ALEVİ CANLAR FORUMU

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
ALEVİ CANLAR FORUMU

ALEVİ CANLAR FORUMU-TASAVVUF ARAŞTIRMA ,PAYLAŞIM

Nisan 2024

PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930     

Takvim Takvim


    Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 102

    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 102 Empty Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 102

    Mesaj tarafından Admin Salı Haz. 09 2009, 18:10

    وَاتَّبَعُوا
    مَا تَتْلُو الشَّيَاطِينُ عَلَىٰ مُلْكِ سُلَيْمَانَ ۖ وَمَا كَفَرَ
    سُلَيْمَانُ وَلَٰكِنَّ الشَّيَاطِينَ كَفَرُوا يُعَلِّمُونَ النَّاسَ
    السِّحْرَ وَمَا أُنْزِلَ عَلَى الْمَلَكَيْنِ بِبَابِلَ هَارُوتَ
    وَمَارُوتَ ۚ وَمَا يُعَلِّمَانِ مِنْ أَحَدٍ حَتَّىٰ يَقُولَا إِنَّمَا
    نَحْنُ فِتْنَةٌ فَلَا تَكْفُرْ ۖ فَيَتَعَلَّمُونَ مِنْهُمَا مَا
    يُفَرِّقُونَ بِهِ بَيْنَ الْمَرْءِ وَزَوْجِهِ ۚ وَمَا هُمْ بِضَارِّينَ
    بِهِ مِنْ أَحَدٍ إِلَّا بِإِذْنِ اللَّهِ ۚ وَيَتَعَلَّمُونَ مَا
    يَضُرُّهُمْ وَلَا يَنْفَعُهُمْ ۚ وَلَقَدْ عَلِمُوا لَمَنِ اشْتَرَاهُ
    مَا لَهُ فِي الْآخِرَةِ مِنْ خَلَاقٍ ۚ وَلَبِئْسَ مَا شَرَوْا بِهِ
    أَنْفُسَهُمْ ۚ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ

    Vettebeû
    mâ tetlûş şeyâtînu alâ mulki suleymân(suleymâne) ve mâ kefere suleymânu
    ve lâkinneş şeyâtîne keferû yuallimûnen nâses sihrâ, ve mâ unzile alel
    melekeyni bi bâbile hârûte ve mârût(mârûte), ve mâ yuallimâni min
    ehadin hattâ yekûlâ innemâ nahnu fitnetun fe lâ tekfur fe yeteallemûne
    minhumâ mâ yuferrikûne bihî beynel mer’i ve zevcih(zevcihî), ve mâ hum
    bi dârrîne bihî min ehadin illâ bi iznillâh(iznillâhi), ve yeteallemûne
    mâ yadurruhum ve lâ yenfeuhum ve lekad alimû le menişterâhu mâ lehu fîl
    âhireti min halâkın, ve le bi’se mâ şerev bihî enfusehum lev kânû
    ya’lemûn(ya’lemûne).
    1.ve ittebeû: ve tâbi oldular, uydular
    2.mâ tetlû: okunan şey
    3.eş şeyâtînu: şeytanlar
    4.alâ mulki: mülküne, hükümdarlığına
    5.suleymâne: Süleyman
    6.ve mâ kefere: ve inkâr etmedi, örtmedi, kâfir olmadı
    7.suleymânu: Süleyman
    8.ve lâkinne: ve lâkin, fakat
    9.eş şeyâtîne: şeytanlar
    10.keferû: inkâr ettiler, örttüler, kâfir oldular
    11.yuallimûne: öğretiyorlar
    12.en nâse: insanlar
    13.es sihrâ: sihir, büyü
    14.ve mâ unzile: ve indirilen şey
    15.alâ el melekeyni: iki meleğe
    16.bi bâbile: Babil'de, Babil
    17.hârûte ve mârûte: Harut ve Marut, iki meleğin isimleri
    18.ve mâ yuallimâni: ve o ikisi öğretmiyorlar
    19.min ehadin: bir kimse
    20.hattâ: olmadıkça
    21.yekûlâ: (ikisi) söylüyorlar
    22.innemâ: ama, fakat, sadece
    23.nahnu: biz
    24.fitnetun: bir fitne, bir imtihan
    25.fe: o zaman, öyleyse, o halde
    26.lâ tekfur: inkâr etmeyin, örtmeyin, kâfir olmayın
    27.fe: o zaman, bundan sonra, fakat
    28.yeteallemûne: öğreniyorlar
    29.min-humâ: onlardan (o ikisinden)
    30.: şey
    31.yuferrikûne: ayırıyorlar, ayırırlar
    32.bi-hi: onunla
    33.beyne: arası
    34.el mer'i: erkek
    35.ve zevci-hî: ve onun eşi
    36.ve mâ: ve değildir, olmadı
    37.hum: onlar
    38.bi dârrîne: zarar verici
    39.bi-hi: onunla
    40.min ehadin: bir kimse
    41.illâ: den başka, olmaksızın, olmadan
    42.bi izni: izniyle
    43.allâhi: Allah
    44.ve yeteallemûne: ve öğreniyorlar
    45.mâ yadurru-hum: onlar zarar veren şeyler
    46.ve lâ yenfeu-hum: ve onlara fayda veren şeyler
    47.ve lekad: ve andolsun ki
    48.alimû: bildiler, öğrendiler
    49.le: elbette
    50.men işterâ-hu: onu satın alan kimseler
    51.mâ lehu: onun için yoktur
    52.fîl âhireti: ahirette
    53.min halâkın: nasipten bir pay, bir nasip
    54.ve le bi'se: ve elbette kötü
    55.mâ şerev: satın aldıkları şey
    56.enfuse-hum: onlar nefslerini, kendi kendilerini
    57.lev kânû: şâyet, keşke ..... olsalardı
    58.ya'lemûne: bilirler, biliyorlar
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 102 Empty Geri: Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 102

