhâ lemâyehbitu min haşyetillâh(haşyetillâhi), ve mâllâhu bi
gâfilin ammâ ta’melûn(ta’melûne).
قَسَتْ قُلُوبُكُمْ مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ فَهِيَ كَالْحِجَارَةِ أَوْ
أَشَدُّ قَسْوَةً ۚ وَإِنَّ مِنَ الْحِجَارَةِ لَمَا يَتَفَجَّرُ مِنْهُ
الْأَنْهَارُ ۚ وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَشَّقَّقُ فَيَخْرُجُ مِنْهُ
الْمَاءُ ۚ وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَهْبِطُ مِنْ خَشْيَةِ اللَّهِ ۗ وَمَا
اللَّهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ
Summe
kaset kulûbukum min ba’di zâlike fe hiye kel hıcâreti ev eşeddu
kasveh(kasveten), ve inne minel hıcâreti lemâ yetefecceru minhul
enhâr(enhâru), ve inne minhâ lemâ yeşşakkaku fe yahrucu minhul mâu, ve
inne minhâ lemâyehbitu min haşyetillâh(haşyetillâhi), ve mâllâhu bi
gâfilin ammâ ta’melûn(ta’melûne).
1. | summe | : sonra |
2. | kaset | : kasiyet bağladı, katılaştı |
3. | kulûbu-kum | : sizin kalpleriniz |
4. | min ba'di | : sonradan, sonra |
5. | zâlike | : işte bu |
6. | fe | : artık, öyle ki |
7. | hiye | : o |
8. | ke | : gibi |
9. | el hıcâreti | : taşlar |
10. | ev | : veya |
11. | eşeddu | : daha şiddetli |
12. | kasveten | : kasvetli, katılaşmış |
13. | ve inne | : ve hiç şüphesiz, muhakkak |
14. | min el hıcâreti | : taşlardan |
15. | lemâ | : olduğu zaman, öyle ki, fakat (hatta) |
16. | yetefecceru | : çıkar, fışkırır (kaynar) |
17. | min-hu | : ondan, |
18. | el enhâru | : nehirler, ırmaklar |
19. | ve inne min-hâ | : ve muhakkak ondan |
20. | lemâ | : olduğu zaman, öyle ki, fakat (hatta) |
21. | yeşşakkaku | : yarılır |
22. | fe | : o zaman, böylece |
23. | yahrucu | : çıkar |
24. | min-hu | : ondan |
25. | el mâu | : su |
26. | ve inne min-hâ | : ve muhakkak ondan |
27. | lemâ | : olduğu zaman, öyle ki, fakat (hatta) |
28. | yehbitu | : düşer (aşağı yuvarlanır) |
29. | min haşyete | : haşyet duygusundan, korkusundan |
30. | allâhi | : Allah |
31. | ve mâ allâhu | : ve Allah değildir |
32. | bi gâfilin | : gâfil, gaflette, habersiz |
33. | ammâ (an mâ) | : onlardan (o şeylerden) |
34. | ta'melûne | : yaptıklarınız şeylerden |