    Mesaj tarafından Admin Salı Haz. 09 2009, 18:10

    Diyanet İşleri:"Süleyman’ın
    hükümranlığı hakkında şeytanların (ve şeytan tıynetli insanların)
    uydurdukları yalanların ardına düştüler. Oysa Süleyman (büyü yaparak)
    küfre girmedi. Fakat şeytanlar, insanlara sihri ve (özellikle de)
    Babil’deki Hârût ve Mârût adlı iki meleğe ilham edilen (sihr)i öğretmek
    suretiyle küfre girdiler. Hâlbuki o iki melek, “Biz ancak imtihan için
    gönderilmiş birer meleğiz. (Sihri caiz görüp de) sakın küfre girme”
    demedikçe, kimseye (sihir) öğretmiyorlardı. Böylece (insanlar) onlardan
    kişi ile karısını birbirinden ayıracakları sihri öğreniyorlardı.
    Hâlbuki onlar, Allah’ın izni olmadıkça o sihirle hiç kimseye zarar
    veremezlerdi. (Onlar böyle yaparak) kendilerine zarar veren, fayda
    getirmeyen şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun, onu satın alanın ahirette
    bir nasibi olmadığını biliyorlardı. Kendilerini karşılığında sattıkları
    şey ne kötüdür! Keşke bilselerdi!
    Abdulbaki Gölpınarlı:Tuttular da
    Süleyman'ın saltanatı aleyhine, Şeytanların kapıldıkları şeylere
    uydular. Halbuki Süleyman kâfir olmamıştı, Şeytanlar kâfir olmuşlardı.
    İnsanlara büyü yapmasını ve Babil'deki Hârût, Mârût adlı iki meleğe
    indirilen şeyleri öğretiyorlardı. O iki melek, hiçbir kimseye biz,
    ancak ve ancak Allah tarafından bir sınamayız, sakın kâfir olma demeden
    bir şey öğretmiyordu. Onlardan, karıyla kocanın arasını açan şeyleri
    öğreniyorlardı. Öğrenenler de Allah'ın izni olmaksızın hiçbir kimseye
    zarar veremezlerdi. Kendilerine zarar verecek, fakat hiçbir faydası
    olmayacak şeyleri öğrenmekteydiler. Andolsun ki bu bilgiyi satın alanın
    âhiretten nasibi yoktur, bunu iyice bilmişlerdi de. Fakat bir de
    canları pahasına satın aldıkları o şeyin ne pis şey olduğunu bilselerdi.
    Adem Uğur:Süleyman'ın
    hükümranlığı hakkında onlar, şeytanların uydurup söylediklerine tâbi
    oldular. Halbuki Süleyman büyü yapıp kâfir olmadı. Lâkin şeytanlar
    kâfir oldular. Çünkü insanlara sihri ve Babil'de Hârut ile Mârut isimli
    iki meleğe indirileni öğretiyorlardı. Halbuki o iki melek, herkese: Biz
    ancak imtihan için gönderildik, sakın yanlış inanıp da kâfir
    olmayasınız, demeden hiç kimseye (sihir ilmini) öğretmezlerdi. Onlar, o
    iki melekden, karı ile koca arasını açacak şeyleri öğreniyorlardı. Oysa
    büyücüler, Allah'ın izni olmadan hiç kimseye zarar veremezler. Onlar,
    kendilerine fayda vereni değil de zarar vereni öğrenirler. Sihri satın
    alanların (ona inanıp para verenlerin) ahiretten nasibi olmadığını çok
    iyi bilmektedirler. Karşılığında kendilerini sattıkları şey ne kötüdür!
    Keşke bunu anlasalardı!
    Ali Bulaç:Ve onlar, Süleyman'ın
    mülkü (nübüvveti) hakkında şeytanların anlattıklarına uydular. Süleyman
    inkâr etmedi; ancak şeytanlar inkâr etti. Onlar, insanlara sihri ve
    Babil'deki iki meleğe Harut'a ve Marut'a indirileni öğretiyorlardı.
    Oysa o ikisi: "Biz, yalnızca bir fitneyiz, sakın inkâr etme" demedikçe
    hiç kimseye (bir şey) öğretmezlerdi. Fakat onlardan erkekle karısının
    arasını açan şeyi öğreniyorlardı. Oysa onunla Allah'ın izni olmadıkça
    hiç kimseye zarar veremezlerdi. Buna rağmen kendilerine zarar verecek
    ve yarar sağlamayacak şeyi öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu satın
    alanın, ahiretten hiç bir payı olmadığını bildiler; kendi nefislerini
    karşılığında sattıkları şey ne kötü; bir bilselerdi.
    Ali Fikri Yavuz:(Yahûdi’ler
    Allah’ın kitabını bırakarak sihir yapmağa başladılar) ve Süleyman
    Aleyhisselâmın (devletini yıkmak için) saltanatı aleyhine şeytanların
    okudukları şeye (sihire) tâbi oldular. Hazreti Süleyman (nihayet onlara
    galib gelmekle) sihir edip kâfir olmadı. Fakat şeytanlar, insanlara
    sihir öğrettiklerinden kâfir oldular; Bâbil (şehrin) deki Hârut ile
    Mârut isimli iki meleğe indirilen şeyleri (sihirleri) öğretiyorlardı.
    Halbuki, o iki melek: “- Biz ancak bir imtihan ve tecrübe için Allah
    tarafından gönderildik; sakın sihir yapmayı câiz görüpte kâfir olma!”
    demedikçe bir kimseye öğretmiyorlardı. İşte insanlar, karı ile koca
    arasını ayıracak şeyleri, o meleklerden öğreniyorlardı. Fakat Allah’ın
    izni olmadıkça sihirbazların büyüsü ve sihri hiç bir kimseye zarar
    verici değildir. Onlar (Yahudiler ve Şeytanlar) ise, kendilerini zarara
    sokacak ve hiç bir fayda vermiyecek şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun,
    onlar biliyorlar ki, sihri satın alan kimse için, ahirette bir nasîb
    yoktur. Onlar sihir yapmayı benimsemekle nefislerini ne kötü şeye
    satmış olduklarını eğer bir bilseler!...
    Bekir Sadak:seytanlarin
    Suleyman'in hukumdarligi hakkinda soylediklerine uydular. Oysa Suleyman
    kafir degildi, ama insanlara sihri ogreten seytanlar kafir olmuslardi.
    Babil'de, melek denilen Harut ve Marut'a bir sey indirilmemisti. Bu
    ikisi «Biz sadece imtihan ediyoruz, sakin inkar etme» demedikce kimseye
    bir sey ogretmezlerdi. Halbuki bu ikisinden, koca ile karisinin arasini
    ayiracak seyler ogreniyorlardi. Oysa Allah'in izni olmadikca onlar
    kimseye zarar veremezlerdi. Kendilerine zarar verecek, faydali
    olmayacak seyler ogreniyorlardi. And olsun ki, onu satin alanin
    ahiretten bir nasibi olmadigini biliyorlardi. Kendilerini karsiliginda
    sattiklari seyin ne kotu oludugunu keske bilselerdi!
    Celal Yıldırım:Şeytanların (o
    bozguncu kötü ruhluların Süleyman'ın mülkü hakkında uydurduklarına
    uydular. Halbuki Süleyman kâfir olmadı, fakat o şeytanlar (bozguncu
    ruha sahip olanlar) kâfir oldular da insanlara sihir öğretiyorlardı. B
    a b i l 'de melek (tabiatlı) Hârût ve Mârût üzerine (sihir ilmi ve
    benzeri) bir şey indirilmemişti. Zaten o ikisi, «Biz(im bilgimiz sizin
    için) bir fitne (imtihan)dır. Sakın (sihir ve büyü ilmini öğrenerek)
    kâfir olmayın!» demedikçe hiç bir kimseye (sihir) öğretmezlerdi. Fakat
    (sihir ve büyü meraklıları ve bunları geçim vasıtası yapanlar) o
    ikisinden, koca ile karısının arasını açacak şeyler öğreniyorlardı.
    Halbuki Allah'ın izni olmadıkça onlar bir kimseye zarar verici
    olamazlar. (Çünkü her olay, Allah'ın kâinattaki câri kanunlarına göre
    meydana gelir). Ve onlar kendilerine zarar verecek, fayda sağlamıyacak
    şeyleri öğrenmeye devam ediyorlardı. And olsun ki, onu (sihri, ona ait
    bilgileri) satın alan kimsenin âhirette bir nasîbi olmadığını
    biliyorlardı. Onlar kendilerini nasıl da âdi, önemsiz şey karşılığında
    sattıklarını bir bilselerdi!
    Diyanet İşleri (eski):Şeytanların
    Süleyman'ın hükümdarlığı hakkında söylediklerine uydular. Oysa Süleyman
    kafir değildi, ama insanlara sihri öğreten şeytanlar kafir olmuşlardı.
    Babil'de, melek denilen Harut ve Marut'a bir şey indirilmemişti. Bu
    ikisi 'Biz sadece imtihan ediyoruz, sakın inkar etme' demedikçe kimseye
    bir şey öğretmezlerdi. Halbuki bu ikisinden, koca ile karısının arasını
    ayıracak şeyler öğreniyorlardı. Oysa Allah'ın izni olmadıkça onlar
    kimseye zarar veremezlerdi. Kendilerine zarar verecek, faydalı
    olmayacak şeyler öğreniyorlardı. And olsun ki, onu satın alanın
    ahiretten bir nasibi olmadığını biliyorlardı. Kendilerini karşılığında
    sattıkları şeyin ne kötü olduğunu keşke bilselerdi!
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 102 Empty Geri: Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 102

    Mesaj tarafından Admin Salı Haz. 09 2009, 18:11

    Diyanet Vakfi:Süleyman'ın
    hükümranlığı hakkında onlar, şeytanların uydurup söylediklerine tâbi
    oldular. Halbuki Süleyman büyü yapıp kâfir olmadı. Lâkin şeytanlar
    kâfir oldular. Çünkü insanlara sihri ve Babil'de Hârut ile Mârut isimli
    iki meleğe indirileni öğretiyorlardı. Halbuki o iki melek, herkese: Biz
    ancak imtihan için gönderildik, sakın yanlış inanıp da kâfir
    olmayasınız, demeden hiç kimseye (sihir ilmini) öğretmezlerdi. Onlar, o
    iki melekden, karı ile koca arasını açacak şeyleri öğreniyorlardı. Oysa
    büyücüler, Allah'ın izni olmadan hiç kimseye zarar veremezler. Onlar,
    kendilerine fayda vereni değil de zarar vereni öğrenirler. Sihri satın
    alanların (ona inanıp para verenlerin) ahiretten nasibi olmadığını çok
    iyi bilmektedirler. Karşılığında kendilerini sattıkları şey ne kötüdür!
    Keşke bunu anlasalardı!
    Edip Yüksel:Süleyman'ın otoritesi
    hakkında şeytanların anlattığına uydular. Oysa Süleyman inkar etmedi;
    halka büyücülüğü ve Babil'de Harut ve Marut adlı iki meleğe indirileni
    öğreten şeytanlar inkar etmişti. Bu ikisi: 'Bu bir sınavdır, (bu
    bilgiyi kötüye kullanıp) nankör olmayın!,' demedikçe kimseye onu
    öğretmezlerdi. Fakat o ikisinden öğrendiklerini, koca ile karısının
    arasını açmak için kullandılar. Oysa ALLAH'ın izni olmadan onlar hiç
    kimseye bir zarar veremezdi. Kendilerine yarar vereni değil, zarar
    vereni öğreniyorlardı. Üstelik, ona müşteri olanların ahirette bir payı
    olmadığını da iyi biliyorlardı. Karşılığında kişiliklerini sattıkları
    şey ne kötü. Bir bilselerdi!
    Elmalılı Hamdi Yazır:tuttular
    Süleyman mülküne dair Şeytanların uydurup takib etdikleri şeylerin
    ardına düştüler, halbuki Süleyman küfretmedi ve lâkin o şeytanlar küfr
    ettiler, nasa sihir ta'lim ediyorlar ve Babilde Harut Marut iki melek
    üzerine indirilen şeyleri öğretiyorlardı, halbuki o ikisi «biz ancak
    bir imtihan için gönderildik sakın sihir yapmayı tecviz edib de kâfir
    olma» demedikce bir kimseye öğretmezlerdi, işte bunlardan kişi ile
    zevcesinin arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı, fakat Allahın izni
    olmadıkça bununla kimseye zarar verebilir değillerdi, kendilerine zarar
    verecek, menfaati olmıyacak bir şey öğreniyorlardı, kasem olsun onu her
    kim satın alsa her halde onun Ahırette bir nasibi yok, bunu muhakkak
    bilmişlerdi amma canlarını sattıkları o şey ne çirkin bir şeydi onu
    bilselerdi
    Elmalılı (sadeleştirilmiş):Tuttular
    Süleyman'ın mülküne dair şeytanların uydurup izledikleri şeylerin
    ardına düştüler. Oysa, Süleyman kafir olmadı, ama o şeytanlar kafir
    oldular; İnsanlara büyücülük ve Babil'de Harut, Marut adında iki meleğe
    indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Halbuki o ikisi: «Biz ancak bir
    imtihan için gönderildik, sakın sihir yapıp kafir olma!» demedikçe bir
    kimseye büyü öğretmezlerdi. İşte bunlardan karı-koca arasını ayıran
    şeyler öğreniyorlardı. Fakat Allah'ın izni olmadıkça bununla kimseye
    zarar veremezlerdi. Kendilerine zarar verecek ve faydası olmayacak bir
    şey öğreniyorlardı. Andolsun ki, onu her kim satın alırsa, onun
    ahirette bir nasibi olmadığını da çok iyi biliyorlardı. Keşke
    kendilerini ne kötü şey karşılığında sattıklarını bilselerdi!
    Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2):Tuttular
    da Süleyman mülküne dair şeytanların uydurup izledikleri şeyin ardına
    düştüler. Halbuki Süleyman inkâr edip kâfir olmadı, lakin o şeytanlar
    kâfirlik ettiler; insanlara sihir öğretiyorlar ve Bâbil'de Harut ve
    Marut'a, bu iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Halbuki o
    ikisi «biz ancak ve ancak sizi denemek için gönderildik, sakın sihir
    yapıp da kâfir olmayın!» demeden kimseye birşey öğretmezlerdi. İşte
    bunlardan karı ile kocanın arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı.
    Fakat Allah'ın izni olmadıkça bununla kimseye zarar verebilecek
    değillerdi. Kendi kendilerine zarar verecek ve bir fayda sağlamayacak
    bir şey öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu her kim satın alırsa, onu
    alanın ahirette bir nasibi olmayacağını da çok iyi biliyorlardı.
    Hakkiyle bilselerdi, uğruna canlarını sattıkları şey ne çirkin bir
    şeydi.
    Fizilal-il Kuran:Ve onlar
    şeytanların Süleyman’ın mülkü aleyhine uydurdukları şeylerin ardına
    düştüler. Halbuki Süleyman asla küfretmedi. Sadece şeytanlar
    küfrettiler. Onlar insanlara sihri ve Babil’deki iki meleğe, Harut ile
    Marut’a indirilenleri öğretiyorlardı. Bu iki melek ise: “Biz ancak
    fitneyiz, sakın küfretme.” demedikçe kimseye sihir namına bir şey
    öğretmezlerdi. Onlardan koca ile karısının arasını ayıracak şeyler
    öğrendiler. Halbuki bunlar, Allah’ın izni olmadıkça o sihirle kimseye
    zarar verici değildiler. Onlarsa kendilerine zarar verip fayda vermeyen
    şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun ki onlar sihri satın alan kimse için
    ahirette hiçbir nasip olmayacağını biliyorlardı. Ne fena bir şey
    karşılığında nefislerini sattılar. Şayet bilmiş olsalardı?
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 4744
    Kayıt tarihi : 23/02/09
    Yaş : 64
    Nerden : istanbul

    Alevi-Veysel Forumundaki Üyelerin Karekterleri
    üye karekteri: 1 kıdemli

    Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 102 Empty Geri: Kuran-ı Kerim » 2 / BAKARA - 102

    Mesaj tarafından Admin Salı Haz. 09 2009, 18:12

    Gültekin Onan:Ve
    onlar Süleyman'ın mülkü hakkında şeytanların anlattığına / okuduğuna
    (tetluşşeyatıynu) uydular. Süleyman küfretmedi ancak şeytanlar
    küfrettiler. Onlar insanlara büyücülüğü (sihr) ve Babil'deki iki
    meleğe, Harut ve Marut'a indirileni öğretiyorlardı. Oysa o ikisi "Biz
    bir fitneyiz, (bu bilgiyi kötüye kullanıp) küfretmeyin?" demedikçe hiç
    kimseye onu / birşey öğretmezlerdi. Fakat onlardan koca (beynelmer) ile
    karısının (zevcihi) arasını açan şeyi öğrendiler / öğreniyorlardı. Oysa
    onunla Tanrı'nın izni olmadan hiç kimseye zarar veremezlerdi.
    Kendilerine yarar sağlayanı değil, zarar vereni öğreniyorlardı.
    Andolsun onlar, bunu satın alanın ahirette bir payı olmadığını da
    biliyorlardı. Karşılığında nefslerini sattıkları şey ne kötü. Bir
    bilselerdi!
    Hasan Basri Çantay:Şeytanların;
    Süleymanın mülk (-ü saltanat ve nübüvvet) i aleyhine uydurub ta'kib
    etdikleri şeylere (yalanlara) uydular. Halbuki Süleyman asla kâfir
    olmadı. Fakat o şeytanlar kâfirdiler ki insanlara sihri (büyücülüğü) ve
    Bâbildeki iki meleğe, Hârur ve Mâruta indirilen şeyleri öğretiyorlardı.
    Halbuki onlar (o iki melek) : «Biz ancak fitneyiz (imtihan için
    gönderilmişizdir). «sakın (sihir, büyü yapıb da) kâfir olma» demedikçe
    hiç bir kimseye (sihir) öğretmezlerdi. İşte onlardan (o iki melekden)
    koca ile karısının arasını ayıracak şeyler öğrendiler. Halbuki
    (sihirbazlar) Allahın izni olmadıkça onunla hiç bir kimseye zarar
    verici değillerdir. Onlar ise kendilerini zarara sokacak, onlara fâide
    vermeyecek şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun, onlar muhakkak
    biliyorlardı ki onu (sihri) satın alan (ona revac veren) kimsenin
    âhiretden hiç bir nasibi yokdur. Onların kendilerini cidden ne kötü şey
    mukaabilinde satdıklarını bilmiş olsalardı.
    İbni Kesir:Ve onlar şeytanların
    Süleyman'ın mülkü aleyhine uydurdukları şeylerin ardına düştüler.
    Halbuki Süleyman asla küfretmedi. Sadece şeytanlar küfrettiler. Onlar,
    insanlara sihri ve Babil'de ki iki meleğe; Harut ile Marut a
    indirilenleri öğretiyorlardı. Bu iki melek ise: «Biz ancak imtihan için
    gönderildik, sakın küfretme. «demedikçe kimseye sihirden bir şey
    öğretmezlerdi. Onlardan koca ile karısının arasını ayıracak şeyler
    öğrendiler. Halbuki bunlar, Allah'ın izni olmadıkça o sihirle kimseye
    zarar verici değillerdi. Onlarsa kendilerine zarar verip fayda vermeyen
    şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun ki, onlar onu satın alan kimse için
    ahirette hiçbir olmayacağını biliyorlardı. Ne fena birşey karşılığında
    nefislerini sattılar. Şayet bilmiş olsalardı?
    Muhammed Esed:Ve (onun yerine)
    Süleyman'ın hükümdarlığı sırasında şeytanca niyetler taşıyan kimselerin
    telkin ede geldiklerine uyarlar. Hakikati inkar eden Süleyman değildi,
    ama o şeytanca niyetler taşıyan kişiler halka sihir öğreterek hakikati
    inkar ettiler; -ve onlar, Babil'deki iki melek Harut ve Marut
    vasıtasıyla ihdas edilene (uyarlar)- gerçi bu ikili, öncelikle, "Biz
    sadece ayartıcılar; sakın (Allah'ın vahyettiği) hakikati inkara
    yeltenmeyin!" şeklinde uyarıda bulunmadan hiç kimseye onu öğretmediler.
    Ve onlar, bu ikiliden, karı koca arasında nasıl huzursuzluk
    çıkarılacağını öğreniyorlardır; ancak Allah'ın izni olmadan onunla hiç
    kimseye zarar veremedikleri gibi sadece kendilerine zarar veren ve hiç
    faydası olmayan bir bilgi ediniyorlardı; oysa onlar, bu (bilgiyi)
    edinenin ahiret hayatının güzelliğinden nasipsiz kalacağını
    biliyorlardı. Doğrusu, karşılığında ruhlarını sattıkları o (sanat) ne
    kötüdür, keşke bunu bilselerdi!
    Ömer Nasuhi Bilmen:Ve onlar
    Süleyman aleyhisselâm mülkü aleyhine şeytanların uydurdukları şeylerin
    ardına düştüler. Halbuki Süleyman, asla küfretmedi, fakat o şeytanlar
    kâfir oldular. Onlar nâsa sihir ve Babil'deki iki meleğe, Harût ile
    Marût'a indirilmiş olan şeyleri öğretiyorlardı. Bu iki melek ise, «Biz
    ancak bir fitneyiz, sakın kâfir olma!» demedikçe bir kimseye sihir
    namına bir şey öğretmezlerdi. İşte birtakım kimseler bu iki melekten
    zevç ile zevcenin arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı. Fakat bunlar
    Allah Teâlâ'nın izni olmadıkça bu sihr ile bir kimseye bir zarar
    verebilir değildirler. Onlar kendilerine zarar verip fayda vermeyen
    şeyleri öğreniyorlardı. Yemin olsun ki onlar, o sihri satın alan kimse
    için ahirette hiç bir nâsip olmayacağını muhakkak bilmişlerdir. Ne fena
    bir şey mukabilinde nefislerini satmış oldular, eğer bilecek olsalardı.
    Şaban Piriş:Onlar şeytanların
    Süleyman’ın saltanatı hakkında uydurdukları şeylere tabi oldular. Oysa
    Süleyman kafir değildi. Fakat insanlara sihri öğreten şeytanlar kafir
    idi. Onlar insanlara büyüyü Babil'deki iki meleğe, Harut ile Marut’a
    indirileni öğretiyorlardı. O ikisi: -Biz bir imtihan vesilesiyiz, sakın
    kafir olma! demedikçe, hiç kimseye bir şey öğretmiyorlardı. O ikisinden
    karı ile kocanın arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı. Onlar
    kendilerine faydalı olanı değil zararlı olanı öğreniyorlardı. Andolsun
    onlar o büyüyü satın alanın ahirette bir nasibi olmadığını gayet iyi
    biliyorlardı. Kendilerini sattıkları şeyin ne kadar kötü olduğunu keşke
    anlasalardı!
    Suat Yıldırım:Tuttular,
    Süleyman’ın hükümranlığı hakkında şeytanların uydurdukları sözlere tâbi
    oldular. Halbuki Süleyman küfre gitmemişti. Fakat asıl o şeytanlar
    küfre gittiler. Halka sihiri ve Babil’de Hârut ve Mârut adlı iki meleğe
    indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Oysa o ikisi: "Biz sırf imtihan için
    gönderildik, sakın kâfir olma!" demedikçe hiç kimseye sihir
    öğretmezlerdi. İşte bunlardan koca ile karısının arasını açacak şeyler
    öğreniyorlardı. Fakat Allah’ın izni olmadıkça onlar bununla hiç kimseye
    zarar veremezlerdi. Onlar kendilerine zarar getirip fayda vermeyen
    şeyler öğreniyorlardı. Büyüye müşteri olan kimsenin âhiretten nasibi
    olmadığını pek iyi biliyorlardı. Karşılığında kendi varlıklarını
    sattıkları şey ne kötü! Keşke bunu anlasalardı!
    Süleyman Ateş:Süleymân'ın
    hükümdarlığı hakkında onlar, şeytânların uydurdukları sözlere uydular
    (Süleymân'ın, büyü yaparak saltanatını kazandığını söyleyen şeytân
    ruhlu insanlara uyup, Süleymân'ın büyücü olduğuna inandılar). Oysa
    Süleymân (büyü yaparak) küfre gitmemişti. Fakat o şeytânlar küfre
    gittiler: İnsanlara büyü ve Bâbil'de Hârût ve Mârût adlı melekler(den
    ilham alan iki kişiy)e indirileni öğretiyorlar. Halbuki onlar: "Biz bir
    fitneyiz (sizin için bir sınavız), sakın, küfre gitme(yin)!" demedikçe
    kimseye bir şey öğretmiyorlardı. Fakat bunlar, onlardan, erkekle
    karısının arasını açacak şeyler öğreniyorlardı. Ama, onlar, Allâh'ın
    izni olmadan onunla hiç kimseye zarar veremezler. Onlar, kendilerine
    yarar vereni değil, zarar vereni öğreniyorlardı. Andolsun, onu sat(ıp
    onunla çıkar sağlay)anın, âhirette bir nasibi olmadığını gâyet iyi
    biliyorlardı. Vicdanlarını sattıkları şey ne kötüdür, keşke (bunu)
    bilselerdi!
    Tefhim-ul Kuran:Ve onlar,
    Süleyman'ın mülkü (nübüvvet) aleyhinde şeytanların uyduklarına uydular.
    Süleyman ise küfretmedi; ancak şeytanlar küfretti. Onlar, insanlara
    sihiri ve Babil'deki iki meleğe Harut'a ve Marut'a indirileni
    öğretiyorlardı. Oysa o ikisi: «Biz, yalnızca bir fitne (denemeden
    geçiren kimse) yiz, sakın küfretme» demedikçe hiç kimseye (bir şey)
    öğretmezlerdi. Fakat onlardan erkekle karısının arasını açan şeyi
    öğreniyorlardı. Oysa Allah'ın izni olmadıkça onunla hiç kimseye zarar
    veremezlerdi. Onlar ise, kendilerine zarar verecek ve yarar
    sağlamayacak şeyi öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu satın alanın,
    ahiretten hiç bir payı olmadığını bildiler; kendi nefislerini
    karşılığında sattıkları şey ne kadar kötü; bir bilselerdi.
    Ümit Şimşek:Onlar, Süleyman'ın
    hükümranlığı hakkında şeytanların uydurduğu şeye uydular. Oysa Süleyman
    hiçbir zaman kâfir olmadı. Fakat insanlara büyüyü ve Babil'de Hârut ile
    Mârut'a indirileni öğreten şeytanlar kâfir oldular. Oysa o iki melek
    'Biz imtihan için gönderildik; sakın kâfir olmayın' demeden kimseye
    birşey öğretmezlerdi. Onlar ise, bu iki melekten, karı ile kocanın
    arasını açacak şeyler öğreniyorlardı. Gerçi Allah'ın izni olmadıkça
    onlar hiç kimseye zarar veremezler. Fakat onlar, kendilerine yarar
    değil, zarar getirecek şeyleri öğreniyorlardı. And olsun, o büyüye
    müşteri olan kimsenin âhirette hiçbir nasibi olmadığını onlar da
    biliyordu. Ruhlarını ne kötü birşeye sattılar! Keşke bunu da bilselerdi.
    Yaşar Nuri Öztürk:Süleyman'ın
    mülk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların okuyup durduklarına
    uydular. Halbuki Süleyman küfre sapmamıştı. Ancak şeytanlar küfre
    sapmıştı; insanlara büyüyü öğretiyorlardı. Ve Babil'de Hârût ve Mârût
    adlı iki melek üzerine indirileni öğretiyorlardı. Oysa ki o iki melek,
    "Biz bir imtihan aracıyız, sakın küfre sapma!" demedikçe hiç kimseye
    bir şey öğretmiyorlardı. İnsanlar onlardan erkekle eşinin arasını
    açacakları şeyi öğreniyorlardı. Ne var ki, onlar onunla Allah'ın izni
    olmadıkça hiç kimseye zarar veremezler. Onlar kendilerine zarar vereni,
    yarar vermeyeni öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu satın alanın
    âhırette hiç bir nasibi olmayacağını açıkça bilmişlerdir. Öz
    benliklerini sattıkları şey ne kötüdür! Bir bilebilselerdi...

      Forum Saati Ptsi Nis. 29 2024, 06:44